9. Bölüm

146 19 10
                                    

Bu bölüm olumsuz örnek oluşturabilecek +18 ögeler barındırmaktadı.

"Deniz neden gitmek istemiyorsun ki bebeğim?"

"Ben sevmiyorum elbise giymeyi oraya eşofmanla gidemem Ayça."

Ayça şuan beni çok hoş bir müzeye götüreceğini söylemişti. Müze gerçekten çok güzel sanat eserleri'nin yer aldığı bir müzeydi ama oraya eşofmanla gidemezdim. Elbise giymekten nefret ediyorum.

"Sevgilim ne giydiğinin önemi yok yanımda ol yeter."

"Peki ama çok kalmayalım."

Başıyla onayladı. Bedenimi saran kısa bordo renkli bir elbise bulmuştum. Elbisenin içinde çok daralmış hissediyordum ama çok hoşuma gitmişti ilk defa. İçeri girdiğimde Ayça yutkundu ve nefesi yavaşça bıraktı.
Beni kapının kenarında sıkıştırmıştı.

"Beni ne kadar delirttiğinin farkında mısın Deniz?"

Elini çeneme koyup ona daha yakından bakmamı sağladı.

"Saf bakışların,öpmemek için kendimi zor tuttuğun dudakların. Bedeninin her bir zerresi o kadar güzel ki..."

Tek bacağını bacaklarımın arasına doğru getirip diziyle baskı yaptı. Yaptığı baskıyla titrek bir nefes verdim.

"Derslerde bana baktığın her bir an deliriyorum. O saf bakışların bile bana hiç masum olmayacak şekilde bakmayı becerebiliyor."

Yaptığı baskı arttığında ismi dudaklarımdan titrek bir inlemeyle döküldü.

"Ayça."

Elleriyle boynumu kavradı ve yavaşça okşadı.

"Söyle bebeğim."

Boynumdan çekerek dudaklarıma kapandı. Bir yandan eli boynumu okşuyor bir yandan dizi bacak arama baskı yapıyordu. Dudaklarımdan çekilerek beni odaya doğru götürdü. Yatağın üzerine bırakıp yavaşça dudaklarıma yöneldi. Dudaklarımdan boynuma bir harita çizdi.  Boynumdaki hafif ısırıkları baştan çıkarıcıydı. Köprücük kemiğimde sıcak dilini gezdirdiğinde kendimi daha fazla tutamayıp iniledim.

"O güzel sesini duymama izin ver bebeğim. Benden saklama sesini."

Her bir hareketinde yatağa daha da gömülürken çoktan göğüslerime gelmişti. Göğüslerime her bir dil darbesinde iniltilerimi bırakıyordum.
Göğüslerimden ayrılmak istemiyor gibiydi. Hızlıca belime doğru indi. Parmaklarını belimde gezdirdi. Sanki benimle oyun oynuyordu. Bacak arama geldiğinde sıcak nefesini verdi.  Asla dokunmuyordu.

"A-Ayça yap şunu."

"İstiyorsan önce hak etmelisin."

"Ayça lütfen yalvarıyorum!"

Daha fazla dayanamayıp Ayça'nın kafasını bacaklarımın arasına bastırmıştım. Ayça dil darbelerine devam ederken dilini aniden içime gönderdi. Dili profesyonelce hızlanırken doruk noktama ulaşıyordum. Ayça yaklaştığımı anladığında geri çekildi.

"Devam et lütfen!"

"Küçük bir ceza, kendine dokunmaya kalkma sakın."

Ayça odadan çıktığında bedenim titremeyi bırakmıştı kendimi boşlukta gibi hissediyordum. Ayça kapıyı açıp geri içeri girdi.

"Unutmadan, müzeye gideceğiz unutma bebeğim. Bekliyorum aşağıda."

Beni bu kadar zor bir durumda bırakmışken nasıl sakin kalmamı bekliyordu? Üstümü başımı toparlayıp aşağı indiğimde Ayça gülümsedi. Kapıdan çıkıp arabanın kapısını benim için açtı. İçeri geçtiğimde ne yapacağımı bulmuştum.

İntikam vakti Ayça hanım.

Kendisi de sürücü koltuğuna oturduğunda hızla arabayı çalıştırdı. Kısa bir süre sonra ana yola çıktığımızda yoğun bir trafik vardı.  Ayça trafiğin dağılmasını beklerken ellerimi pantolonuna doğru götürdüm.

"Deniz napıyorsun trafikteyiz?"

Umursamazca ellerimi pantolonundan içeri attım. Parmaklarımı Ayça'nın içine gönderdiğimde nefes nefeseydi.

"Sikeyim kes şunu."

Hızımı arttırdığımda trafiğin çoğu dağılmıştı. Bunu gördüğümde ellerimi çekmiştim.

"Seni mahvedeceğim Deniz benden çekeceğin var."

Geçmiş olsun Deniz.

Parmaklarımı yavaşça yaladığımda Ayça yola odaklanmaya çalışıyordu.
.
.
.
.
Müzeye vardığımızda müze rehberi sırayla bize tüm eserleri gösteriyordu. Aniden "Daha önce hiç keşif yaptınız mı?" Diye bir soru yöneltmişti bize. Ayça kulağıma eğildi. "Bedeninde yaptığım sayılıyor mu?"

Ayçaya uyarıcı bakışlar attığımda rehberin sorusuna yanıt vermişti.

"Hayır malesef."

Yanımda bir nefes hissettiğimde arkamı döndüm. Ayça kadına kaşlarını çatmış bakıyordu.

"Ayça seni burda görmek ne güzel..."

BEN BİRŞEY YAPTIM.




Edebiyatçı(gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin