• evettt tekrardan hikayeye devam ediyoruz. Yavaş yavaş bölümleri yazarak yayımlayacağım.• sizleri çok çok love.
•Kelime yanlışları olabilir şimdiden özür dilerim.
•oy vermeyi unutmayınn.
🦥🦥🦥
üzerimde bir ağırlık vardı ve kımıldayamıyordum. Gözlerimi yavaşça açıp üzerimdeki şeye baktım. "Miray?" Üzerime çullanmış uyuyordu. Miray hala uyumaya devam edince kımıldamaya çalıştım. "Miray kalksana kızım öldüm!" Miray küçük bir çığlık atarak yere düştü. Bende yatakta doğruldum. Miraya baktığımda yerde uzanıyor ve tavana bakıyordu. "Ben senin üstüne nasıl çıkmışım?" Cidden bu soruyu kendine sormak yerine bana mı soruyordu?
"Bilmem sana sormak lazım, gece rüyanda farklı şeyler mi gördün yoksa" neyden bahsettiğimi anlamış olacakki olduğu yerde doğruldu ve bana baktı. "Yok canım ne alaka yaa. Hadi geç kalcaz hazırlanalım, aa duş varmış görüşürüz" cevap vermemi beklemeden duşa girip kapıyı kapattı. Bu kızın rüyaları bile kendi gibi garip. Yatağımdan kalktım ve yatağımı güzelce düzelttim esneyerek dolabımın önündeki valizlerime baktım, dün akşam yorgun olduğum için direk yatmıştım. Miray sağolsun valizleri dolabın önüne koymuş. Okuldan döndükten sonra valizimi güzelce ayarlardım o yüzden şimdilik valizin içinden kıyafet seçip giymem lazım.
🦥🦥🦥
Yatağımın üzerinde otururken mirayın saçını taramasını izlemeye başladım "birazdaha tararsan kafanda saç kalmayabilir ve derse de geç kalabiliriz." Diyerek ona okul olduğunu hatırlattım. Üzülmüş gibi yaparak aynadan bana baktı "pardon hadi çıkalım hazırım ben" aynada sonkez kendine baktı sonra yanıma gelerek kolumu tuttu, beni yataktan kaldırdı.
Beraber sabah kahvaltısı için yemekhaneye inmiştik. Diğer kızlar çoktan kahvaltıya oturmuş sohbet ediyorlardı. Gözlerim kızların üzerinde gezerken masanın sağ tarafında oturan iklimayı gördüm. Kafasını yemeğinden kaldırdı ve bize küçük bir tebessüm sundu "günaydın kızlar" bende ona karşılık aynı tebessümü sundum "günaydın iklima" miray kolumu çekiştirerek yemek veren ablaların yanına götürdü. Duvarda asılı olan iki tane tepsiyi kaptı ve birini elime tutuşturdu. "Birazdaha beklersek gerçekten derse geç kalabiliriz." İşte şimdi benim gibi konuşmaya başladı.
Kahvaltımızı çoktan yapmış okula doğru yürüyorduk. Yurt okula yakın olduğu için araba ile gelmeye gerek yoktu. Yurttaki kızlara gelirsek sadece birkaçı bizim okuldandı. Diğer kalanlar ise başka okula gidiyorlardı.
Okulun bahçesine girdiğimizde dış kapının önünde telefon ile konuşan yaren hocayı gördüm. Yanından geçiyorken "Ayça" bana seslenmesi ile mirayla birbizimize kısa bir bakış attık. Beni neden çağırdığını merak ediyordu, tabi bende. Omuzlarımı yukarı kaldırıp indirdim "bilmemki" fısıldayarak söyledikten sonra yaren hocaya döndüm.
"Efendim hocam?" Yeni kapattığı telefonunu ceketinin içine atarak gülümsedi. "Benim kısa bir işim çıktı bu kağıtları öğretmenler odasında masama bırakır mısın?" Elindeki kağıtlara baktım, bir hafta sonraki sınav kağıtları olmalıydılar. Hocayı kırmamak için elindeki kağıtlara uzandım "tabiki bırakırım." Hoca kağıtları elime vererek çıkışa doğru yürümeye başladı.
"İki dakikada çıkar bırakırdı hazıra konmayı çok seviyor" Miray yüzünü buruşturarak arkasından baktı "boşversene işi çıkmış belki önemli birşey, sen sınıfa git ben bunları bırakır gelirim" miray kafasını sallayıp sınıfa doğru yürümeye başladı. Bende öğretmenler odasına gitmeye başladım. Merdivene yavaş adımlarla çıkarken camın önünde kalçasını mermere yaslamış olan Caneri gördüm. Onu en son geçen gün okulun bahçesinde görmüştüm, beni motoru ile bırakmayı teklif etmişti.
Üniversiteye geldiğimden beri hep sessiz biriydi. Ve nedense onu ortalıkta çok görmüyordum. Kimsenin dikkatini çekmiyordu ama benim dikkatimi çok çekiyordu, bu hali bana garip geliyordu. Merdivenleri yavaş yavaş çıkarken gözlerimi onda gezdirdim. Altına giydiği bacaklarına çok yapışmayan pantolon ve üzerine giydiği bol gri sweat ile gayet güzel bir kombin yapmıştı. Dağınık saçları kulağına kadar uzun, öndeki saçları ise gözlerinin tam üzerinde bitiyordu.
Sol kaşındaki çizik ile kendisine ayrı bir hava katıyordu. Kafasi eğik ayaklarının ucuna bakıyordu, dalmış gibiydi. Başını yavaşça kaldırıp bana baktığında ne yapacağımı bilemedim çünkü bildiğin onu izliyordum. Yanlış anlaşılabilirdi. Gözleri ilk önce elimdeki kağıtlara kaydı, sonra gözlerime baktı. Merdivenin hemen yanında ki cama yaslı olduğu için aramızda pek mesafe yoktu. Merdiveni çıktıkça ona daha çok yakınlaşıyordum. Badem göz yapısı vardı kirpikleri de yüzüne yakışacak uzunluktaydı, ne çok uzun ne çok kısa. Ela gözleri ile daha da güzel geliyordu gözleri. Uzun süre bana baktı, o bana baktıkça ayaklarım birbirine dolanıyordu.
Merdivenin son adımını atınca ayağım diğer ayağıma takıldı, tam düşecekken Caner önüme geçti ve beni düşmekten kurtardı. Elleri ile sadece elimdeki kağıtlara değiyordu, sanki bana dokunması yanlışmış gibi kağıtları tutarak beni düşürmekten kurtarmıştı, kağıtlar oldukça fazla olduğu için tutabilmişti. Hemen kendime çeki düzen vererek ondan uzaklaştım.
"Teşekkür ederim" bana baktı ve camın kenarına tekrar yürüyerek kalçasını tekrar yasladı. Rica ederim demek bu kadar zormuydu? Bozulduğumu belli etmemek için önüme döndüm ve adımlarımı hızlandırarak öğretmenler odasına kadar hızlı adımlarla gittim. Kapıyı açarak içeri girdim ve yaren hocanın masasının yanına gelerek elimdeki kağıtları masasının üzerine bıraktım. Kapıya doğru tekrar yürümeye başladığımda diğer hocanın masasının üzerindeki dosya dikkatimi çekmişti çünkü üzerinde Yaman Aksoy yazıyordu.
Kapıya kısa bir bakış atarak dosyayı elime aldım ve kapağını açtım. İçinde şirketle ilgili bilgiler yazıyordu, diğer sayfasına geçtiğimde onun şirketinde staj yapan öğrencilerin isimleri yazıyordu. Bu sayfayı da geçerek arka sayfayi çevirdim. Yaman beyin fotoğrafı ve şirketle anlaşma yaptığı fotoğraflar vardı. Alt kısımda birtane numara yazıyordu. Aklıma gelen şey ile kapıya tekrar baktım. Bu numara onun olabilirmiydi? Cebimden telefonumu çıkararak kağıtta yazan numarayı rehberime kaybettim. Kapıdan gittikçe yaklaşan sesler duyunca dosyayı kapatarak hızlı bir şekilde masadan uzaklaştım. Kapıyı açarak dışarı çıktım ve sınıfa doğru yürümeye başladım.
•Bu günlük bu kadar güzellerim umarım daha fazla yazar ve sizlerle paylaşabilirim.
•Görüşürüzzz 💖💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐄𝐍İ 𝐏𝐀𝐓𝐑𝐎𝐍 / +𝟏𝟖
RandomDİKKAT! YAŞ FARKI VARDIR!!! Üniversite sona giden ve Şirkette staj gören Ayça, koku duyusu olmamasına rağmen tesadüfen bir cafede tanımadığı bir adamın kokusunu almıştır ve adamı tekrar görmek için her gün o cafeye gider. Birgün şirkete yeni bir pa...