6.Bölüm {Seviyordum}

13 3 2
                                    

Herkese Heloooo vee iyi okumalar ;)

Heee şarkıyı dinlemeyi unutmayınizzz.

Yağmur, sanki insanın tüm dertlerini yıkıyor gibi geliyor bazen. Bazen dertlerimden kurtulmak için sadece yağmura çıkmam yeterli diye düşünüyorum. Şimdi de bana umut olan, her şeyim olan adamın bana söylediği itiraflara şahit oluyordu yağmur. Evet, Murat beni sevdiğini ilk kez dile getirmişti. Zaten yıllar sonra ilk kez karşılaşmıştık, ve bu karşılaşma yine benim içimde umut ışıklarını yakmıştı.

Şiddetli yağan yağmurun altında Murat'ın öpüşüne karşılık verirken kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyordu. Titremesine rağmen ellerimi boynuna doladım. Murat benden uzun olduğu için ona karşılık verirken zorlandığımi fark ederek biraz daha eğildi. Belim arkamdaki ağaca yaslanirken, onun ellerinin arasında sanki yağmurda kanatları ıslanmış ve uçamayan bir kuş gibiydim.

Nefes nefese bir birimizden ayrıldığımız an alnını alnıma yasladı. Havayı hızlı hızlı içime çekerken kikirdadim.

Bakışları hâlâ dudaklarımda olan Murat, gözlerini gözlerime dikti ve "Neden gülüyorsun?" diye sordu.

Hâlâ gülerken başımı kaldırıp muazzam yüzüne baktım. "Az önce seni öldürmeye bile hazırdım." dedim.

Yüzünde çapkın bir tebessüm oluşurken "Murat Demirtaş'a karşı koymak mümkün değil küçük hanım." dedi göz kırparak.

Abartılı bir şekilde gözlerimi devirirken "Egoya bak." dedim.

Tebessüm ederek "Deniz," dedi ve bakışlarını dudaklarıma indirdi.
Bir elini başımın hemen yanından geçirip arkamdaki ağaca yaslarken diğer eli de belimdeki yerini bulmuştu.

Nefeslerimiz bir birine karışırken sertçe yutkundum ve gözlerimi gözlerine diktim.

"Şunu tekrar yapalım mı?" derken belimdeki eli yavaş yavaş belimi okşama başlamıştı.

Anlamazliktan gelerek "Neyi?" dedim kaşlarımı çatip.

Yüzünü yavaş yavaş benimkine yaklaştırdı. Yaklaştı, yaklaştı ve boynuma bir öpücük kondurdu. Sonra bir tane daha, ve bir tane daha.

Dudakları yavaş yavaş boynumda gezerek kulağımı buldu ve fısıldayarak konuştu. "Neyi olabilir?" dedi.

Alt dudağımı dişleyerek gülümsedim ve "Yapalım." dedim.

O da gülümsedi ve bu sefer hedefi dudaklarım olmuştu. Boynuma hızla bir öpücük kondurarak dudaklarıma yaklaşırken birden aklına bişey gelmiş gibi kaşlarını çattı ve sonra çapkınca gülümsedi. "Hadi eve gidiyoruz." diyerek birden beni kucağına alınca yüksek sesle kahkaha attım.

Beni kucağına alarak eve doğru yürümeye başladi. Gülerek baş parmağımla birkaç kez kafasına vurdum ve "Bu kafanın içinde neler geçiyor acaba?" dedim.

Yüzünde hâlâ muzip sırıtma yerini korurken kafasını bana çevirdi ve
"Bir bilsen aklın şaşar." dediğinde neyi ima ettiğini anlamıştım ve hızlıca kucağından atlayarak indim

Bu hareketime kafasını geriye atarak gülerken parmağımı tehdit edercesine ona doğru salladım.
"Bana üç adımdan daha fazla yaklaşmayı sana yasaklıyorum arsız adam!" dedim.

Kaşları öyle mi dercesine havalanirken
"Ben miyim arsız?" demişti.
"Yakamdan tutup kafamı pencere ızgarasindan içeriye sokmaya çalışıp beni öpmeye kalkışan kız mı söylüyor bunu?" dediğinde utançtan kip kırmızı olmuştum.

Evet arkadaşlar, yapmıştım öyle bişey.

Bu halime gülerek devam etti. "Izgara olmasaydı Allah bilir neler yapardın sen bana."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşık olunca Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin