kurtlar sofrası

13 6 0
                                    


Gece karanlığı, araçlarının içini sararken, Can ve Efsun konvoyun içinde gergin bir sessizlikle ilerliyorlardı. Efsun, Can'ın yanındaki kararlılığı hissetse de içindeki endişe dalgaları peş peşe geliyordu. Sonunda, hedeflerine ulaştılar; büyük ve gösterişli bir malikane, ışıkları loş, dışarıda ise yoğun bir hava hakimdi.

Aracın kapısı açıldığında, dışarıdaki soğuk hava yüzlerine çarptı. İçeri girmeden önce Can, Efsun'a bir bakış attı. "Hazır mısın?" diye sordu, sesi kararlıydı. Efsun, bir an için tereddüt etse de başını kaldırıp, "Evet, hazırım," diye yanıtladı. İçindeki korkunun etkisini en aza indirmeye çalışarak, sırtını dikleştirdi.

Malikanenin kapısı açıldığında, karizmatik ve güçlü bir duruş sergileyen beş adam onları bekliyordu. Her biri farklı bir hava taşıyor, ancak hepsinin gözlerinde bir tehdit hissediliyordu.

Birinci Adam: Rüzgar
Rüzgar, uzun boylu, dalgalı siyah saçları ve derin bakışlarıyla dikkat çekiyordu. Kaba bir dış görünüşe sahipti ama zekasıyla da tanınıyordu. Gözleri, her şeyi gözetleyen bir avcı gibi parlıyordu. Yüzündeki gülümseme, altında bir tehlike barındırıyordu.

İkinci Adam: Korkut
Korkut, iri yarı bir adamdı. Kısa, sert kesilmiş saçları ve dövmeleriyle dolu kolları vardı. Dış görünüşü korkutucu olsa da, konuşkanlığı ve alaycı tavırlarıyla dikkat çekiyordu. "Hoş geldiniz!" diye seslendi, sesindeki alaycılık Efsun'un tüylerini diken diken etti.

Üçüncü Adam: Duman
Duman, ortalama boyda ama karizmatik bir adamdı. Gözleri her zaman parlayarak etrafını inceliyor, başında sürekli bir sigara yanıyordu. Soğukkanlı tavırlarıyla, her zaman bir adım önde olmayı severdi. "Bizi neden rahatsız ettiniz?" diye sordu, sesi hafifçe titreyen bir alayla.

Dördüncü Adam: Sami
Sami, kısa boylu ama etkileyici bir duruşa sahipti. Şakaları ve espirileriyle tanınıyor, ortamın gerginliğini dağıtma konusunda ustaydı. Ancak, onun arkasındaki güç hiç de hafife alınacak gibi değildi. "Burası hoş, ama içindeki tehlikenin farkında mısınız?" diyerek gülümsedi. Gözlerinde bir kıvılcım vardı.

Beşinci Adam: Gölge
Gölge, pek konuşmayan, gözleri her zaman bir şeyleri izleyen biriydi. Kısa, sıkı giyinmiş ve sakin duruşuyla dikkat çekiyordu. Efsun'a bir bakış atarak, "Burada sırlarınızın güvenli olmadığını bilmelisiniz," dedi. Soğuk sesi, ortamın gerginliğini artırıyordu.

Can, kendine güvenle adım atarak, "Geldik çünkü iş konuşmak istiyoruz. Bize ihtiyacınız olduğunu biliyorsunuz," dedi. Efsun, Can'ın yanındaki duruşunu izlerken, kalbinin hızla attığını hissetti ama dışarıya karşı soğukkanlı bir duruş sergilemeye çalışıyordu.

Rüzgar, başını yana eğerek, "İş konuşmak mı? Bakalım senin için ne kadar önemli?" diye yanıtladı. Efsun, gerilimi hissediyor ama Can'ın yanında olmanın ona verdiği güvenle ayakta durmaya çalışıyordu.

Korkut, Can'a yaklaşıp, "Bizi ikna etmelisin, Can. Aksi halde buradan canlı çıkamayabilirsiniz," dedi. Efsun, gözlerini Can'a çevirdi. Onun kararlılığında bir boşluk olduğunu hissetti ama gözlerindeki azim onu cesaretlendirdi.

Can, derin bir nefes aldı ve "Biliyorum ki bu işin sizin için de avantajları var. Ancak, benimle işbirliği yapmazsanız, her şey kaybedilecek," dedi. O an içindeki tüm korkuyu bastırarak, Rüzgar'ın gözlerine bakmaya cesaret etti.

Duman, sigarasını söndürerek, "Bakalım senin bu cesaretin bize ne sunacak," dedi ve gülümseyerek Can'a bir adım daha yaklaşarak, "Ama unutmaman gereken bir şey var: burada güçlü olan kazanan olur. Zayıflar yok olur," diyerek uyarısını yaptı.

Hayalini Yaşarken KaçmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin