-60- Doğum günü ve Garaj

33 2 25
                                    

"Baba, bir sorun mu var?" Kaan seslendiğinde, iki adam da dönüp ona baktı. Yanlarına yaklaştığında, babası adamın önüne geçip onun görüş açısını kapattı. "Sorun yok oğlum, hadi sen gir içeri." Kaan kaşlarını çatarken babasının arkasındaki adam çıkıp elini uzattı ve gülümsedi. "Merhaba, Okan ben." Dediğinde, Kaan babasına baktı ve elini uzattı. "Kaan ben de." Adam memnuniyetle kafa sallayıp "memnun oldum Kaan. Ben de babana, buralarda tutabileceğim bir ev var mı diye soruyordum." Dedi. "O yüzden günlerdir buralarda dolaşıyorsunuz." "Ah evet. Seni korkuttuysam özür dilerim. Sadece bana yardımcı olacak birini arıyordum."

Kaan kafa salladığında, Cüneyt oğlunun elini tutup "size söylediğim gibi ev hakkında bir bilgim yok. İyi geceler." Dedi ve oğlunu çekiştirdi. Kaan babasının gergin gözüken yüz ifadesine bakarken onlara yaklaşan motor sesiyle "yemeğim geldi." Dedi. Babasının elini bırakıp yemeğini aldı ve kuryeye teşekkür edip babasının yanına geldi. "Tolga söylemiş, çok düşünceli di mi baba?" Cüneyt kafa sallayıp "öyle oğlum. Hadi girelim artık." Dedi. "Görüşürüz Kaancım. İyi geceler."

Kaan cevap veremeden babası tarafından içeri çekildiğinde "baba sorun ne? Neden bu kadar gerginsin?" Diye sordu. Adam kapıyı üç kez kilitlerken "gergin değilim oğlum." Dedi. Bir kere daha kiliti çevirirken "baba tamam, daha fazla kilitlemesen mi artık?" diye sordu. Babasının ne yapamaya çalıştığını anlamıyordu.

"Kaan az önce gördüğün adam seninle konuşmaya çalışırsa cevap vermiyorsun. Anladın mı?" "Neden ki? Hem bu ayıp olmaz mı? Sen bana hep öyle söylersin." "Adamı gözüm tutmadı Kaan. Sen benim dediğimi yap." Babası kapıyla uğraşmayı bırakıp mutfağa ilerlerken "Tamam da kibar birine benziyordu." Dediğinde, Cüneyt "Kaan, lütfen sorgulama artık. Adam günlerce kapımızın önünde dolaşmış sapık gibi şimdi de kibar diyorsun. Bu devirde kimin nasıl bir insan olduğunu anlayamazsın. Şimdi rica ediyorum, dediklerimi unutma." Dedi ve Kaan'ın elindeki paketi aldı.

Poşeti açarken, Kaan masaya geçip oturdu. "Tamam baba, haklısın. Sen ne diyorsan doğrudur, babamsın ve ben seni çok seviyorum." Cüneyt derin bir soluk verip kafa salladı ve Tolga'nın sipariş ettiği yemeği bir tabağa yerleştirdi. Kaşık, çatal ve bir bardak çıkarıp masaya koydu. Oğlunun saçlarını okşayıp öptü. "Güzelce karnını doyur, sonra da uyu. Sabah ben toplarım masayı." "Tamam babacım, teşekkür ederim." Adam gülümseyip "Tolga'ya da selamımı ilet, gözüme giriyor." Dedi ve mutfaktan çıktı. Kaan yemeğini keyifle yiyip, masayı topladı ve odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.








Kaan okul için hazırlanmasını bitirip son kez aynaya baktı. Yüzünde çıkan sivilce yüzünden morali bozulmuştu. Kapatıcısı da bittiği için koca sivilce de onunla birlikte okula gelecekti. Offlayıp çantasını yerden alıp sırtına taktı ve odasından çıktı. Merdivenleri indiğinde babasının da aynı anda salondan çıktığını gördü.

"Sen hala gitmedi mi işe?" Babasının yanına geldiğinde, adam "gitmedim, seni okula bırakacağım." Dedi. Sırtındaki çantaya uzanıp çıkarttı ve oğlunun ceketini giydirdi. Yakasını düzeltirken, Kaan "baba ben giderdim." Dediğinde, Cüneyt çantayı tekrar sırtına taktı. "Biliyorum ama ben bırakmak istiyorum oğlumu."

Arkasını dönüp kapıyı açtı ve etrafına baktı. Kaan "baba sen iyi olduğuna emin misin?" Diye sordu. Evden çıkıp arabaya ilerlerken "iyim oğlum." Dedi. Arabaya binip "paran var mı?" Diye sordu ve arabayı çalıştırdı. Kaan "var da yarın alacağım birkaç şey var. Onun için isteyebilirim." Dedi. Cüneyt eliyle arkayı gösterip "çantamdan cüzdanımı al." Dedi. Kaan kafa sallayıp çantayı aldı ve içinden lacivert cüzdanı çıkardı.

"Mavi renkli kartı al canım." Kaan dediğini yapıp kartı aldı ve kendi cüzdanına yerleştirdi. Babasının cüzdanını çantaya koyup tekrar arka koltuğa bıraktı. Babasına yaklaşıp yanağını öptü "teşekkür ederim babacım. Birtanesin." Dedi ve geri çekildi. "Sen de birtanesin oğlum. İstediğini al, limiti yüksek endişe etme." "Aslansın yemin ederim ya. Allah'ım ben dünyaya gelerek mi iyilik yaptım da bana böyle bir baba verdin." Ellerini açarak söylediği şeye babası gülüp yanağını sıktı. "Abartma oğlum. Hakkın olanı veriyorum sadece." "Şükür hamd ne diyeyim."

Sarmaşık - BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin