5

1.6K 234 195
                                    

🗝

~~~

Not) Kurguda geçen "Moya lyubov" Rusça bir kelime olup, sevgilim-aşkım anlamlarına gelir.

Yorum yapmayı unutmayın 🦋

Keyifli okumalar...

Bölüm Beş- HATA

Lucas

İçeri girmeden önce kapıyı iki kere çalıp açtım. Tahmin ettiğim gibi yine çalışıyordu. Odanın içine adımlarken paltomu çıkardım.

"Hoş geldin." Dedi Nicola bana bakma gereği duymadan. Yanına sadece benim bu şekilde gelebileceğimi biliyordu.

"Yine şu otelle mi uğraşıyorsun. Bu gidişle erken bunayacaksın haberin olsun." Sözlerime tembelce güldü. "Senin on katın ederim." Dediğinde erken bunadığına ikna oldum.

"Tabii, sen öyle diyorsan." Çalışma masasının karşısındaki koltuğa rahatça oturdum.

"Sen beni boşver de, İspanyollara ne oldu? Malları kılpayı kurtardık. Büyük zarar edebilirdik. Farkındasın değil mi?"

"Onlarla bir ilgisi yok."

"Ne dedin?"

Nefesimi verip ellerimi önümde kavuşturdum. "Adamlara oynuyorlar. Gerry İspanyollarla telefonda görüştüğüyle ilgili yalan söylüyor. Hepsinin telefonunda çip var. Gerry hiç yurt dışı görüşmesi yapmamış." Nicola dikkatle dinliyordu beni.

"Başka bir telefonla yapmıştır."

"Hayır," diye araya girdim. "Yapmadığından eminim."

"Nasıl eminsin?"

"İspanyollar ile iletişime geçebilmesi gökten hamburger yağması kadar imkansız. Dikkat edince fark ediyorsun. Adamlar FBI dan örnek alıyor resmen. Bizim Gerry yeterli kanıt olmadan hiç ulaşamaz onlara. Onlar da risk almazlar zaten. Başka bir iş var bunda."

"Haklısın." Dedi gururla. "Bu sabah Francisco aradı. Burayla ilgilenecek pek vakitleri yok gibiydi. Meşguller bayağı." Francisco İspanyol mafya ailesinden Nicola'nın eski bir dostuydu.

"Her kim yaptıysa dikkatimizi dağıtmaya çalışmış İspanyollarla."

"Evet." Dedi Nicola. "Yakından biri olmalı Lucas. Dikkatli ol."

Haklıydı. Bunu yapan kimse yakınımdaydı. Gerry konuşamıyordu artık. Yazarken de sıkıyordu. Rine kafasına sıkmamış olsaydı ötlekliğinden faydalanırdık. Ne yazık ki iş başa düşmüştü.

"Öğle yemeğine kalmaya ne dersin?"

"Hayır." Dedim hızla. "Kabul et artık. Sen kötü bir aşçısın, yemek yapmaya devam ettikçe etrafında kimse kalmayacak. Yalnızlıktan kafayı yememek için mecburen iki kedi alıp onlarla yaşayacaksın ama yemeklerin o kadar kötü ki onlar bile seni terk edecek."

Nicola hiç aldırmadan mutfağa gitmek için yerinden kalktı. "Kıskanıyorsun yemek becerilerimi. Yemezsen yeme. Nankör velet seni." Arkasından gülerek ilerledim. Mutfağa gittiğinde evden çıktım.

[Ölümdeki Şans]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin