19.Bölüm

396 27 2
                                    

Bu bölüme uygun şarkı bulamadım bende bunu koydum medyaya umarım beğenirsiniz

Bal hastahaneden çıkalı 3 gün olmuştu bü 3 günde hiçbir şekilde Ali yanından ayrılmamıştı onunla uyudu onunla uyandı onunla birlikte yedi en çok korkan aliydi o 1 hafta boyunca içten içe kendini bitirdi şimdi ise kimseyi yaklaştırmıyor du yanına bir tek gülcihan oda annesi olduğu için abisine çok öfkeliydi koruyamadığı için ama bir yandanda kıyamıyor du abisine oda çok korkmuştu yıkılmıştı

Şimdi ise yanında yan pozisyonda uyuyan minik mavişine baktı elini uzatıp siyah gür saçını okşadı tombul yanağına ufak tüy kadar bir buse kondurdu
tekrar sevdi bal dönmeye kalkışınca engelledi doktor bir süre sırt üstü yatmamasını söyledi henüz dikişleri alınmamıştı ama Aliyi en çok yıkan doktorun o gün dediğiydi bir daha yürüyememe ihtimali ama şuanlık bir sorun gözükmediği de söyleyince rahatlamışlardı bal yine kıpırdayınca yüzüne baktı
ali karşısında yeni uyanan kardeşine bakıp iç çekti
bal mavi gözlerinin açmış ayılmaya çalışıyordu etrafına bakıp sonra kafasını ona bakan Ali abisi ile o eşsiz gülümsemesini sundu "günaydın abi" dedi bal
ali ona gülümseyen kardeşine bakıp iki yanağınıda öpüp
"günaydın mavişim" dedi ve boynundan kokulu bir öpücük çaldı
bal kıkırdayıp iteklemeye çalıştı ama ali iyice sokulup yarasına zarar vermeden gıdıkladı biraz daha güldürdükten sonra balı kucağına alıp banyoya götürdü elini yüzünü yıkayıp kuruladı kendisinkinide yıkayıp banyodan çıktı
karşısında gülcihanı görünce gülümsedi
"günaydın Gülcihan nasılsın"dedi ali
gülcihan gülümseyip
"günaydın Ali abi iyiyim sen nasılsın" dedi
"bende iyiyim,sanırım bal acıktı dimi güzelim acıktınmı"dedi bal kafasını sallayıp annesine kollarını uzattı
ona kollarını uzatan kızını kucağına alıp
"tamam ozaman aşağı inelimde kahvaltımızı yapalım bal kızım" diyip kokulu kokulu öptü tombul yanağını toparlamıştı biraz kızı akşamları yatmadan önce mutlaka ballı süt içriyorlardı
tam odadan çıkacakken Alinin sesi ile ona döndü
"gülcihan Pusat abim geldimi" dedi ensesini ovarak
gükcihan kafasını sallayıp onayladı
"evet geldi,bak abi bana düşmez ama ona kızma onun suçu değildi bilemedi oda böyle bir şeyi tahmin edemezdik barışın olurmu" dedi ve odadan çıktı
ali düşündü haklıydı gülcihan bilemezdiki oda tahmin edemezdi oda çıktı odadan aşağı indiğimde kahvaltı masasında sessizce yanında süt içen kızına bakıyordu oda kendini suçluyordu kafasını eğip çekti Ali ona doğru ilerleyip
"Abi bi bakarmısın"dedi
Pusat ona seslenen kardeşine baktı
"efendim noldu" dedi endişeyle
"abi ben,ben özür dilerim senin suçun yoktu abi ben  öfke ile söyledim onları sende bikemezdinki böyle birşey olacağını özür dilerim abi" dedi ve kafasını eğdi pusat sandalyeden kalkıp lardeşine sarıldı
"sorun yok aslanım kızmadım sana haklıydın onları korumam gerekiyordu ne olursa olsun bilmem gerekirdi" diyip odasına gitti
ali arkasından üzgünce baktı
hakan bey oğlunun yanına gidip
"üzülme oğlum düzelir şimdi biraz yalnız kalsın hadi kahvaltımızı edelim" dedi ve yerine oturdu herkes kahvaltısını yaparken Gülcihan balı yasmin hanıma bırakıp
"ben polata bir tepsi hazırlayayım" diyip hızlı hızlı mutfağa gitti arkasından yasmin hanım imalı imalı bakıp bala döndü
"senin bu anan oğluma yanmış" dedi bal anlamadığı için
"o nedemek babane" dedi
yasmin hanım
"annen aşık olmuş babana yani onu seviyor aynı seni sevdiği gibi" dedi anlaması için
bal kafasını sallayıp
"tamam ojaman babamda sejiyoymu" diye sordu
yasmin hanım yanağını okşayıp kafasını salladı
masada onları dinleyenler ise bu görüntüye gilüyorlardı balın merak etmesi çok güzel bir duyguydu böyle sorular sorması çok sevimli kılıyordu onu onlar aşağıda bal ile ilgilenirken gülcihan pusatın odasının önüne gelip derin bir nefes aldı sonra kapıyı çaldı ses gelmeyince bir kere daha çaldı yine gelmeyince kulpu indirip içeri geçti odaya baktığında pusatı göremedi tam seslenecektiki banyodan belinde havlu ile çıkan pusatı görünce gözleri iri iri açılıp arkasını döndü yanakları yanmaya başlamıştı bile pusatın gülme sesi gelince
"gülmesene ya niye öyle çıkıyorsun banyodan ya üstünü giyindi kahvaltını yap bende çıkayım odadan"
pusat ise arkası dönük kadına bakıp kısık sesle güldü yavaş yavaş yaklaştı göğsü sırtına değince durdu biraz eğilip kollarını uzatıp tepsiyi elinden aldı çünkü titriyordu gülcihan heyecandan sık nefesler almaya başlamıştı kabi resmen ağzında atıyordu pusat tepsiyi yatağın bir tarafına koydu önüne dönünde biraz daha yaklaştı gülcihana eğilip saçını bir tarafa topladı açık olan boyna burnunu yaslayıp çekti kokusunu
kolunu karnına sarıp kendine biraz daha çekti
"çok güzelsin gül goncam kokun,dudakların,gözlerin, gülümsemen,yanaklarının kızarıklığı ah be gülüm yaktın beni bu kalbimi catır cayır yaktın" dedi boğuk bir sesle pusat sesi çıkmayan gülcihanı kendisine döndürüp ona bakmasını sağladı kızarmış yanaklara bakıp boştaki eliyle okşadı sonra eğilip öptü alnını alnına yaslayıp nefeslendi gözlerini kapatan gönül yangınına bakıp burnunun ucunu öptü biraz daha yaklaşıp dudaklarını öpmeye başladı
gülcihan dudaklarına değen dudaklarla gözlerini açmış pusata bakmıştı gözleri kapalı yavaşça onu öpen adama karşı dayanamayıp gözlerini kapatıp karşılık verdi onlar kendinden geçmiş halde iken odaya dalan mert ve bal,mert gördüpü şeyle balın gözlerini kapatmıştı bile birbirini yiyen abisi ve yengesine bakıp
"bari kapıyı kilitleyin öyle şey yapın ayıp" kucağında gülen küçük kıza bakıp
"gülme kız sende aa aaa"
pusat ve gülcihan gelen sesle arkalarına bakıp gelen ikiliyi görünce önce pusat sinirle gülcihan utançla kavrulmuştu
pusat onu böldüğü için kardeşine öldürecekmiş gibi bakarjen bir yandan da utançtan onun göğsüne sığınan karısına sarılıyordu
"çık lan dışarı beni terasta bekle mert bekle sorucam bunun hesabını sana" dedi sinirle pusat sonra ona kikir kikir gülen kızına bakıp
"noldu kızım niye gülüyorsun babaya" dedi
bal ellerini çırpıp
"baba anneyi sejiyoy" dedi sevinçle
pusat da buna gülmüş
"evet babacım ben anneyi çok seviyor hemde çok" deyip iç çekti sonra birden merte bakıp
"mert anneme söyle şu nişan düğün işini hızlandıralım artık hadi şimdi defol odadan!" dedi sonda sinirle
mert kucağında bal ile hızlıca çıktı odadan
pusat ona sığınan kadının saçına bir öpücük kondurup
"devam edelimli gönül yangınım" dedi muzipçe
gülcihan pusatın omzuna vurup odadan ona bakmadan kaçtı balın odasına girip kendini banyoya attı.

mert aşağı indiğinde terasa geçti sedirde oturan annesinin yanına oturup
"anne valla senşn bu oğlun manyamış bir an önce evlendirelim bence" dedi ve kucağında uyuyan balı yanına yan şekilde yatırdı iki yanına da yastık koydu
"hayırdır oğlum noldu niye acele evlendirelim abini"
"yav anne ne olacak senin bu oğlun yukarda resmen yengemi yiyordu"dedi kusık sesle
yasmin hanım gözlerini açıp oğlunun koluna vurdu
"ayıp oğlum aa aaa cık cık nasıl konuşuyorsun sen öyle"
"valla anne ne gördüysem o ha bide abim dedi ki
'anneme söyle şu nilan düğün işini hızlandıralım artık' dedi resmen yanmış senin bu oğlun anne biran önce başgöz edelim de bitsin yangını" dedi gülerek
yasmin hanım oğlunun kafasına vurup
"terbiyesiz demekki senide evlendirme zamanı gelmiş ha oğlum konuştuklarına bakılırsa" dedi
mert önce annesinin gözlerine baktı ciddi olduğunu görünce 'allah korusun' diyip kaçtı oradan yasmin hanımda balı düzeltip örgüsünü eline aldı gülerek baktı evine hiç bu kadar gülmemişlerdi geçen zamanlarda...

1065 kelime

AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin