4.BÖLÜM-RÜZGÂR

11 5 5
                                    

Her doğan için bir ölümlü,
Her yaşanmışlık için ise bir intikam arzusudur.

Sevgili günlük,

Sence büyüdüğümde sağ elimi kullanabilecek miyim? Sence büyüdüğümde dış görünüşüm değişecek mi? Sence büyüdüğümde artık annem beni sevecek mi? Sence büyüdüğümde güzel bir kadın mı yoksa güzel ruhlu ama çirkin bir kadın mı olacağım? Sence artık gözlerim ince olduğu için bana "Baykuş Kız" denilecek mi hâlâ?

Korkuyorum günlüğüm,geleceğimde yaşanacaklar için değil,yaşanmışlıklarım daha korkunç bir hâl mi alacak diye korkarım.

Ya büyüdüğümde benden nefret etmeye devam ederlerse?

Ve sana gelecek olacak ise Geleceğimde ki Kadın,

Lütfen çok değiş, değiş ki bizim kim olduğumuzu anlasınlar...

Bir Zavallı olmadığımızı.

Yazılma Tarihi,
4/07/2004
Yazılma saati,
09.44
Yer,
Japonya,Osaka

Merhaba,ben Emi Cheko. Yani bildiğim gerçek adım bu. 9 yaşında ve hayatın gerçekleri ile başaçıkmak ile uğraşan,Japon bir kızım.

Günlüğümü kapattım ve çalışma masamın altında ki çekmeceyi açarak içine koydum. Ayaklandım ve üzerimi değiştirmek için banyoya doğru yol aldım.

Banyoya geldiğimde aynadan sürekli olarak kılık değiştirdiğim için değişmiş olan dış görünüşüme bakmaya başladım. Önceden gözbebeklerimin rengi sarıydı,ancak sürekli kılık değiştirdiğim için vücudum dayanamadı ve gözbebeğimin rengini masmavi yaptı.
Saçlarım ise kahverengiydi ama kılık değiştirdiğim için kızıla dönük kahverengi oldu.

(Emi'nin küçüklüğü)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Emi'nin küçüklüğü)

Hız ile üzerime kolsuz bir t-shirt geçirdim ve altıma ise lacivert pantolonumu.

Banyodan çıktıktan sonra sessiz adımlar ile kapıya doğru yürüdüm ve kapıya vardığımda,kapının kolunu ses çıkartmadan açmaya çalıştım. Biraz gıcırtı sesi yükseldi ama pekte sorun olmadı.

Odamdan ayrılıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Eğer Anneme yakalanırsam bu sefer dayaktan çok daha ağır bir ceza vereceğinden emindim ama umurumda değildi.
Onun lanet yumrukları bana işlemezdi artık ve işlemeyecek.

1.kata gelmeyi başarmıştım ama yinede her ihtimal ile etrafıma bir göz gezdirdim. Görevliler bazı günlerde erkenci olabiliyordu ve bu durum beni cidden volkan misali patlatıyordu.

Etrafta kimseyi göremeyince rahat ama oldukça kısık sesli bir nefes verdim. Evin büyük kapılarını yavaşça açtım ve her 2'sinide aynı yavaşlıkta kapayıverdim.

Ve evet,sonunda onun ile konuşacağım...

Rüzgar ile.

Duygu kırıntısı bile taşımayan yüzümde,1 hafta sonra büyük bir tebessüm yarattı. Hız ile koşarak evin bahçe kısmında ki kapıyıda açmayı başardım ve yavaşça kapatıp evden ayrıldım.

💀💀💀

"Rüzgar!" diyerek bağırdım oldukça geniş bir alana sahip olan ormanın ortasında. Saçlarım esinti ile savrulmaya başlayınca gülmeye başladım. Rüzgar sürekli geldiğini böyle işaret ederdi bana.

"Emi! Seni baykuş gözlü!"

"Bana Baykuş Göz demeyi bırak yoksa havaya deodorant sıkmaktan çekinmem rüzgar." dediğimde şen kahkahası,dudaklarımda ki tebessümümü büyütmeye yetti.

"Nasıl geldin? Aro çok kızacaktır..."
Demesi ile tebessümüm bozuldu.
Ciddi bir ifade ve ses tonu ile,
"O lanet kadın umurumda değil. Kimse beni senden ayıramaz,O bile."
Dediğimde kıkırdamasını duydum.
"Eee,hayat nasıl devam ediyor?"
Dediğinde sinsi bir kıkırdama ile,
"Herzaman ki kadar iğrenç,korkunç ve kanlı geçiyor ve bitiyor." dedim.

Rüzgâr beni ölesiye severdi ve bende onu. Ancak bende sadece şu özelliğimi beğenmezdi. Suikastçılık kabiliyeti.
Homurdanma sesleri kulaklarımda bir esinti gibiydi.

"Emi," dedi morali bozuk bir ses tonu ile, "Annenin yolunda gidiyorsun."
Dediğinde ince ve sema mavisi gözlerimi irice açtım. "Alakası bile yok Rüzgâr,ben sadece adam öldürmeyi severim o kadar. O kadın sadece teşkilatı yönetiyor."dediğimde derin bir nefes verdi.

"Sana ve düşüncelerine saygılıyım Emi,
Ama böyle devam edersen başın beladan uzak durmayacak.Beni anlıyorsun,değil mi?"

Rüzgâr bana bir gün zarar geleceğinden ve beni koruyamayacağından korkuyordu.
Başım ne zaman belaya girse genelde kendim hallederim ancak çaresiz kaldığımda o yardımıma koşardı.
Keskin bir zekâsı vardı ve en ünlü bilim Adamları/Kadınları bile onun zekâsına hayran kalabilirdi. O benim zıt kutupumdu. Ben Suikastçı isem o ise masum bir doğa unsuruydu.

"Seni anlıyorum ancak biz zıt kutuplarız Rüzgâr,aynı olabilmemizin imkânı yok."dediğimde etrafta kısa bir sessizlik oluştu. Bu kısa sessizlik artınca ve Esinti oluşmayınca,
"Rüzgâr!" diye bağırdım.

Cevap vermedi.

"Rüzgâr!" diye bağırdım.

Cevap vermedi.

"Rüzgâr! Özür dilerim! Kalbini kırmak istememiştim!" diye bağırdım.

Bu sefer cidden cevap vermedi...

Ve bende o günden sonra psikolojik sorunlar ortaya çıktı. Geceleri uyurken rüyamda 'Rüzgâr' diye sayıklamaya başladım. Okulda veya herhangi bir yerde hava şiddetli esintiler yaratırken,ben geldiğimde esinti yok oluyordu. Benim geldiğim yerde hep güneş açıyordu ama Rüzgâr esmiyordu...

İşte o gün anladım,
Rüzgâr artık benden nefret ediyordu.

Ya ÖL, Yada YAŞA (1.KİTAP) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin