BÖLÜM DÖRT: GÜLÜMSEME

2K 264 32
                                    







instagram & twitter: cordeleima

ayrıca wattpad hesabımı takip ederseniz bölüm bildirimlerine ulaşabilirsiniz.


satır aralarını yorumlarınız ile doldurup yıldızımızı da parlatırsanız beni çok mutlu edersiniz. bol keyifli okumalar dilerim ^^


BÖLÜM DÖRT: GÜLÜMSEME


Taylor Swift, Gorgeous.


Hayatımın her anında, her ne konuda olursa olsun en iyisi olmak için çabaladım. İlk okula yeni başlamışken bile zihnimde hep, her şeyi ilk ve en iyi ben öğrenmeliyim, düşüncesi vardı. Sonra bu düşüncem, beni hiç yalnız bırakmadı.

Ortaokuldayken de böyle düşündüm, lisedeyken de. Ve hatta bu tavırlarım yüzünden çoğu zaman arkadaşlarımı kaybettim, ailem ile geçirme şansım olan zamanları elimin tersi ile ittim. Üniversiteye gelene kadar, tek vasfım aldığım iyi notlarım, oynadığım voleybol ve sevdiğim yabancı ünlüler sayesinde gelişmiş yabancı dilimdi.

Onun haricinde tek bir arkadaşım vardı. Ki o da Cenk'ti.

Aslında, eğer o kalmasaydı yanımda, yanımda kalması için çaba sarf etmezdim ben.

Onunla tanıştığımız zamanları hatırlıyordum. Biraz korkmuştum çünkü Cenk aşırı başarılıydı ve beni geçer de ikinciliğe düşmeme neden olur sanmıştım. Ondan uzak durmuş ve daha çok derslerime düşmüştüm. O geldikten sonra girdiğimiz ilk sınavın ardından sonuçlar açıklanana kadar kendi kendimi yemiş ve onunla aynı puanı aldığımızı görünce okulun arka bahçesinde ağlamıştım.

Şimdi o zamanlara bakınca, hala devam eden not takıntıma rağmen, ne kadar saçma davrandığımı fark ediyordum. Ama işte, o zamanların Mayıs'ı her şeyin tek en iyisi olmak zorundaydı.

Ben okulun arka bahçesinde otururken yanıma Cenk gelmişti.

"Neden seninle aynı puanı aldık diye bu kadar üzüldün ki? Notlar sadece birer sayı. İleride kimse bize lisedeki kimya sınavından kaç aldın diye sormayacak."

O zamanlardaki bana göre soracaklardı işte. Sormasalar dahi en iyisi bende olmalıydı. En iyisine sahip olduğumu tek ben bilsem de olmalıydım.

"Senin anlayacağın bir şey değil bu. Beni yalnız bırakır mısın?"

Rica etmekten çok emir gibi çıkmıştı sesim ama Cenk bunu hiç umursamadan yanıma oturmuştu.

"Ben seninle arkadaş olmak istiyorum. Seninle arkadaş olmak için ne yapmam gerekli?"

Yüzümü ona dönmüş, hırsla konuşmuştum. "Benden yüksek not almaman lazım."

Ve o günden sonrasında ise hiçbir zaman benden yüksek not almamış, hiçbir kulvarda beni geçmemişti. Bilerek mi geçmemişti yoksa geçememiş miydi, hiç üstüne düşünmek istediğim söylenemezdi.

İçimden bir ses ilk seçeneğin daha olası olduğunu söylese bile senelerdir kendimi, beni geçemediğini düşünerek avutuyordum. Artık eskisi kadar, Cenk ile aramda rekabet tutmuyordum ama yine de sonuç olarak hala aynı kulvarda koşan iki atlet gibiydik.

Ve ben hala aynı kişiydim.

Bu yüzden, tam yaşadığım şu anın da etkisi ile geçmişten gelen bu not takıntıma lanetler ettiğim andaydım. Gerçekten, tek bir sınavım kötü gelse ne olurdu sanki. Her şeyde birinci olmayı bu kadar kafaya takmasaydım eğer, şimdi kendi değerlerimi sorguluyor olmazdım.

TAM İSABETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin