seksendört - kendime yalan söyledim
♫
06.05
yoongi sabah da kalkarken çok zorlanan biriydi. bu yüzden okul hayatının çoğunluğunda hep son dakikalar da sınıfa girmiş ama elbet o sıraya her koşulda oturmuştu. devamsızlığı bile tertemiz olan yoongi, "gitmesem mi acaba?" düşünceleri ile sabahın altısında aynada kendi kendine söyleniyordu. "devamsızlık sorunum da yok, gitmesem eksilmem," sanki içindeki şeytan fısıldıyordu kulağına. "olmaz," dedi sonra. "hoseok onun yüzünden gitmedim zannedebilir." bu sefer melek katılmıştı aralarına. tırnağını kemirirken, "onun yüzünden gitmiyorum zaten ama," diyerek gerçeği yüzüne fırlattı şeytan.
iki eliyle kafasına vurarak uykusuzluktan ağrıyan başına sinirlendi aynı zamanda kulağına fısıldayanlardan kurtulmak istemişti. hoseok gittiğinden beri gözünü bir saniye bile kapatamamış, ne zaman kapatmak için hamlede bulunsa aynı anı tekrar oynayıp duruyordu kafasının içinde. dikkatini dağıtmak için ders çalışmaya çalıştı ancak onda da başarılı olamamıştı. tüm gece miyavlayan kedilerle uğraşıp kendi kendine iş edinip durdu dikkatini başka yöne verebilmek için temizlik bile yapmaya başlamıştı.
hoseok'un ondan kalır yanı da yoktu aslında bırak uyumayı yatağa bile oturmamıştı. pencerenin kenarında çöküp boş duvara baktı neredeyse tüm gece. bu boş duvarda yaşananları tekrar tekrar oynatıp durdu. aklını kaçırmasına çok az kalmıştı. bir an olayın bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğundan şüphe duyarak yoongi'ye mesaj atmaya bile kalkışmıştı. onu gerçekliğe getiren kendisinin yatması gereken yatağının üzerinde duran şemsiye olmuştu.
benzer hisleri vardı ve benzer düşünceleri. ve birbirleri hakkında fark etmedikleri benzer duyguları.
veya belki de
birbirleri hakkında fark ettikleri benzer duygularıydı.
--
06.58"okul için fazla erken değil mi?" aynadan saçlarını düzelten oğluna baktı bayan min. genç kenarda duran çantasını tek omzuna takarak annesine döndü. "gidip ders çalışacağım evde odaklanamadım."
"okul nasıl gidiyor?" bayan min uzun zaman denk gelemediği oğluna konuşma fırsatı bulmuşken kaçırmak istemedi. genelde nöbetten geldiğinde yoongi uyuyor olur, yoongi okula hazırlandığı zamanlar da kendisi yeni uykuya dalmış olurdu. "normal anne, farklı bir durum yok."
"eminiz?"
değildi. çok şey olmuştu.
"eminiz," dedi gene de. ve her zaman gibi annesine yaptığı gülüşünü sundu yoongi. ayakkabılarını giymek için kapıya doğru yöneldi.
bayan min sıcak su koyduğu termosun ağzını kapatarak oğlunun yanına doğru geldi. gencin ayakkabısını giymesini bekledi ve iki elinin arasına termosu sıkıştırdı. "hava soğuk, senin bünyen de çok zayıf. arada bir sıcak şeyler içmeyi ihmal etme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biz ölmek için doğduk ➸ sope
Fanfictioneğer canımı yakmadan sarılırsan bana, bunu yapan ilk kişi sen olacaksın. 17