Gidiyorum demediği için mi gitme diyedim , gidişini farkedemediğim için mi bilmiyorum. Ama gitme diyemedim , ardına bakmadan gitti , ve gidişini bir mektupla öğrendim. Daha mektubu açmadan yüreğimin çığlığını duydum , gitti diyordu yüreğim sessizce gitti diyordu. Mektubu açtım , herkesin adı yazıyordu , herkesi okudum ve kendi ismime geldim. Ezgim diyor mektupta adımı okur okumaz döküldü yaşlarım gözümden , boğazım düğümlendi bağıra bağıra sustum , yuttum tuzlu gözyaşlarımı bağıramadım , kızamadım. Sustum sadece okudum binlerce kez , yeniden ve tekrar tekrar. Ezberledim orada yazanı , her okuyuşta yine kızamadım. Sadece ağladım , hıçkıra hıçkıra ağladım ! Gözlerim kanlandı ama yine kızamadım , beni bu hale sokana yine kızamadım ! Kendime kızdım kendime yenildim ! Ona aç kaldım , susuz kaldım ama sesimi çıkaramadım , isyan edemedim. Yokluğuyla savaştım , savaşıyorum. Özlüyorum , çok özlüyorum ama o bana kör , sağır , dilsiz. Onu göremiyorum , duyamıyorum , konuşamıyorum ! Ölüyorum , onsuz ve defalarca gömülüyorum ! Ama o yine kör , sağır , dilsiz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezginin Güncesi
PoezjaBir genç kızın hayatı ne kadar acı olabilir ? yaşadığı aşk acılarının yani sıra bu acıları anlatıcak bir annesinin olmadığı kadar acı olabilir hayat onun için..