*DÜZENLENDİ*Selamm benim minnak okyanuslarım. Küçükte olsa bir aile olduk artık ve bu beni çok mutlu ediyo. Neyse çok uzatmadan bölüme geçiyorum.
*Bir sonraki bölüm ÇARŞAMBA günü gelicek*
*****
Acılar hiç bir zaman tam olarak dinmez insanlar sadece o acılara karşı bağışıklık kazanır.
Arel'in yaşadığı tam olarak buydu. Ama acısı neydi bunu bilmiyodum işte.
O konuşmadan hemen sonra eve gelmiştik. Arel odasına çekilip beni soru işaretlerimle yalnız bırakmıştı.
Evde ses yapmadan durmaktan sıkıldığım için odama çıkıp telefonumu ve bir polar aldım.
Bahçeye çıkıp armut koltuklardan birine oturup poları omuzlarıma attım.
Telefonumdan Ayşe Sultanı aradım. Sanki benim aramamı bekliyormuş gibi hemen açtı.
Özlem dolu sesiyle"Liva'm" dedi. Dudaklarımda buruk bir gülümseme oldu. Hafif çatallı sesimle"Sultanım."dedim ve kendimi doğrulamak ister gibi tekrar kısık sesle"Sultanım!"dedim.
Ahizeden bir hıçkırık sesi duydum. İşte bu içimi parcalamıştı.
"Ağlama sultanım çok çalışıyorum yanına gelmek için Pamir Özkan'ın karşısına öyle bir dikilicem ki neye uğradığını şaşırıcak her şeye sıfırdan başliycaz tamam mı?"dedim
Sultanım o yumuşak sesiyle "Sen gel ben seni hiç bir yere bırakmam kuzum benim"dedi
Güldüm"Annem ne yapıyo?"dedim
Derin bir soluk verdi."Annen sen gittikten sonra odadan çok nadir çıktı ve babanla kavga ettiler"dedi şaşırmıştım.
"İnsan bazı şeylerin değerini kaybedince anlar sultanım ama anladığında iş işten geçmiş olur"dedim
Ayşe Sultan konuyu değiştirmek için "Onu bunu bırakta sen ne yiyorsun gavur memleketinde ben sana bir şeyler yapıp gönderiyim mi?"dedi
Uzun zamandır ilk kez gerçek bir kahkaha attım.
"Sultanım gönderebiliyorsan kendini gönder."diye alay ettim.
Ayşe Sultan sahte bir sinirle "Sus deli kız dala geçme benle"dedi tam o sırada annemin sesi duyuldu.
"Ayşe Hanım başım çok ağrıyor senin bir bitki çayın vardı ondan yaparmısın bana lütfen"dedi annemin ipek gibi olan sesi çok kötü durumdaydı.
Telefondan 'anne' diye bağırma istedim ama konuşmak istemezdi biliyordum.
Ayşe Sultan"Tamam efendim hemen yapıyorum"dedi ve telefonu kapattı.
Tebessümle telefonu kulağımdan çekip boş boş ekrana baktım.
Kafamı kaldırıp eve baktım. Bir anda okyanuslar beni esir aldı.
"Ne zaman geldin?"diye sordum merakla duymuşmuydu acaba.
Kafasını bilmem manasında iki yana sallayıp"Oldu biraz telefonda konuştuğun kimdi?"
Ayşe Sultan aklıma gelince dudaklarıma bir tebessüm yayıldı.
"Dadımla konuşuyordum"dedim merakını gidermek için.
"Seviyor musun?"diye sordu.
"Dadımı çok seviyorum."diye cevapladım.Yanıma yaklaşıp armutlardan birine oturdu.
Gözlerini bana dikip"Cenkten neden ayrıldın?"dedi
Bu soruyu beklemiyordum. Ama cevabı basitti. Sevmiyordum ve ben sevmek istiyordum.
"Sevmiyorum."dedim omuz silkerek yüzünde hafif bir sırıtış oldu.
"O seni unutamamış hala"dedi güldüm. Parmağımı dudağının üstüne koyup "Ssh bu konuyu kapatalım yoksa beni sevdiğini düşünmeye basliycam"dedim
Parmağımı tutup azından çekti. Puftan kalkıp elini bana uzattı." Yemek sipariş etmiştim seni çağırmaya geldim buraya da."
Elini tutup yerden kalktım. Beraber evin içine girdik.
"Ne sipariş ettin?"diye sordum.Bana dönüp sırıttı. Sırıtışına karşılık tebessüm ettim.
"Bonfile sipariş ettim."bu küçük şey bile beni mutlu etmeye yetmişti.
"Bonfile mi damak tatlarımız benziyor ha"diyip omzuna vurdum sırıttı .
"Içindeki Mahmut Amcayla mı konuşuyorum cesur?"dedi alayla. Tamam bence artık kendimi toplamalıydım.
"Ben ortalıkta bir bonfile görmüyorum?"dedim sorgular bir yüz ifadesiyle. Güldü ve " Mutfaktaki masada,şarap olarak ne istersin kırmızı,beyaz?"diye sordu.
"Kırmızı şarap olsun lütfen."diye rica ettim. Aslında kibar bir kızdım kızdırılmadığım sürece. Kafasını 'tamam'manasında sallayıp eliyle mutfak kapısını gösterdi." Sen geç ben getiriyorum."dedi.
Cevap vermeden mutfağa doğru yürüdüm. Mutfaktan içeri girdim. Buzdolabından su dolu şişeyi aldım. Bardakların olduğu dolaptan bir bardak alıp suyu doldurdum.
Bardaktaki suyu yavaşça içtim. Bardağı tezgaha bırakıp masaya oturmak için arkamı döndüm, tam o sırada Arel'in dibimde olduğunu fark ettim. Aslında düşündüm de fark etmemek aptallık olurdu.
Arel nefesini dudaklarıma doğru üfleyince kendime gelip elindeki yıllanmış şarabı aldım. Ona bakmadan masanın yanına gittim.
Bir yandan da ortamda ki gergin havayı dağıtmak için "Nerde kaldın etler soğudu?"diye saçma bir soru sordum ve sandalyemi çekip oturdum. Arel dolaptan iki kadeh alıp karşımdaki sandalyeye kuruldu.
"Aşağı katta bir şarap mahzeni var biraz karışmış elinde tuttuğun o eski şarabı bulmak için uğraştım"dedi. Kafamı sallayıp şarabı ona uzattım.
Şişenin kapağını açıp kadehlere boşalttı, kadehlerden birini bana uzattı. Kadehi Arel'in elinden aldım. Küçük bir tebessümle teşekkür edip şaraptan bir yudum aldım.
Kaygan sıvı boğazımdan aşağıya doğru yol aldığı yerler hafif uyuşurken gözlerimi Arel'e diktim. Oda bana bakıyordu. Gözlerimi tabağıma çevirdim. Tabağın yanından çatal bıçağı aldım.
Etten bir parça kesip azıma attım. Yumuşak et azımda dağılırken verdiği haz sayesinde gözlerim birbirine kenetlendi. Azımdan bir beğeni nidası döküldü.
Beni bu hazdan çekip alan şey ise Arel'in sesiydi." Beğendin mi?"dedi. Kafamı 'evet' anlamında sallayıp "Türkiye'deki sevdiğim ünlü bir restorantın bonfilesine benziyor"dedim. Turkiyedeyken Cenkle çok fazla gittiğimiz bir restoranttı.
"Evet ta kendisi"dedi Arel. Şüpheli gözlerle Arel'e baktım. "Hangi restoranttan bahsediğimi nerden anladın?"diye sordum merakla. Arel şarabından bir yudum alıp "Cenk bahsetmişti aklımda kalmış öyle."dediği şey ile kafamı 'tamam' anlamında sallayıp yemeğimi yemeye devam ettim.
*****
Yemeklerimizi yedikten sonra salona geçtik. Belli bir süre kumanda kavgası yaptıktan sonra bu kavganın anlamsız olduğunu anlayıp film izlemeye karar verdik. Arel cd playera korku filmin takıp yanıma oturdu. Sağ bacağımı sol bacağımın üstüne attıp elbisemin eteğini düzelttim.
Koltuktan bir yastık alıp kucağıma koydum. Arel alayla"Gardını aldın mı?"diye dalga geçti. Dudağıma duygudan yoksun bir gülümseme yerleştirip "Bu hayatta o kadar korkunç şeyler yaşadım ki korku filimleri bana tesir etmiyor Bayar!"
*****
Evet gençlik bölümü nasıl buldunuz? Yorumlarınızı merak ediyorum lütfen yazın kötüde olsa iyide olsa, ben düzeltmeye çalışırım siz yeterki bana hatalarımı gösterin. Hepinizi seviyorum öpüldünüz.
Vote ve yorum yapan elleriniz dert görmesin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP CENNET
Teen FictionBir rüzgar esti aniden, yaprakların hışırtı sesi kulaklarımı doldurdu. Etrafa bakındım, ağaçların kuru dallarında kalmış bir kaç yapraktan başka hiç bir şey yoktu. Aklıma gelen bir ay öncesi hüzünlenmeme neden olmuştu bu sırada. Arel ile yaşadığım...