*DÜZENLENDİ*
OKYANUSLARIM! YENİ BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM. BÖLÜM GÜNLERİMİZ HAFTADA İKİ GÜN ' ÇARŞAMBA ve PAZAR ' OLARAK AYARLADIM. SİZİ SEVİYORUM FAZLA UZATMADAN BÖLÜME GEÇİYORUM :*
* ARDEN LİVA ÖZKAN*
Film saçma bir şekilde devam ederken kafamı Arel'e çevirdim. Gözlerimiz bir biriyle kesişti telaş yapıp çevirecek bir kız değildim. Arel'den gözlerimi çekip ayağa kalktım. Kafamı son bir kez Arel'e çevirdiğimde sorar gözlerle bana bakıyordu. Meraklı gözlerine cevap olarak " Yarın erken kalkıp işe gitmek zorundayım,toplantım var."dedim kafasını 'tamam' anlamıda sallayıp televizyonu kapattı. Şimdi meraklı gözlerle bakma sırası bendeydi.
Beni sırtımdan ittirip " Farkındaysan o şirket ikimizin senin girdiğin toplantılara benimde girmem gerkiyor"dedi. Merdivenlerden önde ben arkamda o yatak odalarımızın olduğu kata geldik odalarımız yan yanaydı. "İyi geceler" dedikten sonra odama girdim.
Elbisemi çıkarıp dolaba geri astım. En alt çekmeceden siyah saten geceliğimi üstüme giydim. Makyaj masama oturup makyajımı sildim. Yüzüme gece uyguladığım bakım kremlerini uyguladım. Saçımı tarayıp bakım kremini sürdüm. Masadan kalkıp lavaboya gittim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yatmaya hazırdı.
Yatağa girdiğim sırada telefonum çaldı. Arayan Cenkti. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. Derin bir soluk verip"Efendim Cenk?"dedim. Hiç bekletmeden "Nasılsın ben Türkiye'ye geldim."dedi bıkkınlıkla " Ne demem gerek bu durumda Cenk?"diye sordum.
"Arden benden neden ayrıldın?"diye sordu tam cevaplayacağım sırada konuşmasına devam etti."Ben çok düşündüm Arden ama bir çıkış yolu bulamadım.Neden lan neden?"diye konuşmanın sonunda sesini yükseltti. Anladığım kadarıyla içmişti ve bir kişiyi sorgulama ihtiyacı duymuştu. O şanslı kişi de ben oluyordum.Telefonu suratına kapatıp sessize aldım. Alarmıda kurup komodinin üstüne bıraktım.
******
Sabah gözlerimi bıçak yardımıyla açtım resmen. Zorlukla yataktan kalkıp lavaboya girdim. Bana göz kırpan jakuziyi es geçip duşa girdim.Duştan çıktıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Saçlarıma fön çekip dolabımın yanına gittim. Bu gün biraz rahat giyinecektim.Dolaptan kumaş bordo şortu ve krem rengi şifon göbekte biten gömleği giydim. Saçımın bir yanını küçük örgüler halinde örüp bıraktım.Makyaj masama oturup hafif toprak renklerinde bir makyaj yaptım. Takılarımın olduğu çekmeceden kıkırdak kupesini alıp kulağıma taktım.
Ayakkabı dolabımdan krem rengi lobouttin sitilettolarımı giydim. Çanta olarak yine michel kors krem çantamı aldım. Artık hazırdım. Son olarak biraz parfüm sıktım. Telefonumu aldığım sırada Arel kapım tıktıklattı. 'Gir' komudunu verip içeriye girmesini bekledim. Arel üzerine tam oturmuş koyu lacivert takımıyla göz alıcı duruyordu. Arel beni baştan aşağıya süzüp" Çıkalım."dedi.Verdiği emire karşı kaşlarım çatılsada odadan çıktım. Evden çıkıp arabaya bindim. Arel'de arabaya binince 2 saatlik ölüm yolculuğumuz başladı.
*****
"Evet tamam bu olsun"dedim bıkkınlıkla yaklaşık bir buçuk saattir toplantıdaydık ve benim canım çıkmıştı gerçekten. Sandalyeden kalkıp Arel'e baktım."Ben çıkıyorum siz devam edin"dedim ve kapıdan çıktım odamdan çantamı alıp asansöre bindim. Asansör giriş katında durunca indim.Kapıdaki görevliden bir araba ayarlamasını istedim. Birazdan kapıda olacağını söyledi. Kapıya çıktığım gibi araba kapıdaydı. Şöför arabadan inip kapımı açtı.
Açtığı kapıdan arabanın içine bindim. Şöför kapımı kapattıp sürücü koltuğuna oturdu. Aynadan bakıp "Nereye gitmek istersiniz efendim"diye sordu. "Nefes alabileceğim bir yer biliyor musun?"dedim. Gülümsedi ve arabayı çalıştırdı.
******
Karşımda akıp giden dereyle beraber dertlerimin de akıp gittiğini hissettim. Akın arabaya yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu. Ona dönüp "Arabadan çantamı verir misin rica etsem."dedim yüzümdeki minik tebessümle kafasını sallayıp arabadan çantamı alıp bana uzattı.
Çantamdan telefonumu alıp ekrana baktım. Arel otuz kere aramıştı. Hemen Arel'i aradım. ilk çalışta telefonu açtı ve bağırmaya başladı. "Toplantıdaki o hareket ne Arden şirket yönetiyoruz biz evcilik oynamıyoruz."dedi haklıydı yaptığım hareket saçmaydı."Arel özür dilerim gerçekten ama o an bir şey oldu daha fazla orada kalamazdım şöförle çıktım."dedim pişmanlıkla.
Arel derin bir soluk verip "Akın'a ver telefonu"diye emretti. Gözlerimi devirip Akın'a uzattım. Telefonu aldı "Efendim Arel Feza Bey"dedi. Arel ne dediyse yanımdan uzaklaştı. Hafif bir gülümsemeyle dereye bakmaya devam ettim. Ne kadar öyle boş boş dereye baktığımı bilmiyorum.
Arkamdan bana sarılan kollarla irkilip beni saran kollardan kurtuldum. Arkama baktığımda Cenk ve Arel Feza'yı gördüm. Cenk bir daha sarılıp kulağıma "Geçen gece telefonu suratıma neden kapattın Arden Liva."dedi sert sesiyle gözlerimi ona çevirip "Benimle böyle konuşamazsın Cenk Güngör"dedim onun sesinden daha sert çıkan sesimle.
Cenk kolumu tutup "Yeter lan yeter anlıyor musun baban batıyodu seni benimle o yüzden evlendirceklerdi. Bunu ben istedim lan seviyorum seni."dedi bu gerçek canımı yakmamıştı çünkü tam Pamir Özkan'a yakışır bir hareketti, güldüm,sadece güldüm. "Senin sevmen yada Pamir Beyin beni sana vermesi beni ilgilendirmiyor."dedim ve Arel'e doğru yürümeye başladım. Arel'in yanına gidince son kez arkamı dönüp Cenk'e son kez baktım.
Arel'e dönüp "Beni eve götürür müsün?"dedim deminki sesime nazaran kısık sesimle.Arel hiç bir şey demeden beni kendine yaslayıp arabaya götürdü. Arabadaki sıcak havayla derenin alıp götürdüğü dertler gün yüzüne çıktı. Kapının kapanma sesi Arel'in arabaya bindiğini kanıtlıyordu. Arabayı çalıştırdı ve hızlıca oradan uzaklaştık.
Arel'e dönüp"Soracağım çok soru var ama onlar şu an bekleybilir bana telefonumu verir misin birde bir kenarda dururmusun?"dedim. Arel şüpheyle bana bakıp telefonumu torpidodan çıkarıp uzattı ve bir kenarda durdu. Gülümseyip arabadan indim. Beni göremeyeceği kör bir noktaya geçtim.
Telefondan Pamir Özkan'ın numarasını bulup aradım. Telefonu beklediğim o keyifli ses değildi. Bir kadın,"Arden Hanım babanız toplantıda şu ..."kadını sözünü kesip "Hangi cehennemde olduğu beni ilgilendirmez telefonu ona ver hemen!"dedim sert bir şekilde bir ayaklanma sesi ve topuklu ayakkabının yere vurma sesi vardı.
İstediğini almanın verdiği hazla sırıtırken,sırıtmamı yüzümden yok eden o sesi duydum."Biricik kızım Arden Liva nasılsın sensiz buralar çok kötü"dedi alayla.
Histerik bir kahkaha atıp"Kahpe babam Pamir Özkan nasılsınız size çok sevineceğiniz bir haber veriyim çok iyiyim(!)"dedim alayla. Sinirden köpürdüğüne adım kadar emindim.
"Neden aradın sen?"diye sordu canım babam(!). Güldüm "Neden benisevmedin?"bağırdım ve sesimi alçaltarak"Bir insanı sevmek bu kadar zor olmamalı,senin için bile."dedim çaresizce.
Evet minnaklarım bu bölumde burada bitti. Şimdi gelelim votenin faydalarına; minnakcıklarım çok az beğeni ve yorum var lütfen voteleyin.Bölüm pazar gelicekt
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP CENNET
Novela JuvenilBir rüzgar esti aniden, yaprakların hışırtı sesi kulaklarımı doldurdu. Etrafa bakındım, ağaçların kuru dallarında kalmış bir kaç yapraktan başka hiç bir şey yoktu. Aklıma gelen bir ay öncesi hüzünlenmeme neden olmuştu bu sırada. Arel ile yaşadığım...