Eğitim konusuna devam ediyorum...
3 Temmuz başlıklı bölümü hatırlarsanız şimdiki 4+4 eğitim sistemine bir de başlangıç paketi niyetinde 4,5,6 yaş grubunu eklemiştim ve yine hatırlarsanız bu ilk kısmın öneminin çok büyük olduğunu belirtmiştim. Bu yaş grubunun özel sektörde başıboş eğitim görmesinin ya da ailesinin evinde tam da alıcılarının açık olduğu bu dönemi dört duvar arasında toplumla tanışmadan geçirmesinin çok büyük bir kayıp olduğunu dile getirmiştim.
Kafamda hafiften belirmeye başlayan fikirlerden hareketle 4 yaşa, insanî ve ahlakî değerler üzerine bir müfredat, 5 yaşa din bilgisi ve vatandaşlık bilgisi üzerine bir müfredat, 6 yaşa da eğitim bilinci üzerine bir müfredat düşünüyorum.
Aslında bu saydığım konular kesin konular değil gerekli gördüğüm yerlerde başka konuları da kafamdaki bu müfredata ekleyebilirim. Ama şimdilik en gerekli verilmesi gereken konuların bunlar olduğunu düşündüm. Yine de bu dediklerime ütopik bir zaman kaybı olarak bakmayıp bir ihtimal söylediklerimi ciddiye alırsanız bana yazabilirsiniz. Öneriye açığımdır.
Şimdilik bu yaş grubu bu şekilde.
Ama bir şey daha fark ettim ki belli bir yere kadar hukuk ve siyaset dersleri bile vermek gerekiyor öğrencilere ve bana kalırsa bunu verebileceğim en güzel yer de ortaokul. Yakın zamanda oraya da bir el atacağım.
.
Liseye geçiş sınavı kalsın, üniversite sınavı zaten kalacak.
Ama ben liseye geçiş sınavının, öğrencinin akademik hayata artık geçebileceğini, bir şeylerin ciddiyete bindiğini ve devletin bir ferdi olabileceğini kanıtlayabileceği bir vatandaşlık sınavı formatında olmasını istiyorum.
Üniversite sınavı dediğin zaten akademik olacak.
Öğrencilerin hayatlarında iki kere TYT benzeri bir sınava girmesi gereksiz geliyor bana, onun yerine vatandaşlık sınavının gelmesini istiyorum.
Çocukları çok zorlamayacak akademik bir sınav bölümünün ardında ortaokulda öğretilecek tamamen vatandaşlık üzerine bilgiler... Bu yüzden de ortaokul müfredatını önce bir hafifleteceğiz. Lise de zaten öğrenilecek akademik kısmın neredeyse tamamını kaldıracağız ve yerine başka konular koyacağız.
Mesela belki tarihi böleriz.
İnkılap kısmını siyaset bilgisi ile birleştirir ortaokul müfredatına ekleriz. Öğrenci liseye geldiğinde de ilk çağ uygarlıkları, türk-islam dünyası Selçuklu Osmanlı gibi bilgi kısmını öğrenir.
Matematikte bir sıkıntı yok, aynı birikimde ilerleyecek... Yok, aslında sıkıntı var bence matematik müfredatı şu an güncel olarak iyi değil ama demeye çalıştığım matematiğin seyrinde ilerleyeceği ve ilkokuldan liseye kadar yapısının değişmeden devam edeceği...
Sosyal kısmındaki tarihten bahsettim ama kalan sosyal kısmı için konuşalım.
Coğrafya hakkında belki bana katılmayabilirsiniz ama ben ortaokuldan coğrafyanın birçok kısmını kaldıracağım, lisede öğrenilmesi bana göre çok bir gecikmişlik ifade etmiyor diğer konular göz önünde tutulduğunda. Ama eğer bu konuda bana katılmazsanız lütfen bunu cahilliğime verin sanırım ortaokuldaki önemini pek kavrayamadım.
Felsefe aslında okulöncesi grubuna belli belirsiz yerleştirildi sadece isimler fikir akımları falan yok. Okulöncesinde mümküm olduğunca düşünmeye kavramaya yönlendiren eğitim var. Kısmî felsefe derim ben buna :) Ama sistematik olanı liseye saklasak... Liseye akademik anlamda çok şey yıkmış olur muyuz?
Keza din de bana göre böyle, bunun temellerini de okulöncesinde verdim. Din konusuna çok sonra tekrardan ayrı bir bölümde geleceğiz. Çünkü aslında verdiğimiz vatandaşlık, siyaset eğitimi de bir yana din eğitimine gereken önemi vermezsek asıl devletin geleceği bununla tehdit altında olur. Bu kadar kontrol edilebilir bir gücü başıboş bırakacak değilim.
Fen dersleri... Matematik ile birlikte aynı seyrinde işlenmeye devam edilecek tek ders grubu fen olacak. Üretken bir nesil oluşturmak için bir hafifletmeye ve uygulama ağırlıklı birçok öğrenciye feni sevdirecek bir müfrefata ihtiyacımız olacak ki ben okulöncesi grubundaki eğitim bilinci kısmındaki anlatıları fen üzerinden, fene özendirerek anlatmayı planlıyorum.
Şimdilik bu kadardı. Dil derslerini anlatmaya sonra devam edeceğim.
.
Bu arada bu siyaset ve hukuk gibi ağır konuları neden en azından lise değil de ilkokuldan yeni çıkmış ortaöğretim öğrencilerine verdiğimi soranlar olacaktır. Onlara göre belki de bu tip ağır dersler daha olgun olacağı düşünülerek yaşı büyüklere verilmelidir.
Ama ben öğrenim hayatında bölünme yaşanmasın diye böyle yaptım.
Bir üretken yani sayısal öğrencisi üzerinden misal veriyorum ki daha iyi anlaşılsın. Öğrenci ortaokulda ileride yöneleceği fen dersleri üzerine yoğunlaşırken lisede bir anda hiçbir fikri olmadığı konular hakkında ders görüp yöneleceği alanı sekteye uğratacak, sonra da uğrattığı sektenin ardından üniversitede fene devam edecek.
Böyle bir bölünme yaşatmak bana gereksiz geldi açıkcası.
Bunun yerine ortaokulda gereken eğitimi gördükten sonra akademik hayatını herkes istediği gibi sekteye uğratmadan devam ettirsin istedik. Sanatçı olmak isteyen sanatçı, üretken olmak isteyen üretken, yönetmen olmak isteyen de yönetmen olsun istedik.
Dahası üniversite sınavını değiştirmeye çalışmak her bakımdan daha karmaşık ve yersiz olacağından üniversite sınavında bir değişiklik yapma gereği görmedim.
Özeten gidişat şu şekilde: Önce evrensel, sonra ulusal, sonra da akademik eğitim.
.