"Ki sen bu isen,
özür dilerim.
Bilmeden sevdim..."Franz Kafka
Sessizliğin geçtiği gece de dilime vuran pranga tüm hislerime seferberliği ilan etti. Sevginin tohumlarına katılan yüreğim feryadını haykırdı. Bitmeyecek ve dinlenecek sızı ise büsbütün içimde kaldı.
Yağmur şiddetle yağarken gövdesine sığındığım çıplak sert bedene daha da sokuldum. En sevdiğim havalardı lakin yağmurdan değilde şimşekler beni epey korkuturdu. Çocukluğumda da bu durum böyleydi. Her şimşek çaktığında ağabeyimin yanına gidip onun kolları arasına sığınırdım. Bir zaman sonra oda kayboldu çünkü büyüdüğüm gün anam hep kızar olmuştu bu duruma.
Kocaman kız oldun ne işin var ağabeyin odasında senin. O kadar ağrıma giderdi ki onun lafları kendimi hep diken üstünde hissederdim.
Sesi kulaklarımda yankılanır olmuştu. Oysa bir sevgi sözcüğü bile yoktu üstümde. Şimdi nedenini anlayabiliyordum. O kadın beni hiç sevmemiş ve hep hor görmüştü. Gerçek anam değilmiş nereden bilebilirdim. İnsan ana bildiği onu sevmeyince koyuyordu da lakin en çokta küçük yaşımda yediğim tokatlar ve hor görülen sözcükler ağrıma gitmişti.
Halbuki ne çok isterdim gerçek hisle sevilmeyi.
"Biraz daha iyi oldun mu?" Göğsünde ki başımı salladım. Tüm bedenimi şefkatle sarmıştı Mahir.
Kokusu tüm burnuma dolduğun da derin bir nefes aldım hemen. Huzurum da çilem de acım da bu adamdı benim. "Bu benim ilk üzülüşüm değil ama ilk defa nasıl geçeceğini bilmiyorum." diye mırıldandım. Bunu istemsizce demiştim. Kelimeler dilime battı.
"İlkler çabuk unutulmaz" dediğinde bedenimi sardı kolları hemen. "Zor zamanlardan geçiyorsun. Aileni bıraktın, buraya geldin." dediğin de hala ne demek istediğimi anlamayacak kadar bile görmemişti beni. O hala ayrıldığım ailemin hüznünü yaşıyorum sanıyordu. Oysaki ailem dediğim insanlar ailem bile değildi benim.
"Onlar benim ailem değil" derken kendime bile zor itiraf ettiğim acı gerçeği ona söyledim. Gövdesi gerildi. "Hasan ağabeyim öz ağabeyim değilmiş o amcamın oğluymuş" derken dudaklarımdan bir hıçkırık kopup gitti. Sanki biliyordu bu durumu yoksa bana mı öyle gelmişti. "Ben onların kızı değilmişim. Anam babam ölmüş kimsem yokmuş ki benim" derken gövdesini kaldırdı ve beni de kaldırdı.
Çıplaklım, çıplaktı.
Karanlık odada yanan sobanın ışığıyla gözleri gözlerime değdi. Felâket gibi gök yarıldı o an. Gözlerimi kapamadım korkudan çünkü gözlerim ona değiyordu.
"Ben varım" dediğin de aslında sende yoksun Mahir hiç olmadığın kadar da yoksun demek istedim lakin diyemedim. "Burası senin evin" derken yutkundum. O ise sabitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarası Saklım
RomanceMihrimah kitabında geçen yan karakterler olan Pınar ve Mahir için yazılmıştır.