✌Bölümümüz diğer bölümlere göre birazcık kısa oldu sanırım. Ama ilerideki bölümlerde daha uzun bölümler olacak. Bunun yanında okullar başlayacağı için yeni bölümlerde gecikmeler olabilir. Neyse...✌
✣ Parçayı multimedyadaki şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.Hepinize iyi okumalar ! ✣
Her zamanki gibi yataktan zorlukla kendi başıma kalkmıştım.Aslında hala çok uykum vardı ama teyzemle konuşacak şeylerim de vardı.Dün Sophie'nin aramasından sonra teyzeme güvenemeyeceğimi söylemişti.Eskiden yaptığı bir hata vardı ama ben onun yiğeniydim.Beni kızı gibi büyütmüştü.Bunu yapabilir miydi? Bana da ihanet edebilir miydi? Gerçi öz babam bile yapmıştı.Aklımdaki binlerce sorunun üzerine daha fazla soru yüklenmişti.Ve bundan nefret ediyordum.Tüm bu çelişkilerden ve sorulardan nefret ediyordum.
Teyzem odasında dolabını düzenliyordu.O da en az benim kadar dağınıktı.Yarı uykulu gözlerle ona baktım.
-Günaydın kraliçem.
-Aman teyze,günaydın.
Çok fazla kitabı vardı. Dolabı düzenlerken bir defter düştü yere.Eski bir defter olduğu her halinden belliydi.Elime aldığım anda teyzem hemen elimden aldı.Sanki birşeyleri bilmemi istemiyor gibi bir hali vardı ve bu beni istemeden de olsa kuşkulandırıyordu.
-Ne var o defterde?
-Hiç...Hiçbirşey tatlım.
Kaşımı kaldırıp ters ters baktım.
-Özel tatlım,özel.
İnanmamıştım.O defteri ilk fırsatta bakacaktım.Ama onun evden gitmesi gerekti.Bunu önemsemiyormuş gibi konuşmaya devam ettim.
-Cadılığımız hakkında ne düşünüyorsun?
-Cadıyız işte.
-Bu mu teyze?Cadıyız ha?Açıklaman bu mu?Neden bana söyleyen o oldu?
-O mu seni buldu yoksa sen mi onu?
-Bir yerde karşılaştık ve sonra tanıştık işte.Beni tanıdığını söyledi.Sonra da anlattı.
Yalan söyleyerek ne kadar kendimi kötü hissetsem de ona gerçekleri şu anda anlatamazdım.
-Neler anlattı?
-İhanetini,babamın ihanetini...
-Ben ihanet etmedim.
-Seni sorgulayacak değilim ama senin ağzından duymak istiyorum herşeyi.
-Bak herkes vampirlerle iletişimde olup,cadıları ispiyonladığımı düşünüyor.Bu yüzden yargılandım ve tüm haklarımdan mahrum oldum.Ama ben onları satmadım. Böyle bir şeyi kendi soyuma yababilir miyim ? Hayır tabiki de.Bak Hayley'im senin doğumun bizim için hediye ve ben de böyle bir hediye aldığım için memnunum.Sana her şeyi anlatmak için yaşlılar heyetinden izin almam gerekirdi çünkü belli bir yaşta öğrenmen gerekir böyle şeyleri.Sophie seni aldatmaya çalışmış ya da bana karşı kışkırtmaya. Ona o kadar güvenme lütfen. Babanın ihanetine gelince de baban anneni sevmiyordu Hayley, ne sen ne de kardeşin onun için önemli değildi. O kral unvanını istiyordu. Gücü ve kudreti istiyordu bir tanem.
-Ama annem babamı seviyordu ?
-Hem de çok.
-Bu kadar acımasız olamaz ama yapamaz yani.
Teyzem sanki olayları yatıştırırcasına bana sarılırken ilk defa ondan soğuduğumu hissettim.Tam olarak soğumak da değildi bu güvensizlikti.Ona güven duygumu kaybettiğimi hissetmek benim için çok zor bir durumdu. Belki de yanlış düşünüyordum. Teyzemden ayrılıp odama yöneldim.Masamın üzerinde kıpkırmızı güllerle karşılaşınca şaşkınlıkla gülleri elime aldım.Üzerinde bir not vardı.
“Senin kadar güzel değiller, biliyorum ama bunları kabul et lütfen. Seni arayacağım.”
Dün tanıştığım çocuktu bu ve sanırım gerçekten ondan hoşlanmaya başlamıştım.Ama tüm bunlara rağmen evimi bulup,gülleri odama bırakması daha da şaşırtıcıydı.Bunu daha sonra düşünmem gerekecek sanırım.
•:*:• •:*:• •:*:• •:*:• •:*:••:*:• •:*:• •:*:• •:*:• •:*:••:*:• •:*:• •:*:• •:*:• •:*:•
-Neredeydin sen?
-Sanane?
-Kevin bana doğru dürüst cevap ver.
-Vermiyorum.Vermem mi gerekiyor hem?
-Evet,ben senin sevgi...
-Değilsin,olamadın da.Bir hafta önce onunlayken şimdi mi aklına geldim?
Natalie susmayı sonunda başarmıştı.Aslında ona kötü davrandığımı bilseydi Adolfo beni mahvederdi.Ama Natalie bunu söylemeye cürret edemeyeceği için rahattım.Ben de özgüvenle Adolfo'nun yanına girdim.Edward,Adolfoyla kahkahalar içindeydi yine.İki kendini bilmez canavardı ikisi de.Gerçi ben de farksız sayılmazdım ama yine de onlar kadar kötü olduğumu da düşünmüyordum.
-Vay vay vay.Kimleri görüyorum? Edward ?
-Kevin?
-Ta kendisi.
-Hallettin mi?
-Evet.
Adolfo şaşkın şaşkın bize bakmaya başladı.Şaşıracak bir şey yoktu.Her zamanki tipik Edward ve Kevın.
-Benden habersiz ne yapıyorssunuz?
Edward ile birbirimize bakıp gülüşmeye başladık,Adolfo daha bizi tanıyamamıştı.Hem de onun yanında büyümüş olmamıza rağmen tanıyamamış olması gerçekten acı vericiydi.
-Bekleyin ve görün efendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVAŞÇI
FantasyHayley kim olduğunun henüz farkında değil. Onun adına yazılmış sayısız kehanet var. O ise kaybettiği ve inandığı şeyler uğruna savaşmaya başlamış genç bir savaşçı. Bu yolda ya yıllardır süregelen savaşı bitirir ya da savaşı daha da büyütüp her şeyi...