8'

20 8 5
                                    

Bölüm Şarkısı: Taylor Swift- Cardigan

8'

Yani ben nerde... ne günah işlemiştim de... bu hallere düşmüştüm... inanın bilmiyorum dostlar.

Azıcık şansım varsa telefon elimden fırladığında tuş kilidi kapanmıştır, ekran parçalanmıştır, ne bileyim tuz buz olmuştur inşallah ya...

Hemen birkaç adım ötemde bana tepeden bakan o yeşillere gözlerim uzun süre takılmadı, çünkü takılamıyordu yani, ne zaman göz göze gelsek buz gibi bir soğukluk yayılıyordu bu çocuktan bana. Haliyle baktığım gibi kafamı geri eğmem bir oldu.

Daha geçenlerde aynı sınıfta olduğumuzu yeni öğrenmiştim. Hakkında hiçbir şey bilmiyordum, daha önce okulda gördüğümü de pek hatırlamıyordum, bu sene sürpriz bir şekilde belirmişti sanki bu çocuk.

Ama ne belirme...

Yani bazen bir insana bakarsınız ve bu benim başıma bela olur dersiniz... işte benim de bu çocukla ilk göz göze geldiğim andan itibaren hissettiğim şey aynı bundandı. Beni bir şekilde mahvedeceğini düşünüyordum, ama nasıl; işte onu pek kestiremiyordum şimdilik.

"Daha ne kadar yerde yatmayı düşünüyorsun?"

Sesiyle uzandığım yerimde korkuyla sıçrarken dediği cümle sonra dank etti korkudan. Ben salak gibi yerde düşüncelere dalmış yatıyordum gerçekten...

Kendime gelip hızla toparlanmaya çalışırken; düşüşümün etkisiyle paramparça olan avuç içlerim, çenem ve dizlerimin kalkmamla acılarını hissettirmeleri bir oldu.

Kendimi ne kadar tutup hızlıca kalkmak istesem de ister istemez acıdan inleyerek zar zor kalkabildim yerden.

Kalktığım gibi karşı karşıya geldik. Aramızda üç, bilemedin beş adım vardı. Boyu benden hayli uzun olduğu için gölgesi üzerime iniyordu, önümdeki güneşi kapamıştı.Beni izlediğini biliyordum ama ben gözlerine bakamadığım için direkt olarak bakışlarımı elinde tuttuğu telefonuma odaklandım.

Tuş kilidi açıktı!!!

Ve bir mesaj sayfası görünüyordu!!!!!

Gözlerim hızla elinde tuttuğu telefondan gözlerine, mesajı okuyup okumadığını anlamak için çıkarken, onun soğuk yeşillerini üstümü taramakla meşgul buldum.

Dizlerime bakıyordu. Sonra bakışları yükseldi ve avuç içlerimde gezindi.

Düşerken ellerimi yere siper ettiğim için en çok avuçlarım yaralanmıştı. Avuçlarıma dolan sıcak kanı hissediyordum ama ondan daha önemli mevzularım olduğu için elimden geldiğince acımı göz ardı etmeye  çalıştım ve bakışlarının bakışlarıma değmesini bekledim.

Gözleri avuç içlerimden sonra yavaşça yüzüme çıkarken çenemin oralarda da biraz oyalandı ve yeşilleri en son kahvelerimle buluştu.

Buz gibi yeşiller sanki mümkünmüş gibi daha da donuklaşırken içime yine o tanıdık soğuk hava doldu.

Acıdan canım yanmasa üşüyorum sanırdım.

Tökezleyerek bir adım attım ona doğru. Elimi havaya kaldırdım ve içi kanla dolmuş avuç içimi açarak "Telefonum..." diyebildim, konuşurken çenem acıdığı için sesim kırık çıktı. Kafa, göz, möz her şeyi kırmıştık.

Bana yine üstten bir bakış attı. Bir eli pantalonunun cebinde, diğer eliyse gevşek bir şekilde telefonumu tutuyordu.

Sonra telefonu tuttuğu eli usulca havaya kalktı ve eli öylece havada durdu. "Gel al."

ANONİM SEVGİLİM | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin