Bölüm dört

216 15 0
                                    


"Anne bak sana gülen omlet yaptım." Diyen oğluma baktım şaşkınca "Sen mi yaptın?" Bartu bana göz kırptı sessizce "Baba çaktırma lütfen." saçlarını karıştırıp güldüm Ravza bize gülümseyerek bakarken gülmem büyüdü.

"Doğru Bartu hazırladı." Dediğimde Ravza, Bartu'nun yanaklarını sıkıca öpüp teşekkür ettiğinde oğlum annesine daha çok sırnaştı.

Oturduğum sandalyede dikleşip beklentiyle Ravza'ya baktım, bakışlarımı görüp kafasını salladığında yanağıma vurdum işaret parmağımla bu halime güldüğünde omuz silktim "Ben de masayı hazırladım." Ravza, yerinden hafifçe kalkıp yanağıma derin bir öpücük kondurduğunda gülümseyerek diğer yanağımı çevirdim göz devirse de o yanağıma da öpücük kondurup yerine oturdu.

Kavuşmamızın üzerinden iki hafta geçmişti ama ben hâlâ gerçekliğini sorguluyordum.

Senelerdir öldü sandığım eşim, güzel eşim yanımdaydı. Uyurken sürekli nefesini dinliyordum, bazı geceler uyumayıp öylece onu izliyordum.

Çalan kapıyla gözlerimi önümdeki manzaramdan ayırıp kalktım. İki haftadır evde sadece biz vardık herhangi bir hizmetli yoktu.

Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle gözlerimi devirmek istedim, oğlumun pskilojik danışmanı Yasmin hanım gülümseyerek bana bakıyordu.

"Dusan bey merhaba, nasılsınız?" dediğinde "Teşekkürler iyiyim." Dedim mesafeli bir tonla. Onu sormama bozulsa da gülümsemeye devam etti.

"Ne için gelmiştiniz?" dedim tek kaşımı kaldırıp, bir an önce gitmesini istiyordum ailemle güzelce vakit geçirmeliydim.

"Bartu'yu merak ettim, iki haftadır görüşmüyoruz. O yüzden geldim." dediğinde "Sizle iletişimizi kestiğimizi söylemediler sanırım? Bartu artık tedavi görmeyecek." Yutkunup gülümsedi "Evet söylediler ama ben teyit etmek istedim. Neden bir anda ilişkimizi kesiyoruz?"

"Çünkü artık annesi yanında." Diyen Ravza'ya döndüm soğuk bir gülümsemeyle Yasmin'e bakıyordu "Bartu'yla konuştuğum kadarıyla onunla ilişkinizden zaten memnun değilmiş oğlum. Bu yüzden şaşırmamak lazım."

Yasmin Hanım bozularak eşime bakıp bana döndü "Eşiniz?" diye sorar ifadeyle konuştuğunda Ravza'nın omzuna kolumu sarıp kendime çektim "Evet eşim." Dedim eşimin şakağına bir öpücük kondurdum.

Elindeki çantasının kulpunu sıkıca tutup yutkundu, "Ben," deyip derin bir soluk verdi "Anlamadım siz vefat etmiştiniz?" dediğinde bedenim gerilirken Ravza güldü, "O kısım sizi ilgilendirmiyor, Yasmin hanım tek bilmeniz gereken artık bu evdekilerle bir bağlantınızın kalmadığı." Ardından kapının kulpunu kavrayıp "Hoşçakalın." Diyerek kapıyı yüzüne kapattı.

Kaşlarımı kaldırıp Ravza'ya baktığımda bana boş boş bakıyordu bir anda gülmeye başladığımda tehdit edercesine işaret parmağını salladı "Dalga geçersen döverim seni." Gülerek beline sarıldım "Dövsene beni." Dediğimde omzuma vurup "Arsız." Dedi.

Yanaklarına öpücükler kondurmaya başladığımda bugün çalmaya adeta yemin etmiş olan kapı yeniden çaldı.

"Anne, gelir misin?" Bartu'nun içeriden seslenmesiyle Ravza içeriye yönelirken ben önünde durduğum kapıyı açtım.

Karşımda gördüğüm bedenle vücudum sinirle kaplandı. "Senin burada ne işin var anne?" diye dişlerimin arasından konuştuğumda annemin yüzündeki gülümseme söndü, beni es geçerek içeriye girdi.

Kapıyı sinirle kapatıp ona baktığımda, "O ne demek oğlum, gelemez miyim?" dedi alınganlıkla.

Etrafa bir bakış atıp geri bana döndü, "Yasmin kızımı gördüm, morali bozuk bir şekilde yanımdan geçip gitti bir şey mi oldu?"

Histerik bir gülüş döküldü dudaklarımdan "Oğlum niye bana sinirli sinirli bakıyorsun öyle?" yüzümdeki sahte gülüşü sildim tek kaşımı kaldırdım "Bilmem, neden acaba?" burnunun dibine kadar girdim "Karımın canını yakıp, benden kaçırdığın için olabilir mi anneciğim?" dediğimde yüzü korku dolu bir hal aldı.

"Ne?" yüz ifadesini toparlamaya çalıştı "Ne diyorsun oğlum sen?" elini uzatıp yanağıma koydu "Kabus mu gördün anneciğim? Ravza öldü." Dediğinde elinden kurtulup yüzümü sıvazladım.

"Hayatımın kabusunu bana sen yaşattın. Her şeyi biliyorum, Ravza bana döndü." İşaret parmağımı salladım "Senin alıkoyduğun karım bana geri döndü. Bizden çaldığın günlerin, ayların, yılların hesabını tek tek vereceksin."

Annem demeye utandığım kadın bozguna uğrar gibi baksa da kendini toparlayıp güldü, "İyi değilsin evladım sen. Kim uyduruyor bunları böyle?" dediği sırada içeriden çıkan Ravza'yı görmesiyle yüzündeki ifade soldu.

Gözlerinden saf öfke geçtiğinde hızla Ravza'ya doğru yürüyüp elinden tuttum.

Sinir ve hayal kırıklığıyla karşımdaki anneme baktığımda Ravza sıkıca elimi tutuyordu. Ravza'ya olan bakışlarını düzeltip ellerimize baktığında yumruklarını sıktığını gördüm, ardından yüzüne yalan olduğu bariz belli olan şaşkınlık ifadesi yer aldı.

"Ah hayal mi görüyorum? Ravza kızım sen misin gerçekten?" dedi oyunculukla, kollarını açıp bize doğru adım attığında elimi kaldırdım, "Sakın yaklaşayım deme ona." Annem, yüzündeki ifadeyi korumaya çalışırken bana baktım "Anneciğim sen sabahtan beri neler diyorsun?"

"Oyun yapmayı bırakın artık Dusan her şeyi biliyor." Diyen Ravza'ya döndü bakışları, buz gibi olan bakışların ardından annem kahkaha atmaya başladı "Demek her şeyi biliyor." Deyip daha çok güldü.

Ravza, diğer elini bileğime sararken annem yüzündeki gülmeyi sildi, ellerimize baktıktan sonra tekrar Ravza'ya dönüp tek kaşını kaldırdı ve konuşmaya başladı.

"Uyuşturucu bağımlısı olduğunu da biliyor mu?"

anlıyorsun değil mi?|Dušan TadicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin