-hyunjin den /saat 11:00/-
"bir saniye ne yaptım dediniz?"
seungmin, jisung ve felix odama aniden baskın yaparak bana bir çocuk bulduklarını ve buluşma ayarladıklarını söylemişlerdi.
"ya beyinlerini siktiklerim! çocukla önce mesajlaşsaydım, tanısaydım. konuşması hoşuma gittiği zaman buluşurdum!"
seungmin göz devirerek elindeki telefonu önüme fırlattı.
"şu çocuğa bak bir! boya posa bak. gayet iyi."
sinirden ve endişeden titreyen ellerim ile telefonu elime aldım.
pekala yakışıklı olabilirdi fakat bu kişiliğinin göstergesi değildi.
"seungmincim tamam çocuk yakışıklı maşallahı var. fakat bu çocuk ya uyuşturucu içiyorsa? ya alkol bağımlısı ise? ya şiddete eğilimli ise?"
seungmin yüzünü buruşturarak beni süzdü.
"sen gerizekalı mısın? her türlü negatif şeyi sıraladın."
tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken sözüm jisung tarafından bölündü. hızla telefona eğilerek dudağını dişleri arasına aldı.
"of şu endama bak! geleceğimi sikse sesim çıkmaz. hyunjin dümdük yürü bu çocuğa."
çocuğa bakmak için dibime giren jisungu ittirerek geri seungmine döndüm fakat yine sözüm bölünmüştü. bu sefer felix tarafından.
"amına koyayım çocuğa first dateden açardım. hyunjin bu çocuğa yürüme uç."
"sözümü bölmeseniz mi!?"
herkes susarak geri bana odaklanmıştı.
"bakın hatırınız için çocukla buluşmaya gideceğim ama hele bir çocuğun kişiliğini beğenmeyim bu çocuğu size sokarım."
jisung hafif kıpırdayarak memnun bir mırıltı çıkardı.
"benlik sorun yok. sokabilirsin."
yüzümü buruşturarak hâlâ elimde olan telefonu salladım.
"adı ne? ve nereden buldunuz?"
"adı yeonjun. bulan kişi ise seungmin."
seungmine dönerek anlatmasını bekledim. boğazını temizleyerek anlatmaya başladı.
"şimdi bu çocukla bizim tanışalımız daha iki gün oldu. şöyle başladı..."
flash back
"Yarim nerden sevdin?! nerden düştün bu belayaa!?"
seungmin barda tuveleti gelmesi üzerine ayaklanarak tuvelete adımlamıştı. tam tuveletin kapısının önünde duyduğu şarkı söyleme sesleri, ardından gelen kahkaha sesleri ile duraksayıp kaşlarını çattı.