AİLE

20.Bölüm

Medya dans müziğimiz
(bana ellerini ver)

Yazardan

Yasmin hanım sabah erkenden kalkıp kına gecesi için hizmetlileri bilgilendiriyordu.Dün oğlunun isteği üzerine akşam kocası ile uzun uzadıya konulmuş kınayı bu sabah yapmaya karar kılmışlardı sonra da nişan yüzükleri takılacaktı 3 gün sonrada düğün vardı.

bu sırada hala uyuyan gülcihan balın yanaklarını öpmesi ile uyanmıştı
gülcihan balı yatağa yatırıp gıdıklamaya başladı bir yandan öpüyor bir yandan gıdıklamaya devam ediyordu
osıra odanın kapısı açılmış içeri yasmin hanım girmişti
"günaydın kızım kahkahalarınız bol olsun kızım" dedi yatağa oturup balı kucağına aldı
gülcihan da gülümseyerek
"günaydın yasmin anne amin inşallah" dedi
yasmin hanım ona anne diyen kızla sıcak gülümsemesini sunup yanağını okşadı ona ilk anne dediği saati hatırladı nerdeyse düşüp bayılacaktı hiç anne kelimesi ona bu kadar güzel gelmemişti gülcihanın ona anne demesi kalbine akan sıcak bir hissi ortaya çıkarıyordu koruma iç güdüsü hiç kızı olmamıştı şimdiye kadar şimdi ise allahtan birtane isterken 2 tane kızı olmuştu ondan mutlusu yoktu
gülcihan gözleri dolan yasmin hanıma bakıp
"noldu yasmin anne niye doldurdun gözlerini ağlama nolur dökme incilerini güzel gözlerine yazık" dedi elini uzatıp yanağını okşadı elini tutup öptü yıllar sonra ilk defa anne şefkati hissetmişti gülcihan şimdi onun ağlaması isteyeceği son şey bile değildi
yasmin hanım hemen kendine çekip sıkıca sarıldı
"sana kurban olurum ben ah allahım ben senden bir kız evlat istedim sen bana 2 tane verdin şükürler olsun sana şükürler sen kalbi gibi kendi güzel kızımı hep koru rabbim" dedi
Gülcihanda edilen dua ile gülümsemiş biraz daha sarılmıştı
bal arada sıkıştığı için annesini itelemiş kaşlarını çatmış homurdanarak yataktan yavaşça inmişti kapıya kadar paytak adımlarla yürümüş sonra kafasını kaldırınca pusatı görmüştü onunda yanından sinirli sinirli geçmiş paytak paytak yürümeye başlamışdı
onun bu halini gören 3 lü gülmeye başladılar pusat odaya adımı atınca annesini gördü atacağı son adımı geri çekip hemen odadan çıktı
yasmin hanım yanında ondan utanmış ve yanakları kıza bakıp şefkatle sevdi saçlarını
"hadi kızım kalk da hazırlan birazdan kuaförden kızlar gelicek önce kahvaltını et sonrada üzerini giyin" dedi
gülcihan kafasını salladı aşağı yukarı
yasmin hanım odadan çıkınca hemen yataktan kalkıp banyoya geçti elini yüzünü yıkayıp kısa bir duş aldı gül yağı ile saçlarına masaj yaptı sonra gül kokulu kremi ilede yüzüne boynuna kollarına bacaklarına sürdü üstüne giydiği bornozu ile odaya geçti duvara asılı bindallı ve gelinliğe baktı 3 gün sonra evlenecekti ve çok heyecanlıydı içi içine sığmıyordu sonra birden aklına anne ve babası geldi
"keşke sizde görseydiniz bu halimi anne,annem ben çok heyecanlıyım ne yapmam lazım bilmiyorum keşke burda olsan bana sarılsan akıl versen baba kırmızı kuşağımı senin bağlamanı çok isterdim ama kısmet değilmiş yaradan böyle buyurmuş sizi çok özledim" dedi iç çekerek sonra elini bindallıya atıp yatağa koydu
bornozu çıkarıp giyindi aynaya baktığında güzel olduğunu gördü
ince belini sarmış kırmızı üzeri altın işlemeli kaftanı içi beyaz ipek kumaştan yapılmış elbise ile çok güzeldi belinede yasmin hanımın verdiği altın işlemeli kemeri taktı sonra kırmızı kadife kutudaki ucunda kelebek olan pırlanta kolyeye baktı onuda alıp taktı kapısı çalınca 'gel' dedi
içeri kızlar girdi
"merhaba efendim biz saç ve makyaj için gelmiştik" dedi enfazla 19 yaşında olan kız gükcihan kafasını salladı ve makyaj masanın önünde ki pufa oturdu kızlar hemen işe koyuldu

1 saat sonra aynadan gördüğü kadını tanıyamadı gülcihan 'bu benmiyim' dedi içinden o kadar güzel olmuştuki toprak tonlarında yapılan makyaj ve ense bitiminde dağınık topuz ile çok güzel olmuştu gelen kızlarda karşılarında ki kadına hayran olmuş şekilde bakıyorlardı kapı açılıp içeri mert girdi gülcihan gelen kişiye baktı merti görünce ayağı kalktı
mert ise gördüğü kız ile şaşkınca süzdü
"gülcihan kardeşim bu senmisin" dedi
gülcihan gülümseyerek başını salladı
kızlar odadan çıkıp gittiler
mert gülcihana yaklaşıp şaşkınlıklığını üzerinden attı gülcihanın elini tutup
"biliyorum kendini yalnız hissediyorsun,hissetme kardeşim ben senin abinim eğer istersen babanda olurum başın sıkırşa ilk bana geleceksin şimdi sen bana niye bunları neden diyorsun diyceksin bak ben yıllarca bir kız kardeşim olsun istedim ama olmadı nasip değilmiş ama bak şimdi 2 tane kardeşim var
çok şükür rabbime
gülcihan kardeşim sen ve bal bizim yıllar sonra ailemize doğmuş güneşsiniz şimdi ise yengem oluyorsun aslında bunları düğün günü söylemem lazımdı ama yapamazdım söyleyemezdim o gün bu kadar cesaretli olacağımı düşünmüyorum o yüzden şimdi söyleyeyim dedim
bu benden sana hem düğün hemde kına hediyemdir bir abiden bir kızkardeşe armağan sakın ağlama tamammı akmasın gözünden yaş hep gül sen gülki bu yüreğimde gülüşünden dolayı çiçekler açsın ben senin abinim kardeşim sonsuza kadar da abin olucam" dedi ve sarıldı gülcihana gülcihan ise bileğine takılan künyeye bakıyordu
"abi" dedi devamını getiremedi ne denirdiki zaten oda sarıldı beline
"teşekkür ederim abi teşekkür ederim iyiki varsın" dedi gülcihan sıcak sesiyle mert ondan ayrılıp sildi gözünden akan yaşı gülcihana göstermeden
oadan çıktı aşağı indi
onu gören annesi yanına gitti gözlerinin kızarık olduğunu görünce
"oğlum noldu ağladın mı sen" dedi endişeyle
mert annesine sarılıp
"Anne ne zormuş kız abisi olmak ben şimdi balı nasıl vericem elalemin adamına" dedi
yasmin hanım gülünce ayrıldı ondan
"gülme anne ya ben daha demin gülcihana kıyamadım bala nasıl kıyıpta vereyim bence yok biz balı evlendirmeyelim yanımızda kalsın hep dayanamam ki ben yokluğuğuna hadi gülcihan burda kalıcak ya bal ah! düşüncesi bile kötü anne" dedi soluksuz konuşmuştu
yasmin hanım gülerek kadasını iki yana salladı oğlunun omzuna iki kere vurup gitti

kına ve nilan için tüm hazırlıklar hazır olduğunda misafirlerde gelmeye başladı herkes tebriklerini sunuyorlardı yasmin hanım yukarı odaya çıktı zaten erkekler bir süre sonra gelecekti yasmin hanım kapıyı açıp odaya baktığında camın önünde bindallı içinde duran kıza baktı "çok güzel olmuşsun kızım" dedi duygulu bir sesle koluna girip odadan çıkardı merdivenlerden yavaş yavaş indirdi avlunun ortasındaki sandalyeye oturttu başınq kırmızı tül şalıda örtüp etrafında dönmeye başladı genç kızlar ağızlarında ise yüksek yüksek tepelere türküsü içlerinden bir kız gidip baktığında ağlamadığını gördü tekrar dönmeye başladılar bu kez annem türküsünü söylediler
gülcihan gözünden akan yaşla baktı etrafına 'annem görüyormusun kızını' dedi içinden kız tekrar gelip baktı
"gelin ağladı!" diye bağırdı
yasmin hanım gelip avucunu açtı hiç zorlamadığı için memnundu (bu arada gelin eğer kınada elini sıkı sıkıya kapatıyorsa maddiyatçı eğer hiç sıkmadan açtıysa maneviyatçı demekmiş yeni öğrendim ama bilginiz olsun) hemen elinin ortasına tam altın koyup kınayı yaktı zılgıtlar eşliğinde alnından öpüp doğruldu
osıra erkekler de kapıdan gözükmüştü pusat önde davul çalarak avluya giriş yaptı üzerinde jilet gibi duran takımla geniş omuzları ile yutkundu gülcihan etrafa baktığında genç kızların ona hayranlıkla baktığını gördü kaşlarını çatıp pusata tekrar baktı pusatın gözleri gülcihanda idi sandalyede kaşları çatık ona bakan karısı ile sırıttı kıskanmıştı belliki elindeki davulu yanındaki adama verip yürümeye başladı gülcihan ona yaklaşan heybetli beden ile tekrar yutkundu tam karşısında durup alnından öptü sonra kendi yerine geçip oturdu gülcihan şaşkın şaşkın ona baktı yasmin hanım gelip onunda parmağına kınasını yaktı ikside ayağa kalkınca
dans müziği çalmaya başladı pusat elini uzatıp gülcihanın elini tuttu kendine çekip beline sarıldı ve dans etmeye başladılar gülcihan yanakları al al olmuş onun gözlerine bakarken pusat ise kollarında olan kadının mavi denizlerinde kaybolmuştu bile biraz daha kendinr çekip eğildi alnını alnına yasladı derince nefes aldı burnuna gelen gül kokusu ile mest oldu biraz uzaklaşıp alnından öptü
"seni seviyorum gül goncam" dedi fısıltı ile
"bende seni seviyorum ha..hayatım" dedi son kelimeyi kekeleyerek utanmıştı çokça
pusat duyduğu hitap dile ağzı kulaklarına varıncaya kadar gülümsedi
"sana kurban olsun hayatım" dedi dans müziği bitince halay çekmeye başladılar
gülcihan yorulunca bir köşeye oturdu gözleri ise halay öeken pusatta idi pusatında onda
bir süre sonra pusat halaydan çıkıp kimseye çaktırmadan gülcihanın elinden tuttu ve onu konağın tenha bir köşesine çekti sırtını duvara yaslayıp yaklaştı
gülcihan şaşkınca gözlerini iri iri açmış pusata bakıyordu
"sen ne yapıyorsun" dedi zor çıkan sesiyle
cevap vermedi pusat dahada abandı üzerine iyice sıkıştırdı duvarla kendi arasında
"pusat" dedi gülcihan fısıltı ile
pusat ise dudaklarına değen sıcak nefes ile gözlerini kapattı ne güzel çıkmıştı adı o güzel pemde dudaklarından
gülcihan ona yoğun gözlerle bakan adamın gözlerine baktı daha ne olduğunu anlamadan dudağına değen dudaklarla kaldı bir kaç saniye sonra karşılık verdi
pusat ona karşılık veren kadınla daha çok asıldı dudaklarına gülcihanın
nefessiz kalana kadar öptü
geri çekilip gözleri kapalı kadına baktı
"sen,sen nasıl bişeysin gül yüzlüm bitirdin beni" dedi fısıltıyla
gülcihan gözlerini açıp ona aşkla bakan adamın gözlerine baktı
"ben" dedi ama diyecek bir şey bulamadı
pusat dudağına hafif bir öpücük kondurup elinden tuttu sırıtarak tekrar avluya geldiler gülcihanı oturtup kendiside oturdu yanına hala elini tutuyordu
gülcihan ise utançtan ölmek üzereydi yandan pusata baktı onun keyifli hali istemsizce gülümsetti gülcihanı pusat kafasını çevirip ona gülümseyen kadına baktı tam o sırada fotoğraf sesi geldi. bal da gelip ortalarına oturunca onunlada bir fotoğraf çekindiler ve sonsuza dek mutlu bir aile tablosu oluşmuş oldu.

1405 Kelime