10

121 17 34
                                    



"Neden çağırdığı belli oldu." içimden geçirdiğim bu cümle tüm bıkkınlığımı belirten tek şeydi.

"Tahta tek başıma da geçebilirim, eş mevzusu için henüz çok erken olduğunu düşünüyorum."

"Neden erken olsun ki? Hangi imparator tahta tek başına çıkmış? Prensim, siz bu konunun ciddiyetini kavradığınıza emin misiniz?"

"Elbette kavrıyorum ancak beni bir anda çağırıp eş bulma vaktimin geldiğini söylemenizi hoş bulmuyorum. Elimi ayağımı birbirine dolaştırıyorsunuz. Sizce bir ülkeyi yönetmeyi mi düşünmeliyim yoksa kimi eş seçeceğimi mi?"

"Soyunuzun devam etmesi gerek."

"Soyum ülkemden daha mı önemli?"

"Kraliyet kanı taşıdığınızın farkındasınız, değil mi? Elbette ülke önemli olduğu kadar soyunuz da önemli."

"Bu konu nereye kadar ilerleyecek? Söyleyeceğiniz başka bir şey yok mu?"

"Hayır, seni bu ikisini söylemek için çağırdım."

"Burada daha fazla durmama gerek yok öyleyse." sinirli olduğumu sesime de yansıtarak ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Prens hazretleri."

Bana seslenmesiyle arkama döndüm.

"Size biraz süre tanıyacağım, eğer kendinize bir eş bulamazsanız bu konuyu kendim ele alacağım."

"Benim evleneceğim kişiye karar verme gibi bir hakkınız yok."

"Elbette var. Annenizim ben sizin."

"Anne mi?" sinirle ellerimi sıktım. Bu kelimeyi ağzına aldığı için onu yumruklamak istiyordum.

"Annem falan değilsiniz. Bu kelimeyi bir daha ağzınıza alırsanız sizi buna pişman etmek durumunda kalacağım. Haddinizi aşmayın."

Bu sözlerim onu sinirlendirmiş olmalı ki, gıcık bir ifadeyle yutkundu. Yüzüne mide bulandıran bir gülümse yerleştirerek konuştu.

"Eş adayı bulma konusunda şans diliyorum."

"Eş adayı bulmama gerek yok, bir adayım zaten var."

"Öyle mi? Görmek isterim bu şanslı kızı."

Ona cevap vermeden saraydan çıktım. Saatlerimi bu saçma sapan konuşmayı yapmak için harcamıştım ve en sonunda bana kalan tek şey sinirdi. Annem olduğunu iddia etmesi bir yana bana bir anda evlenmem gerektiğini söyleyerek süre tanıması çok sinir bozucuydu.

Hava karardığı için biraz rahatlayarak kendi sarayıma doğru yürüyordum. Jaeyun muhtemelen odada beni bekliyor olmalıydı. Onunlayken üzüntümü de sinirimi de unuturdum zaten. Belki de bu ona hislerimi en belirgin şekilde açıklamam için bir fırsattı.

Adımlarımı hızlandırarak saraya ilerledim. Sadece bu geceyi onun kollarının arasında geçirmek istiyordum. Bir şey söylemesem bile beni anlayacağını biliyordum. O benim güvenli bölgemdi.

Odama doğru koştuğumda kapıyı hızla araladım. Beklediğim manzara oradaydı. Beni bekliyordu. Kapıyı kapatarak ona doğru koştum ve sarıldım.

























_________________________________________

_________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


bu ikisinin mutlu olmasini her seyden cok istiyorum galiba



kingdom, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin