"Merhabalar efendim. Geçmiş olsun bay Min'cim. Nasıl oldu bu arada?"
"Dalga geçmesene Subin"
"Tamam, tamam. Nasıl oldu onu söyle"
"Merdivenlerden düştüm"
"Yani gerçekten felaket zinciri gibisin. Anlamıyorum sakar bir insan da değilsin. Neyse canın yanıyor mu?"
"Arada sızlıyor sadece"
"İyi, iyi doktordan sonra küçük sızılar iyileştiğini gösterir. Dersleri ne yapacaksın?" demesiyle Yoongi şirince gülümsedi.
"Ah anladım ben. Ben kötü bir arkadaş olamam o yüzden yardım etmeyi kabul ediyorum" diyerek göz kırptı Subin.
"Teşekkür ederim Binbin"
"Jung Subin her zaman göreve hazır ve nazır. Ama sadece sana özel. Ve şimdi Jung Subin'in yetişmesi gereken bir dersi var" diye göz kırparak hızlıca uzaklaştı. Yoongi kafasını iki yana sallayarak kıkırdadı. Okula doğru ilerleyecekken kapının girişinde gördüğü kişilerle telefonunu çıkardı. Biri bu tarafa gelirken diğerinin fotoğrafını çekmeye başladı. Telefonuna koyulan elle bir anlık sıçradı.
"Hayırdır Yoongi? Neyi çekiyorsun?" Yoongi gözlerini kıstı.
"Sanki bilmiyorsun hyung. Adı ne?"
"Ne yapacaksın adını? Hem telefonu aç bakayım"
"Hyung silmene izin veremem. Serim'e atacağım"
"Serim'in nereden haberi var?" dedi kaşlarını çatarken.
"Tek Serim'in değiş. Hepimizin var. Ayrıca Minho söyledi"
"Aish bu çocuk! Neyse fotoğrafı aç hadi"
"Olmaz hyung" Dongmin sakinleşmek adına nefes alıp verdi.
"Silmeyeceği Yoongi. Bakacağım sadece" Yoongi gülümseyerek fotoğrafı açtı.
"Adını söyleyecek misin hyung?" diyerek telefonu uzattı. Dongmin gözlerini devirip telefonu aldı.
"Güzel çıkmış. Bana da at bunu" diyerek telefonu geri uzattı. Yoongi kafasıyla onayladı.
"Söylemeyeceksin yani?"
"İnyeop"
"Ne?
"Adı İnyeop. Derse geç kalma" diyerek binaya ilerledi. Yoongi şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Ardından hızlıca binaya ilerledi. Sınıfa giderek her zamanki yerine oturdu. Hocayı beklerken hızlıca mesajlara girdi.
--
GAME OVER🎮
Yoon:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
