Bölüm sekiz

57 9 0
                                    

Boğuk duyduğum sesler kaşlarımı çatmama sebep olurken birbirine adeta yapışan gözlerimi aralamaya çalıştım.

Bulanık gören gözlerimi ovalayıp kendine getirdiğim de camdan gördüğüm karanlık havayla derin bir nefes aldım.

Olanları hayal meyal hatırlıyordum.

"Onu bir daha böyle etkisiz hale getirmek istemiyorum. Bu çok can sıkıcı ve yakıcı oluyor." diyen Dusan'la kaşlarım çatıldı.

Kimle konuşuyordu ki?

"Nadirde olsa böyle krizler yaşayacağının farkındayım fakat iyileşme sürecinin hızlanmasını istiyorum. Daha fazla acı çekmesin, çekmeyeyim."

Benim acı çekmem onun da acı çekmesine sebep oluyordu.

Bu zorlu yolda benimle birlikte yıpranıyordu.

"Tamam yarın dediğiniz saatte klinikte oluruz."

Gözlerimin önü buğlanırken odanın kapısının sesini duydum. Yavaşça açılıp kapandı.

"Bebeğim uyanmış." diyen Dusan'la bakışlarım ona döndü. Dolu gözlerimi gördüğü an yüzündeki gülümseme soldu hemen yanıma geldi.

Sırtını yatak başlığına yaslayıp omzuma kolunu sararak beni göğsüne doğru çekti. Kendimi ait olduğum yere bırakıp gözlerimi yumdum.

"Gözlerinin dolduğu görmek benim için bir işkence." dediğinde iyice sindim göğsüne, bu harektimle başıma derin bir öpücük kondurdu.

"Zorlu bir yoldan geçiyoruz bebeğim ama biz güçsüz veya kurban değiliz öyle değil mi? savaşçıyız ve sonuna kadar savaşacağız." dediğinde gözlerimi aralayıp gülümsedim kafamı kaldırmadan eşime baktığımda o da bana bakarak gülümsüyordu "Sonuna kadar savaşacağız." dedim ondan aldığım güçle "Ve asla ölmeyeceğiz." diye devam ettiğimde gülümsedi alnıma bir öpücük kondurdu.

"Ve asla ölmeyeceğiz." dedi.

Az önce hissettiğim bütün negatif düşünceler bir baloncuk gibi patladı ve yok oldu. Kollarında olduğum adam benim vazgeçilmez bir güç kaynağımdı.

"İyi ki seni seviyorum." dediğimde daha sıkı sarıldı "iyi ki sana aşığım." dedi kafamı yasladığım göğsüne tam kalbinin üstüne bir öpücük kondurdum, gözlerimi huzurla yumdum.

///////

"Kendimi aslında iyi hissediyorum, ayrıca arada böyle tepkiler verebilirmiş vücudum. Daha vardı benim seansıma gelmeme şimdi erkenden neden geldik ki kliniğe?" diye endişeyle konuştuğumda Dusan elimi sıkıca tutup dudaklarına götürerek bir öpücük kondurdu.

"Bebeğim, son seansından sonra bir ufak birde büyük defa kriz yaşadığın için doktorun seninle bir görüşmek istedi. Korkamanı gerektirecek bir durum yok, kontrolümüzü olup oğlumuzun yanına gideceğiz."

"Oğlumu özledim."

"Flip'lerde mutludur ve eminim bizi özlemiyordur."

"Beni özlüyodur." dediğimde dudağını büktü "Doğru sen özlenmeyecek gibi değilsin." dediğinde gülümsedim bu sefer elinden öpen taraf ben oldum.

"Bartu için bilemeyeceğim ama benim açımdan da sen özlenmeyecek biri değilsin bir tanem." Dediğim hoşuna gitmiş gibi gülümseyip göz kırptığında derin bir nefes çektim.

Bu adama içimi gidiyordu.

Kliniğe geldiğimizde Dusan araçtan iner inmez elimi sıkıca kavradı. Doktorun yanına girdiğimiz de dahi bırakmadı.

Kontrollerden sonra tekrardan yan yana geldiğimizde elimi tutup doktora merakla baktı.

Doktor bilgisayar ekranında birkaç bir şeye baktıktan sonra bize döndü.

"Açıkçası tedavimizin iyi gittiğini düşünüyordum. Fakat son olan kriz tablosuna bakılırsa pekte öyle değilmiş gibi. Ufak krizler tabii normal ve atlatılması kolay fakat dün yaşadığınız büyük krizlerde istemediğimiz sonuçlar alabiliriz. Yani şanslıydık, eşiniz evdeydi ama bu hep böyle olmaya bilir biliyorsunuz." dediğinde kafamı salladım.

"Peki ne yapmamız lazım? Psikoterapiyi mi artıracaksınız?" Diye merakla soran Dusan'a doktor bey cevap verdi.

"Psikoterapi eksik kalıyor gibi gözüküyor bunun yanında ilaç tedavisine de başlanılması tarafındayım. Bu ilaç tedavisi olurken de Ravza hanımın hastanede olması hem çevresi hem de kendisi için daha sağlıklı olur."

Bedenim kaskatı kesilirken yalnız değildim, yanımda oturan elimi sımsıkı tutan Dusan'ın da gerildiğini hissediyordum.

Daha dün sabah her şeyin iyiye gittiğini düşünürken, bugün aslında kendimi kandırdığımı görmek ruhen yıktı beni.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

anlıyorsun değil mi?|Dušan TadicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin