1.Bölüm

243 16 2
                                    

*DÜZENLENDİ*

ARDEN LİVA ÖZKAN

Sabah başımın çılgın ağrısı yüzünden acı çekerek başladım yeni bir günüme

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah başımın çılgın ağrısı yüzünden acı çekerek başladım yeni bir günüme. Dün geceden kalan hiç bir şey aklımda yokken şimdi küçük ailemle nasıl bir tartışmaya gireceğim diye düşünmeye başladım. Ah, lanet olsun ki yine soru yağmuruna tutulacaktım; neredeydin Arden Liva, dün gece ne yaptın Arden Liva?

Başımı iki yana salladım ve yatağımdan inip giyinme odama girdim. Büyük dolabımın sürgülü kapağını sağ tarafa doğru çektim. Pahalı ve güzel elbiselerim bana göz kırparken onları es geçip kot şort ve üzerine salaş bir t-shirt aldım. Elimde ki kıyafetlerimle banyoya girecekken annemin sesini işittim. Yine dadım Ayşe Sultan'a bağırıyordu.

"Ayşe Hanım, Arden Liva nerede? Onunla konuşmam gereken bir konu var."

Boğazımı temizledim ve Ayşe Sultan'ın konuşmasına izin vermedim, "Buradayım, sen benimle ne konuşacaktın?"

Annemin ayakkabılarının çıkardığı tok seslerin yanıma geldiği anlaşılıyordu.

"Sadece benimle değil, bu konuyu babanla birlikte konuşacağız. O yüzden hemen hazırlan ve çalışma odasına gel."

Gözlerimi kıstım, "Ne konu hakkında? Anlayabildiğim tek şey -ki bu da zor bir şey değildi benim için- konu benim hakkımda. Ama içimde ki karanlık ses bu konu sana bir ceza olacak diyor, doğru mu?"

Annem derin bir nefes aldı, "Bazen seni neden yaptım diye düşünüyorum, Arden Liva. Keşke o gece dişim ağrısaydı da babanla seni yapmasaydık."

Güldüm, "Hem o gece beni yapmasaydınız başka bir gece yapardınız. Hem neden dişin ağrısaydı ki ne güzel ağıracak karnın var başın var."

"Arden, beni çıldırtma! Diş ağrısı kabir ağrısına yakın bir ağrı bunu unutma, hemen hazırlan."

Yanına gittim ve yanağına masum olmasını istediğim bir buse kondurdum, "Hemen parlama sende, tamam seni çıldırtmayacağım. Sadece tek çocuğum ve biraz seninle eğlenmek istedim."

Güldü ve eliyle kalçama vurup, "Hadi hazırlan." dedi. Annem odamdan çıkarken banyoya girdim. Üzerimde ki siyah mini elbiseyi çıkartıp kirli sepetine atarken gözlerim aynayla buluştu. Gözlerimin etrafına bulaşan siyah kalemim kahve renk gözlerimi çirkin göstermişti. Dolgun dudaklarımda olan kırmızı rujdan eser kalmamıştı. Saçlarım ise örgüsünden çıkmış değişik bir hal almıştı.

Hızlıca iç çamaşırlarımı da çıkartıp kirli sepetine attıktan sonra banyoya girdim.

Ilık su bedenimi ıslatırken ellerimle saçlarımın örgüsünü çözmeye çalışıyordum.

***

Çalışma odasının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Benimle ilgili ama ne hakkında olduğunu bilmediğim bu konu beni meraklandırmaya yetiyordu.

Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Babam çalışma masasının arkasında duran döner koltukta otururken annem masanın önündeki deri koltukta oturuyordu. Babamın yanına gittim ve , "Bir şey mi oldu?"

Annemin karşısında ki koltuğa oturacağım sırada babamın tok sesini duydum.

"İtalya'ya gidiyorsun Arden Liva Özkan!"

Koltuğa oturmadan ayağa kalktım ve babamın karşısında dikildim. Gözlerinde ki karalılığı görebiliyordum. Evet, beni sevmiyordu ama bu kadarı da fazla değil miydi?

"Neden?" diye sordum, "Neden beni gönderiyorsun, baba? Sence de bu çok fazla değil mi?"

Elinde ki kalemi masaya sertçe koydu ve "Hayır küçük hanım yaptıklarından sonra bu durum fazla değil hatta bu sana az bile."

Gözlerimi kıstım, "Şunu unutma ki beni sevmediğini adım gibi biliyorum, baba."

Gözlerinde ki kararlılığın yanında sinir de vardı ve bu sinir benim sözlerimin yanında daha da çok büyüyordu. Güldüm, "Sana her 'baba' dediğimde bundan nefret ediyorsun değil mi? Ama bunu da unutma ki sana her zaman 'baba' diyeceğim. Sen nasıl benim canımı yakıyorsan bende senin canını yakacağım, Pamir Özkan."

"Arden Liva, kendine gel!" diye ses tonunu yükseltti annem. Babamdan gözlerimi çekmeden anneme cevap verdim, "Zaten yıllardır hissetmediğim kadar kendimdeyim ben, buna emin olabilirsin."

Arkamı döndüm kapıya doğru ilerledim.

"İtalya'ya gideceksin, Arden Liva! Bunu ister kabul et ister etme ama şunu da bil ki gideceksin! Saat altı da uçağın var, şimdi odana git ve hazırlan."

Annemle babama döndüm ve önlerinde bir köle gibi eğildim, "Emredersiniz efendim. Ama bunu siz istediniz bende elimden gelenin en kötüsünü yapacağım orada. Benden korkun."

Odadan çıktım ve kapıyı ardımdan sertçe kapattım.

***

Umarım beğenmiş sinizdir, sevgili okurlarım.

Diğer ki bölümde görüşmek üzere...

KAYIP CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin