......................................~ZS~.....................................
"Asena benim karım değil."
Yıldırım, bulunduğu yere adeta çivilenmişti. Az önce bu cümleyi, sevdiği kadının kocası olduğunu sandığı bir adamdan duymuştu. Doğru duyup duymadığına emin olmak istedi. Belki bir rüyadaydı. Belki de hâlâ evindeki sıcak yatağında, bir kabusun ortasındaydı. Kafasını yavaşça arkasına çevirdi ve adama baktı. Adamın kararlı duruşu, Yıldırım'ın tamamen ona dönmesine neden oldu.
"Ne dedin sen?" diye sordu, sesi hem şaşkın hem de öfkeliydi.
"Asena benim karım değil. Doğru duydun. O, benim karım değil. Ne kâğıt üzerinde ne de başka bir şekilde. Sahra da onun kızı değil. Sahra benim öz kızım."
Yıldırım, gözlerini kapatıp birkaç derin nefes aldı. Doğru duymuştu. Az önce söylenenler gerçekti. Ama bunları sindirebilmek için zamana ihtiyacı vardı. Düşündü. Asena'nın geldiği günden beri yaşananları bir bir aklından geçirdi. Yangın çıktığı günü düşündü. O gün Asena'nın yankılanan çığlıklarını hatırladı. Demek o çığlıklar da gerçektir, diye geçirdi içinden.
Hasan, Yıldırım'ın bir şeyleri sindirmeye çalıştığını anladı. Ona zaman tanımak istese de Asena gelmeden önce ve pişman olmadan her şeyin açığa çıkmasını istiyordu.
"Şoktasın, farkındayım. Ama benimle gelmen gerek, Binbaşı. Sana her şeyi tam olarak anlatacağım," dedi. Etrafına göz gezdirdi; Kenan Albay'ın onları konuşurken görmemesi gerekiyordu. "Lütfen benimle gel."
Yıldırım yalnızca başını salladı ve adamın peşinden yürümeye başladı. Kafası karmakarışıktı. Ne olduğunu anlamıyordu ama ölesiye merak ediyordu. Bu işin nereye varacağını da kestiremiyordu. Hasan'ın peşinden sorgusuz sualsiz ilerlerken içinde garip bir umut ışığı belirmişti. Asena'nın evlenmemiş olması, ona bir şekilde anlamsız bir huzur vermişti.
Onlar arka arkaya yürürken, birkaç adım ötede onları gören Aslan, hızla Yıldırım'ın yanına geldi. Hasan'ın arkasından giden Yıldırım'ı gördüğünde kaşlarını çatarak sordu:
"Nereye? Hem de bu adamla?" diye sordu, Hasan'ı işaret ederek. Hasan oralı bile olmadı. Yıldırım ise Aslan görmeden önce istifa dilekçesini cebine sıkıştırdı ve ona döndü.
"Gerçekleri öğrenmeye."
"Ne gerçeği?"
"Asena evli değilmiş. O kız da onun kızı değilmiş," dedi Yıldırım, bir çırpıda. Sözleri üzerine Aslan'ın ağzından şaşkın bir nida döküldü.
"Hı? Anlamadım."
"Ben de anlamıyorum ama anlayacağım," dedi Yıldırım kararlılıkla ve Hasan'ın peşinden yürümeye devam etti. Hasan, kendisine ayrılan lojmana girdiğinde kapıyı açık bıraktı. Arkasından Yıldırım girdi, ardından da Aslan. O da en az Yıldırım kadar neler döndüğünü merak ediyordu. İçini bir kemirgen gibi kemiren şüphelerle boğuşurken, Asena'ya haksızlık yapıp yapmadığını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KİBRİT YAK
ChickLitNot: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. (Tamamlandı) ........................................ ~ZS~....................................... "Kına yakmak kendini adamaktır. Bir gelin ve damatlara yakarlar; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. Bir d...