.
Artık geri ver
Geri verilmez hiçbir yanılgı...Merhaba.
Birkaç deneme tarzında, hatta belki günlük ya da blok tarzından birkaç şey yazmak istiyorum buralara.
Aslında normalde de günlük tutan bir insanım ortaokul birde başladım farklı farklı yerlerde hep yazılarım var, hâlâ da tuttuğum bir defter var. Burada da pano vardı ama az geliyor.
Bir de elimden gelse yorumları kapatırdım ama sanırım öyle bir özellik yok.
.
Bu aralar diksiyon ve hitabet konusuna bayağı merak saldım açıkcası.
Çok konuşma pratiği olan bir insan değilim bu yüzden elimden geldiğince insanlar arasında adam akıllı cümleler kurabilmek için çabalıyorum. Fark ettim ki toplumda konuşurken kelime telaffuzumda sıkıntı yok (ki sıkıntı olabiliyor aynı anda düşünürken konuşmaya çalıştığım için saçma sapan şeyler söylediğim çok oluyor)
Bu durum toplumda çok yaşanmıyor.
Ben toplumda konuşurken çok duraksıyormuşum sadece. Böyle bir anda duruyorum o insana bakıyorum ki devam ettirsin sözümü çünkü ben sözü dışarı vurmasam bile kendi kendime konuşurken beynim onu içeriden tamamladığı için ben alışmışım bazen susarak bir şeyleri tartışmaya.
Evet arkadaşlar ben ileri derece şifonyerim.
:')
Bir keresinde hiç unutmuyorum ben yine bir odada kendi kendime konuşarak bir şeyler anlatıyordum. Dışarıdan biri kapı kapalı olduğundan benim telefonla konuştuğumu zannetmişti.
Bana diyor ki o kadar profesyonel konuşuyordun ki sanki karşı taraftan cevap alıyordun...
Yani şu an yazdığım her şeyi, aynı üslupla bir insanın bir odada tek başına sesli ama ne dediği anlaşılmaz bir şekilde yaptığını düşünün.
Ürkütücü, ama konuşma ihtiyacını herkes bir şekilde karşılıyor işte.
.
Normalde çocukken gel diyene giden bir çocuktum ben öyle kendimi frenlemezdim. Ama ne zaman ki okula başladım ondan sonra bende bir içe çekilme başladı.
Normalde toplumda olduğum kişi değilim ve bendeki bu durumun bu hâle gelmesinde birçok faktör var. Ama işte beni toplumda genelde frenleyen asıl baskın sebebin hangisi olduğunu bilmiyorum.
Aslında biliyor olabilirim ama böyle public bir ortamda hatta kimsenin karşısında bunu dile getirmeyeceğim. Uzun bir süre...
.
Aslında asıl kısım bendeki bu toplum baskılanmasını tetikleyen (ki aslında toplum baskısı denen şey yüzde doksan var olmayan hayal ürünü bir sanrıdır kişi bunu kendisi oluşturur ve kendi ön yargılarını baskı olarak nitelendirir, bunu sabaha kadar tartışabilirim) benim bu toplum arayışım.
Uzun bir süredir belki de ilkokuldan beri saçma sapan hayallerle bir tanınma isteğim olmuştu. Sokaktan geçen harhangi bir insana sorulduğum zaman kim olduğumu bilsin isterdim hep.
Liseye gelene kadar bu istek bireyseldi. İnsanların sadece beni bilmesini istiyordum. Ama liseden itibaren benim bu tanınma isteğim toplumcu bir insan olarak tanınmaya evrilmeye başladı.
İnsanlar beni tanısın ama onlara bir şekilde yardımcı olurken herhangi bir konuda yol gösterirken, ışık tutan biri olurken...
Ben bir şeylere çok bel bağlayan biri değilimdir. Maymun iştahım sağolsun kendimi hiçbir konuda ciddiye alamaz hâle geldim.
Bir şeyi yapmaya karar verirsem onu aniden yaparım. Zaten genelde de yapacağım şeyleri planlamam, aniden istek gelir ve yaparım. Süreç insanı da değilimdir. Eğer ani verdiğim karar uzun süreçli bir şeyse muhtemelen yarım kalır. En basitinden benim bitirdiğim dizi, bitirdiğim kitap sınırlıdır.
Bunların sebebi de maymun iştahım ve beni bir şeylere bağlayacak net bir sebebim olmaması.
Azimli bir insan olmadım çünkü azimli olmak için elimde hiçbir sebep olmadı.
Yapmaya karar verdiğim şeyleri yarıda bıraktığımda hayatımda bir değişiklik meydana gelmedi, bir planım da olmadı gelecek için.
Bu yüzden yapmaya karar verdiğim hiçbir şeyi kâle almamaya başladım.
Ama Darwin'in oğlunun Darwin hakkında bir sözü var: Babamın aklındaki bir şeyi yıllar boyunca kafasından çıkarmama gibi kötü bir alışkanlığı vardı, şekilde bir şey.
İrade Terbiyesi'nde, okumuştum. Zaten adından da anlaşılacağı üzere bayağı ihtiyacım olan bir kitap.
Bu söz benim bayağı aklımda kaldı nedense.
Yani ilkokuldan beri düşlediğim, hayalini kurduğum birçok şey var ve bazıları yıllardır kafamda dönüyor sanki giderek daha da kesinleşiyor, ben giderek daha netleştiriyorum onları.
Saçma mı? Gül o zaman yarram ne diyim.
Bunların hiçbirini dile getiremedim hiçbir zaman ama bende çok büyük düşünceler var.
Hayata geçirir miyim, bunun için uğraşır mıyım bilmiyorum. Dahası bunu istiyor muyum ondan emin değilim.
Ama ben düşüncelerimi paylaşmak isterim elbette. Bugün olmasa da bir gün birilerine ışık tutmak, geliştirilecek fikirlere temel atmak isterim.
Ben değilsem bile bir gün birileri elbet o gücü kendinde bulur ve başarır. En azından bir şekilde hak için savaşanlara yardım etmek lazım.
Her şeyi al, bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer, başka zaman....