My Little Boy •Hyunlix°

8-

Sıkıldim final yapmak istiyorum
_

Hala ona sıkıca sarılıp bırakmayan minik bedeni sakinleştirmeye devam ediyordu. Sam kapıya yaslanıp onları izlerken ne kadar çok yakıştıklarıyla ilgili düşünmeden edemiyordu. Hyunjin'in iri bedeniyle Felix'in zayıf, minik bedeni birbirini tamamlamalarına sebep olmuştu. Tatlılardı.

Felix burnunu çektiğinde Hyunjin onu başından tutup biraz geriye çekmişti. Kızarmış burnu, dolu gözleri ve ıslak kirpikleri inanılmaz derecede tatlı yapıyordu onu. Bakışları yumuşarken bir yandan da Felix'in yüzüne öpücükler konduruyordu sakinleşsin diye.

Fırsattan yararlanıp güzel kokusunu içine çekmeden edememişti. Farkında olmadan çok yakınlaşmıştılar.

Felix hala rüyanın etkisindeyken Hyunjin'in "Ne oldu anlat lixie." demesine karşılık kafasını iki yana sallamıştı. Konuşmaya hali kalmamıştı, ağlamaktan gözleri şişmişti. Küçük bir bebek gibiydi.

Hyunjin yanaklarını elleri arasına alıp gözlerine bakmasını sağlamıştı. Yüzüne düşen saçlarını geriye doğru tararken yumuşak bir tonda konuşmuştu. "Hadi Felix, anlat rahatla."

Felix "İstemiyorum..." diye yine inkar ederken sinirlenmemek adına derin bir nefes verip ellerini geri çekmişti.

"Peki, uyumak ister misin?" Felix korkak bakışlarla hızlıca kafasını iki yana sallamıştı. Nefesleri hızlanmıştı. Uyursa yine aynı şeyleri görürdü. Korkuyordu.

"Tamam sakin ol. Buradayım korkma." Küçük beden uyku pozisyonu alan büyüğüne bakarken, Hyunjin onu tutup kendi üzerine uzanmasını sağlamıştı. Tek bacağını kendi üzerine atıp başını da göğsüne yaslamasını sağladığında şimdi rahat hissediyorlardı.

Felix elini onun karnına koyup sakince kalp atışlarını dinlerken, Hyunjin küçüğün sırtını sarıyordu. Güvende hissediyordu Felix. Gözlerini kapatıp biraz sakinleşmek istiyordu. Fakat kapattığı an yine aynı görüntüler gözünün önünde canlanınca dudakları titremeye başlamıştı. Başını kaldırıp Hyunjin'e baktığındaysa büyük olan çatık kaşlarını düzeltip ufakça gülümsemişti.

"Geçti Lixie, kâbus gördün ve bitti gitti. Gerçek hayattayız, buradayım seni koruyorum." Büzülmüş dudaklarıyla kafasını sallamıştı. Üşümeye başlamıştı, kollarını kendine sardığında Hyunjin anlayarak kalkıp ayak ucunda olan yorganı almaya yeltendiğinde, Sam yatağa yaklaşıp üzerlerini örtmüştü. Sam'in varlığını unutan Felix başını kaldırıp ona bakmıştı.

"Daha iyi misin?"

"Hımhım. Teşekkür ederim hyung."

"Birşey yapmadım, iyi geceler siz uyuyun. Hyunjin yarın konuşuruz."

Hyunjin kafasını sallamıştı. Birkaç dakika sonra oda sessizleşmişti. Felix yatağın sol kısmına iyice yerleşmiş ve gözlerini kapatmıştı. Yanındaki bedenin sıcaklığı ona iyi geliyordu. Çok geçmeden uykuya dalmıştı. Hyunjin ona doğru dönüp çillerini izlerken uykusu bastırdığı için o da uyuyakalmıştı.

♡

Birkaç saat sonra hava aydınlanırken ilk uyanan Felix olmuştu. Hyunjin tam da yanındaydı. Gittiğini sanmıştı işleri vardı sonuçta fakat daha erken olduğu için Hyunjin'in alarmına daha vardı. Uykulu gözlerle karşısındaki Hyunjin'i izliyordu.

Yatağa dökülüp birbirine karışmış olan simsiyah saçları, yüzünün bir tarafı yastığa denk geldiği için büzülen dudakları, hafif çatılı kaşları ve gözünün altındaki beniyle çok tatlı duruyordu. Felix etkilenmeden edememişti. Kıpkırmızı ve dolgun dudakları çoğu kez teninde hissetmişti.