-3. kişi-
"hyunjin hâlâ inmiyor."
chan sinirli bir ses tonu ile söylemişti bunu. seungmin chan'nın sinirlendiğini görünce tırnağını kemirmeye başlamıştı. hızla ellerini sallayarak felixi dürttü.
"koş çağır şunu."
felix ayağa dümdüz bir şekilde kalkarak asker selamı verdiğinde herkesten bir kıkırtı duyulmuştu. felix koşarak merdivene ilerlerken arkasından bir ses duydu.
"dikkat et şimdi sende orada kalma."
felix sürekli mal muamelesi görüyordu ama düşündükleri kadar mal değildi. elbetteki bu işi kolayca halledebilirdi! göz devirerek arkasına gülümseyen bir ifade ile döndü. boğazını temizleyerek orta parmak çektiği gibi bulunduğu yerden uzaklaşmaya başladı çünkü azar yiyecekti, bunu biliyordu.
hyunjin'nin odasının önüne geldiğinde kapıyı tıklattı fakat hiç bir ses çıkmamıştı. endişeli bir biçimde kapıyı açtığında hyunjini yatağında camış gibi yatarken bulmuştu. göz devirerek hyunjin'nin başında dikilmeye başladı. baktı, baktı ve baktı.
"of hani uyuyan insana dik dik bakınca uyanıyordu? yalan bilgiymiş!"
felix öğrendiği gerçek ile yıkılmıştı. bu bir ihanetti! oflayarak hyunjine baktı. yavaşça eğilerek uyuyan bedenin yüz hizasına gelmişti.
"pişt, kalksana."
hafifçe dürtmüştü fakat hâlâ bir haraketlilik yoktu.
"ya kalksana amına koyayım!"
hyunjin yüzünü buruşturarak kollarını iki yana açarak yatağa iyice yayıldı.
"iki dakika daha minho..."
"ne minhosu?"
felix bunu beklemiyordu. minho ne alakaydı şimdi? hyunjin dudağını büzüp kollarını felixe doğru uzatarak ellerini açıp kapattı.
felix ise öğürerek elini ağzına götürdü.
"siktir be sana mı sarılacam?"
hyunjin felix'in kolunu tutarak ani bir haraket ile kendine çektiğinde felix daha olayları kavramaya çalışıyordu ama hyunjin buna izin vermiyordubile.
felix'in dudağında hissettiği dudaklar ile gözleri kocaman olmuştu. şu an ne sikim oluyordu?!
-minhodan-
"nerde kaldı bunlar?"
jisung chan'ın sorduğu soru ile omuzlarını silkerek ağzına bir salatalık yolladı.
"dedim kendini orada unuttu bu."
changbin kıkırdayarak jisungun espirisine espiri eklemeye başladı. jisung tekrarda elini salatalık tabağına atınca chan jisung'un eline hafifçe vurdu.
"herkes burda olmadan yemiyorsun!"
jisung ağlayan bir ifade ile söylenmeye başlamıştıbile.
"AHHH!"
duyduğumuz ses ile hepimizin gözleri merdivene kaydı. felix koşarak seungmin'in arkasına saklandı ve parmağı ile merdiveni gösterdi. hyunjin koşarak geldiğinde yüzünde endişe vardı.
"ya felix yemin ederim yanlışlıkla oldu!"
seungmin kaşlarını çatarak ikiliyi sakinleştirmeyi deniyordu. ne olmuş olabilirdi ki?
"Tanrı aşkına!"
bağırmam ile herkes susarak bana dönmüştü. ayağa kalkarak masaya ellerimi koydum.