Akşam geldikten sonra zaten kıyafetlerimi deyişip hemen uyumuştum. O kadar yorgundum ki son adımları atmadan direk yatağa atlamıştım.Gözümü açtığımda saat çoktan 6 olmuştu. Neredeyse 4 saatdir uykudaydım. Yeterdi.
Hemen ayağa kalkıp banya gitdim. Tualet ihtiyacımı giderdikten sonra elimi yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi değiştim ve çoktandır yapmadığım için sabah antremanı yapmak maksadıyla kulaklıklarımıda alıp aşağı, yani spor odasına doğru yola koyuldum.
Sessiz olmaya çalışarak bodrum katına indim. Yolda beni gören hizmetçilere baş selamı vermeyide unutmadım tabii. Bodrum katına indiyimde zaten tam öndeki odanın kapısı açıktı ve içerden sesler geliyordu. Büyük ihtimal orası spor odasıydı. Fazla beklemeden içeri geçtim. İçeri girmemle Burhan,Abdullah ve Hakanın bakışları bana döndü. Abdullah ağırlık kaldırırken aynı zamanda başının üzerindeki kardeşleriyle konuşuyordu.
"Günaydın"
Sadece başlarını sallayarak cevap verdiler. Fazla takmadan ısınma için koşu bandına irerledim. Kulaklıklarımıda takıp koşmaya başladım.
Yaklaşık 10 dakika koştuktan sonra hemen 50 şınav, 50 barfiks çekip birazda sırt ve bacak çalışmıştım. Yaklaşık olarak 1 saat felan sonra sabah sporum bitmişti. Bu sırada kulaklıklarım yüzünden duymasamda Orakçı kardeşler konuşmaya devam ederek sporlarını yapmıştılar. Helal olsun vücutları mükemmeldi.
Ara bir gözüm değsede onun dışında her hangi bir göz temasınız olmamıştı. Bana hava hoş, kendileri bilirdi. Spor odasından çıkıp direk odama çıktım. Güzel bir duş alıp bu gün dışarı çıkma fikrim olmadığı için ev giysilerimi giydim. Bu günde sport giymiştim. Telefonumu da alıp odadan çıktım. Şansa bakki Burhanda odadan çıkıyordu. Onu hiç umursamadan merdivenlere irerledim.
"Eve yerleşe bildinmi? Rahat ediyorsundur umarım"
Şaşırmıştım doğrusu. Onun konuştuğunu nadir hallarda duymuştum. Genelde Abdullahla Hakan abilik yapar oysa hiç konuşmazdı
"Evet,yerleştim.Merak etme odam rahat"
Anladığını belirten mırıltılar çıkardı. O zamanda biz zaten salona varmıştık. Meliha hanım
"Ah,Murat.Sabah erkenden sana bir paket geldi.Masanın üzerinde."
Başımı sallayarak siyah poşete doğru irerledim. Odadakiler yani her kes bana birde pakate bakıyordu. Yavaşça açıp içindeki kutuları çıkardım. Siyah kutuyu açtığımda gözlerimin parıldadığına yemin ede bilirdim. Tam istediyim tazda bir yüzük vardı. Zaman kaybetmeden sağ elimin serçe parmağına geçirdim. Müthiş durmuştu. Aynı yüzüyün beyazıda diyer kutudaydı. Buna emindim.
Elimi bir iki defa çevirip yeni nişan yüzüğü almış gelin gibi yüzüğü inceledim. Çok sevmiştim ben bunu!
Diğer kutuyu cebime atıp elimle gömleğimin eteklerini çekiştirdim ve
Yemek masasına irerledim. Bilalin yanındaki geçen sefer oturduğum yere oturdum."Günaydın"
"Sanada günaydın Murat"
Cevap Meliha hanımdan gelmişti. Alpaslan beyin dünkü olaydan sonra çekincen olduğunu biliyordum. Olsundu zaten. Puşt, bana bağırıyor birde. Hıh:)
"Afiyet olsun"
Sonunda start verilmesiyle yemeğe başladım. Önce peynir zeytin sonra bal reçel derken güzel bir kahvaltı yapıyordum kiiii telefonum çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murat Bey(Gerçek ailem)
Teen FictionBu hikaye tamamen benim kurgumdur. Çalınması durumunda yasal haklarımı kullanmak durumundayım. O bir çocuktu. Daha 16 yaşında omuzlarına fazlasıyla ağır yükler yüklenen. O bir çocuktu hayatı mahv edilmiş. Fakat hiç bir şey ondan dirayetini ve inamı...