Yaşadıklarınızın hiçbir anlamı yoktur bazen. Sadece yaşarsınız. Size ne bir artı ne de bir eksi getirir.. Sadece hatıralarınızda kalır ve bilmem kaç yıl sonra bir nedenle hatırlar, üstünde bile durmazsınız. Yaşanmış ve bitmiştir sizin için. Ötesi yoktur.
Ama kimi anlar da vardır ki, yaşadığınız o birkaç dakikaya saatleri hatta asırları değişmek istemezsiniz. Hatırladıkça yeniden yaşamış gibi heyecanlanır, öylesine arzularsınız o anları. Yaşamınıza büyük gülücükler katan, hatırladıkça gülümseten o sıcak anlar.
Nefret ettiğiniz anlar ise ne nötrleşmiş anlara, ne de ömür boyu isteyip de bir daha yaşayamayacağınız anlara benzer. Daha soğuk ve daha hiçtir sizin için. Hatırladıkça kendinizden nefret eder o anı yaşatanlara lanet okursunuz. Yaşadığınız o anın her dakikasından nefret edersiniz ve o an vermediğiniz tepkiler için kendinize kızarsınız.
Edward'ın ani hareketi ile dudaklarımız birbirini buldu. Sanki kızgın sacların üstündeymişim gibi ayak uçlarımdan vücuduma yayılan ateş beynime vurmuştu. Sanki beynim birkaç saniyeliğine iflas etmişti. Hiçbir şey düşünemiyor tepki dahi veremiyordum.
Beynimin kısa süreli yaptığı paydostan kurtulmuş düşüncelerimi birleştirip harekete geçmeye çalıştım. Yapmam gereken tabii ki onu itip yüzüne sert bir yumruk indirmekti
Geri çekildim ve bir adım geriye gidip tüm gücümle ona vurmak için elimi yumruk yaptım ve hamle için hazırlandım
kollarımı arkadan tuttu ve ona hamle yapamadan yine ona teslim olmuştum.
- Bırak beni hayvan herif ! Hangi hakla beni öpmeye kalkarsın, öldüreceğim seni !
- Hey hey hey ! Bu hareketler senin gibi zarif bir bayana hiç yakışmıyor sevgili Elena. dedi kulağıma eğilip fısıldayarak
- Kes sesini ve beni bırak canımı acıtıyorsun dedim sesimi iyice yükselterek. Beni bıraktığı anda üzerine atlayacaktım.
- Çok yaramaz bir kız çocuğusun oyunbozan. Yaramaz kız çocuklarını sevmem.
-Ayy bende sana çok bayılıyorum ya yürüyen ego
- Bu konuda yapabileceğim bir şey yok diyerek ellerimi bıraktı ve beni yatağa itti.
Sanki hiç birşey olmamış gibi davranması öyle sinir bozucuydu ki. Üzerindeki siyah dar bluzu düzeltti ve ardından kapıyı kapatıp gitti.
Kilitlemek ? Beni bağlamak ? Odaya hapsetmek ? Bunların hiçbiri yok muydu yani ?
Sanırım bana en büyük cezayı vermişti. Dudaklarımın ilk kahramanı (!) o olmuştu. Yaptığı şeyin beni ne kadar yaraladığını asla bilmeyecekti. Yüreğimde büyük bir yara açmıştı.
Bu öpücüğün onun için hiçbir anlamı yoktu. Belki de öptüğü 3637278236 kızdan biriydim. Ama benim için çok büyük bir anlamı vardı.
İlk öpücüğümü böyle bir piç kurusu için saklamıyordum ben evleneceğim adama aitti o ilk öpücük.
Bütün gün oda da kaldım ve ağladım yaşadıklarımın ağırlığı sadece benim omuzlarımdaydı ve ben artık onları taşımak istemiyordum. Benim için çok ağır yüklerdi bunlar. Benim rutin bir hayatım vardı, Annem ve ben bir sadece iki kişiden ibrettik. Normal hayatıma geri dönmek istiyordum. Adamlardan kaçmaya çalışırken bu aptal tarafından kaçırılmıştım resmen.
Kapıyı açtım ve aşağı indim Edward önünde viski şişesiyle oturuyordu. Kül tabağı beyaz izmaritlerle kaplıydı resmen yanına gidip ayakta durdum yüzüme bir kere baktıktan sonra kafasını öne eğip iki yana salladı ve güldü.
- Ne işin var burada ? Defolup gitsene evine
- Ne ?
- Defolup gitsene evine. Burada benimle kalmak zorunda değilsin dedi yüzümde gözlerini sabitlerken
- Biliyorum. Gidicem de zaten
- İyi siktir git !
Neydi bu şimdi ? Çok içmenin etkisi miydi yoksa gerçekten alacağını almış ve benimle işi bitmiş miydi ?
- Tamam gidiyorum dedim kapıya yönelirken.
Yutkundum, belki de gitmek istemiyordum. Ne oluyordu bana böyle ? Dudaklarım kurumuş kalbim göğüs kafesimi yırtacaktı neredeyse. Kapının tokmağını çevirdim ve..
- Hiçbir zaman böyle hissetmedim. Belki de senden önce milyonlarca kızla öpüşmüştüm. Ama sende resmen vücudumu alev toplarına teslim etmiştim. dedi ciddi bir ses tonuyla
Kafamı çevirdim yere bakarak konuşuyordu yanına yaklaştım ve yanındaki boş koltuğa oturdum. Şişeye uzandı ve kafasına diktikten sonra yüzünü buruşturup masaya koydu.
- Ama sen beni sevmezsin. Neden ? Çünkü Edward karanlık, o pis birisi, kötülüklerle çevrili her hücresi, ben siyahım Elena, siyahın her tonuyum. Seni kendimden bile koruyamam. Üzgünüm dedi ve ayağı kalkıp odasına gitmeye çalışıyordu
Siyahın her tonu
Siyah.
Gördüğüm rüya ve söyledikleri, gerçekten neden böyle konuşuyordu neden siyahtı ? Neden bu kadar karamsardı ? Sevgiye ihtiyacı olduğu için mi yoksa sevmekten korktuğu için mi ? Her şeyi karanlıktı. O karanlığın içinde saklı bir kutuydu sanki. Sırlarla doluydu. Bildiği çok şey vardı ama hiçbirini söyleyemiyordu neden ? korktuğu için mi ? Neyden korkuyordu peki ?
Ayağı kalkıp merdivenlere yöneldim. Edward la bu konuları konuşmam şarttı. Odasının kapısına geldiğimde sanki kalbim ağzımda atıyordu ellerim titriyor avuçlarım terliyordu. Kapıyı tıklattım. Ses yok. Tekrar tıklattım yine ses yoktu.
Yoksa bir şey mi olmuştu ona ? Kapıyı açtığımda içeride olmadığını fark ettim. Tek tek tüm odaları gezdim yoktu. Kendi odamın kapısını açtığımda ise onu yatağımda hırkama sarılmış bir şekilde sızmış buldum. Uyurken o kadar masum o kadar iyi birisiydi ki, yaptıkları her şeyi unutturuyordu yatağın kenarına oturdum ve düşünmeye başladım.
Neydi yapmak istediği ? peki benim yaşamak istediğim neydi ? Buradan gitmek, onunla kalmak, Anneme kavuşmak ? Gözyaşlarım birikmişti göz kapaklarımın harekete geçmesi ile damlalar düşmeye başladı. Onunla değil annemle olmak istiyordum. Bütün bu olanlardan uzak yaşamak
Edward hala uyuyordu yatağın üzerindeki örtüyü kaldırıp onun üzerine örttüm.
-Elena.
-Efendim
-Gitme olur mu dedi ses tonu küçük bir erkek çocuğu gibi çıkıyordu
- İyi geceler diyebildim sadece.. Fazlası onu ümitlendirmek olurdu.
MERHABA TATLİŞKO OKUYUCULARIM :) YB BİRAZCIK KISA OLDU GİBİ AMA BU ARALAR STAJ YORGUNLUĞUNDAN PEK FAZLA FIRSATIM OLMADI :)) İDARE EDİN MİNNAKLARIM. VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
KEYİFLİ OKUMALAAR :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seksi Bakıcı
Random''Ben siyahın her tonuyum Elena, ben sonsuzum. Ben sonsuz bir çıkmazdım'' ''Sen iyi birisin, kaldır artık o perdeyi..'' ''Perde yok Elena, sen varsın.'' Hayatınızın dönüm noktaları vardır, yaşadığınız olaylar ya sizi bir çıkmaza sürükler yada ömür b...