Multi : Savaş
Dünyanın en büyük dileği değilmidir zamanı geri almak? Herkes bunu dilemez mi zaten? Benimkisi her zaman farklıydı. Çünkü ben farklıydım. Hatalarımla gururduyar, geçmişimi severdim. Bu yüzden en büğük dileğim hiç değişmemekti. Bu günedek dileğimin hep gerçek olduğuna inandım. Kendimi hep dünyanın en güçlüsü gibi gördüm. Hiç bir aşk acısı, yada insanlardan aldığım darbeler beni sarsamadı. Ne eylenmeme, ne de neşeme, hiç bir şey, hiç kimse engel olamazdı. Hep en güçlü bendim. En mutluda bendim. Bu güne dek. Bu gün öğrendim acıyı, ağlamayı.
Kendi kendime soruyorum 'şu an mutlu musun Gece? Farklı mısın? Güçlü müsün? En büğük dileğin hala hiç değişmemek mi?' diye. Verdiğim cevap ise 'hayır' gibi aciz bir cevap oluyor.
İç dünyamdan çıkmamı sağlayan kolumu sarsan Karan oluyor.
Korkak bir şekilde kapıyı itiyorum. O gün açık untmuş olmalıyım. Dudaklarım titriyor, gözlerim doluyor. Dudaklarım gibi titreyen adımlarımla giriyorum evime. Heryerde onun çamurlu ayak izleri var. Güçlü olmaya calışıyorum. Göz yaşlarımı bastırıyorum. Karan'a dönüyorum. Kolu ile ağzı ve burnu kapatmış, duygu barındırmayan gözleri ile bakıyor etrafına.
Anne ve babamın olduğu odaya geliyorum. Cansız bedenlerinin üzerinde uçuşan sinekleri, yatakta ki kurumuş kanı ve hala bir birlerine kenetli ellerini görüyorum. Manzara karşısında dizlerimin bağı çözülüyor. Dizlerimin üzerine düşüyorum. Daha fazla ağlamak istemediğim için, dudaklarımı tekrar bastırıp gözerimi kapatıyorum. İstemsizce akan göz yaşlarımı elimin tersi ile siliyorum.
Karan beni koltuk altlarımdan tutarak ayağa kaltırıyor.
"güçlü ol Gece." diyor gözlerimin içine bakarak. " neler hissettiğini anlayabiliyorum, ama güçlü olmak zorundasın." diye devam ediyor.
" sanki tüm dünya üzerime yıkılmış gibi hissediyorum Karan." Derin bir nefes alıp kendime geliyorum. "keşke tüm bunlar bir rüya olsa."
" ama değil. Şu durumda senin üzerine düşen görev, ailesini kaybetmiş diğer insanlar gibi yas tutmak değil Gece. Alınması gereken bir intikamın var. İntikamımız var." Diyor. Eli ile çenemi tutup gözlerini gözlerime kenetleyerek devam ediyor. " Birlik olup ona acı çektireceğiz. ona öyle bir acı çektireceğiz ki yaşayacak, ama nefes almayı unutacak. O kadar acı çekecek ki bizden önce o kendimi öldürecek. " Diyor. Savaş'ın ölümünden bahsederken bile gözlerinin içi ışıldıyor. Ondan bu kadar nefret etmesi bana da umut veriyor.
Elini çenemden çekip tekrar konuşuyor. " ben cenaze için bir araba ayarlayacağım. Sen burada bekle."
'Tamam' anlamında kafamı sallıyorum.
Kapının kapanma sesini duyunca. Olduğum yerden kıpırdayıp anne ve babamın yataklarının başına geliyorum. Manzara karşısında gözlerimi sıkıca kapatıp, dudaklarımı bastırıyorum. Gözlerimi açtığımda daha fazla dayanamayıp, arkamı dönüyorum. Odama doğru ilerlerken yine Savaş'ın çamurlu ayak izlerini görüyorum. Odamın kapısına geldiğimde fikrimi değiştirip banyoya gidiyorum. Bir kovanın içerisinde sıcak su ve deterjanı karıştırıp, bez yardımıyla Savaş'ın ayak izlerinin tamamını siliyorum. Etrafa saçılan eşyaları da toparladıktan sonra yatağımı da düzeltiyorum.
Daha sonra banyoya geri dönüyorum.Kapıyı kapatma gereği duymadan Küvetin içine girip, deliğe tıpayı takıyorum. Suyun soğuk tarafını sonuna kadar açıp kıyafetlerim ile birlikte suyun altına giriyorum. soğuk suyun darbeleri ile beynim donduğunu hissediyorum. gittikçe soğuyan suyun altında cenin pozisyonuna gelip, kollarımı bacaklarıma sararak ağlamaya başlıyorum. Önce başımı arkaya doğru atıp sudan çıkarıyorum derin bir 'of' çekip öne eğiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin İntikamı
Misterio / Suspensoİntikam ateşiyle dolu bir gece, ne kadar tehlikeli olabilir...?