Insan bu hayata gelmişki, bır sürü zorluklarla karşılaşır ve onlarla mücadele etmeye çalışır. Acı çeker.
Hayata küser. Bir sürü engeller, sıkıntılar, bunlarla karşı karşıya kalır.
Hayat bazen beklenmedik olaylarla dolu olabilir, bize acımaz. Işte böyle hayatın zorluklarıni daha çok erken yaşta yaşamayı başlayan ben, bı çarem olmadığını kabulleniyorum.
Çocukluğundan beri hep ailesi tarafından dayak yiyen, ve her seferinde kaçma planları kuran ama bı türlü buna cesaret edemeyen Ben bugün 14 Mayıs doğum günümü sahildeki bi bankta oturmuş gözyaşları içinde kutluyorum. 22 yaşına geldim. Ama hala o küçük kanatları kırık cesaretsiz bı kızım.
Her gün hayat işte napabilirim diye geçiştiriyorum.Vardi. Benimde bı umudum vardi. Ama o umudu da çok erken kaybettim.16 yıl önce.
"Abla nolur özür dilerim yemin ederim ayağım taşa takıldı Valla bı daha düşmem nolur affet abla" dizlerinden aşağıya doğru kan akan küçük Deniz, acı içinde ablasına yalvarıyordu.
"Sana daha kaç kere söyleyecam kedilerin peşinden koşma diye"
Sokağın ortasında kardeşine bağırıp, elinden çekiştirip sürükleyen abla, kardeşini düşünür gibi değildi."Abla nolur babama söyleme yine beni aç bırakır yine odama kilitler" diye çığlık atıyordu.
"Abla lütfen" ablası elini daha çok çekiştirdi.
"Bunu düşmeden önce düşünsaydın"
Küçük kız akşam babası evi geldiğinde olacakları düşünüp ağlamaya başladı lakin bu ablasının pek umrunda değildi.Büyük kuyumcu dükkanının yanında duran lüks arabanın önünden geçerken Deniz bı anda ablasının elini ısırdı be kaçmaya çalıştı. Ancak daha üç adım atmıştı ki ablası onu saçlarına elini doladiği gibi yere doğru fırlattı. Onların yanında duran arabanin içinde babasının kuyumcudan çıkmasıni bekleyen Murat bu iki kardeşi şaşkınlık içinde izlemeye başladı. Yere yapışan küçük Deniz başını kaldırıp saçlarının arasından ablasına baktı ve "Hepinizden nefret ediyorum" diye bağırdı ve ayağa kalktı. Bu sözleri duyan ablası küçücük kardeşine öyle bi tokat attı ki, kız yüz üstü yere yapışti. Soluğunu tutarak onları izleyen Murat, Deniz'in ablasına nefretle baktı. Yerde dudağı kanayan kıza içten içe acıdı. Ablası yeniden Deniz'in elinden tuttuğu gibi ayağa kaldırdı ve peşinden eve sürüklemeyi başladi
Bunlara daha fazla seyirci kalamayan Murat arabadan indi ve belli etmeden onların peşine takıldı.
Ağlayarak elini ablasindan kurtarmaya çalışan kızın peşinden giderken bunu neden yaptığı bilmiyordu. 10 yaşındaki Murat yaşıtlarına göre fazla soğukkan ve akıllıydi. 5 dakikalık yolun sonunda Deniz ve ablası beş katlı binanın içine girdiler. Deniz'in ablası onu çekiştirerek üçüncü kata kadar çıkardı ve kapıyı tiklatti. Kapıyı kırk yaşları arasında bı kadın açtı. Dudağı ve dizleri kanayan kıza ters ters bakmayı başladi."Yine ne halt yedin Allah'ın cezası" diye bağırdıktan sonra çekildi ve kızların içeri girmesini izin verdi.
Biraz aşağıda onları izleyen Muratdan kimsenin haberi yoktu.
Murat çaresizlik içinde binadan çıkti. Tam gidecekti ki yukarıdan gelen ağlama sesiyle durmak zorunda kaldı. Üçüncü katın açık olan penceresinden gelen bu sesler Murat'ın içini paramparça etti."Anne ben çok özür dilerim..." diye bağıran Deniz ağlamaktan sesi değişmiş gibiydi
"Allah senin belanı versin" diye bağıran anne kızını seviyor gibi değildi
"Baban gelene kadar burdan bı adım dışarı atmıyorsun" diyerek kapıyı kapatıp gitmişti.
Nedensiz bı şekilde Murat hala o binanın altında duruyo ve küçük Deniz'in ağlamasını dinliyordu. Güneş batmak üzereydi. Ama hala Murat ayak kulu bağlı orda bekliyordu. Murat binanın yanındaki kocaman ağaca bakarak sırıttı. Ağaç pencereye çok yakındı. Murat ağaca tırmanarak Deniz'in penceresinin yanına kadar çıkabilirdi. Murat ablasindan dayak yiyen Deniz için ağaca tırmanmayı başladı. Ağaç binaya çok yakın olduğu için ağacın kocaman bir dalı pencerinin tam da yanındaydı. Murat ağaca kolayca ulaşıp, üçüncü kata çıkmışti. Karanlık çoktan düştüğü için her yer karanlıkti. Karanlık odada bir lamba yanıyordu ve lambanın yanında oyuncak ayisina sarılarak gözleri kapalı bir şekilde birşeyler fısıldayan Denizi gören Murat, onun ne dediğini duymak için pencereye daha da yaklaşti. Şimdi herşeyi çok net duyuyordu. Ve evet Deniz ninni söylüyordu. Deniz daha 6 yaşında olmasına rağmen çok güzel sesi vardı. Ninniyi o kadar güzel söylüyordu ki, pencereden onu izleyen Murat, soluğunu tutarak onu dinlemeye başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık olunca
AventuraBen her gün denizde boğulmaya geldim.... Deniz'in gözyaşlarında boğulmaya