17.Bölüm/Kraliçe • 2.Kısım

146 7 0
                                    

Halona sustuğunda gülümseyerek ayağa kalktım. Fazla karışıktı bu işler. En azından benim için. Üç ırkta gücün peşindeydi.Dostluk,kardeşlik yalandı kısacası. Ve ellerindeki o kutsal taş bendim.Azılı düşmanlarımızın şahına karşı hepsini mat edecktim.Ne harika plan ama!

"Teyzemi ne zaman göreceğim?"

Halona şaşkınca bana baktığında bakışarımı Mirabella'ya yönettim.Kafasını salladı.Daha sonra ayağa kalktı.Beni onun yanına götürecekti.Halona'ya teşekkür ederken ben yine gülümsemekle yetiniyordum.

"Amaris ona ne yapacağını düşündün mü?"

Kafamı salladım.

"Evet."

Mirabella rahatsız olmuş şekilde öksürdü.

"Mantıklı olduğuna emin misin peki?"

Kraliçe değil miydim ben?Neden beni bu kadar sorguluyordu?

"Bir cadıya yapılan kötülük de iyilik de üç misli halinde kişiye döner diyen sizin kurallarınız.Madem ben de bir cadıyım.Hele ki kraliçe olan bir cadı.Miranda yaptıklarını fazlasıyla ödeyecek."

Bunca yıldır yanımda olduğu gerçeğini düşünürsek biraz nefret dolu bir cümleydi.Ama yaptıklarını düşünürsek acımamam gerekiyordu.Hatta onu öldürmeliydim.Ama bunu yapmayacaktım.Ölmek için bana yalvaracak ama ben ona bunu yapmayacaktım.

Mahzene geldiğimizde Miranda'nın seslerini duyabiliyordum.Kendi ırkına sövüyordu.Kapı açıldığında bir anlık sustu ve bakıştık.

"Sevgili yiğenim."

Güldüm.

"Kraliçe demeni tercih ederim Miranda."

Miranda Mirabella'ya baktığında yüzündeki ifade o kadar komikti ki.Böyle bir şeyi beklemiyordu sanırım.

"Bizi teyze-yiğen bırakır mısınız?"

Kapı büyük bir sesle kapandı.Karşımda duran teyzeme baktım.Acınacak hale gelmişti.Mavi gözleri donuk donuk bakıyordu.Zayıflamış gibiydi sanki.Zincirlerden dolayı el ve ayak bileklerinde derin kesikler vardı.

"Özlem gidermeye mi geldin buraya?"

Kısık bir sesle söylemişti bunu.

"Yoksa öldürmeye mi Kraliçe?"

Kraliçe kelimesinin üzerine basarak söylemişti.Sesindeki korkuyu hissedebiliyordum.

"Ölüm senin için basit bir kaçış yolu olur Miranda.Şu an senden istediğim tek şey gerçekler.Lafı dolandırmadan.Kardeşim ile ilgili tüm şeyler."

Ben çevresinde gezİnirken o susmakla yetiniyordu.Bu beni daha da sinirlendiriyordu.Bunca zaman hem yalan söylemişti hem de şu an susuyordu.Biliyordu her şeyi işte.Kardeşimin nerede olduğunu biliyordu.Tüm vücudumun yandığını hissediyordum.Koca bir alev topu gibiydim.Gözlerimi kapatıp içimde yanan bu ateşe kendimi verdim.Nefes alışverişlerim düzensizleşirken kendimi daha güçlü hissediyordum.Miranda'ya doğru döndüğümde çığlık attı.

"HALA SUSACAK MISIN?"

Miranda yutkundu.

"KARDEŞİNİN DE O PİSLİK ANNENİN DE CANI CEHENNEME HAYLEY!"

Ayaklarında başlayarak tüm derisi yandıyordu şimdi.Acıyla inliyordu.Bunu haketmişti.Sinirlerim yatıştığında alevler de sönmeye başlamıştı.Yanına çömelip canının yanıp yanmadığını sordum.Gülmeye başladı.Delirmişçesine gülüyordu.

SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin