Planlama

25 4 16
                                    

Minho yavaşça gözlerini araladı ve kurumuş dudaklarını yalayarak önüne gelmiş saçlarını geriye taradı.

Kolunu hissetmediğini fark edince duraksadı.

"Lan kolum mu koptu?"

Kafasını yanına çevirince kolunun üstünde uyuyan sarışını gördü. Belliki ağırlıktan dolayı kolu uyuşmuştu. Hafifçe tebessüm etti ve kolları arasındaki çocuğun saçlarına derin bir öpücük bıraktı.

Rahatsız etmeden ve hafif haraketler ile kolunu Hyunjin den kurtardığı gibi ayaklandı. Komidinin üstünde duran sigarasını ve çakmağını alarak balkona doğru rotasını çizdi. İlerlerken sigara paketinden bir dal çıkarıp dudakları arasına aldı. Tam o sırada balkona vardığında dolayı kapıyı açtı ve vücudunu soğuk hava ile birleştirdi.

Sigarasını çakmak ile yakıp geri cebine yerleştirdi. Fark ettiği sessizlik ile kaşlarını çattı ve telefonundan saati kontrol etti.

"Siktir ya, çok erken uyanmışım."

Saat 6:30'du Minho'un normalde öğlene kadar uyuması gerekiyordu. Bir de dünden kalma ağlamadan dolayı gözleri ve başı çok ağrıyordu. Cidden şu an tek isteğinin uyumak olduğuna yemin edebilirdi.

Yarıya gelmiş sigarasını balkondan aşağı fırlattı ve kafasını kaldırarak sisli havayı incelemeye başladı. Havalar iyice soğumaya başlamıştıbile. Sigara içmediği takdirde ağzından çıkan dumanlar havanın keskin soğunun kanıtıydı.

Git gide uyuşan ellerini fark edince içeriye adımladı. Odasının önüne gelince bir kaç saniye kapıya baktı. Ardından göz devirerek Hyunjin'in odasına doğru adımladı.

Daha sarışınına çıkma teklifi etmemişti çünkü güzel ve tatlı bir şekilde yapmak istiyordu bunu. Bu yüzden Jisung dan kesinlikle yardım alacaktı.

Odaya girdiği gibi arkasından kapıyı kapattı ve yatağın başına geldi.

Pekala Hyunjini uyandırmadan yataktaki eski yerini nasıl alacaktı?

"Sen kaşındın Minho."

Kendisine söylene söylene geri odadan çıktı. Evet uykusu vardı ve evet sarışın ile beraber uyumakta istiyordu ama uyanırsa geri uyuyamazdı bunu biliyordu. Bu yüzden onu uykusundan mahrum bırakmamak için odadan ayrılmayı seçmişti.

Salona vardığında koltuğun üstüne bağdaş kurarak oturdu ve kafasını geeiye doğru yaslayarak düşünmeye başladı. Nasıl bir çıkma teklifi etse Hyunjin'in hoşuna giderdi? Önündeki sehpada duran kalemi aldı ve etrafına göz gezdirdi. Görünürlerde kâğıt yoktu.

Göz devirip avcunu açtı ve kalemin arkasını dudağına vurarak düşünmeye başladı.

"Mesela şakayık ve lotus çiçekleri ile dolu bir bahçede olsa?"

Lotus ve şakayık çiçekleri Hyunjin'in en sevdiği çiçeklerdi. Bir süre düşündü ve mantıklı geldiği için avucuna yazmaya başladı. Sonuçta unutabilirdi.

"Birde arkada lana çalsa bombastik olur vallahi."

Gülümsedi ve tekrar düşünmeye başladı. Başka nasıl yapabilirdi?

Aklına gelen şeyle duraksadı ve dikleşti.

"Tabiki amına koyayım sahil!"

Sonuçta o sahilde her şey yaşanmıştı. Arkadaş oldukları zamanda yaşanan tatlı anlardan tut ayrılıklarına kadar. Minho'nun aklına ayrıldıkları gün gelince yüzü düştü ve dişlerini birbirine sürttü.

"Gerçekten süzme malım ya."

İç çekerek ayaklandı ve televizyon ünitesinin üstünde duran kutuya adımladı. Kapağını açarak içini kurcaladı ve bulduğu küçük defteri eline aldı. Avucuna yazarak bir boka varamayacağını anlamıştı. Defterden bir sayfa alarak diz çöktü ve kağıdı ünitenin üstüne koyarak yazmaya başladı.

just be mine ¦ HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin