3.BÖLÜM "İŞBİRLİĞİ"
Yıkım...
Şuanda hislerimi tanımlayan en doğru kelime buydu sanırım. Bütün hücrelerimin uyuştuğunu hissediyor ve dudaklarımı aralayacak gücü kendimde bulamıyordum. Söyleyecek tek bir kelimem dahi yoktu. Bakışlarım beni git gide içine çekip, büyük bir girdaba sürükleyen kahverengi gözlere sabitlenmişti.Ellerimin titremesi fazla duygu karmaşasından dolayı artmaya başlamış ve acı bütün benliğimi işgal etmişti. Ağzım birkaç kelime söyleyebilmek için aralanmış fakat dudaklarımdan ona ulaşması gereken tek kelime, düşüncelerimin arasında ezilmeye başlamıştı. İşin garip tarafı doğru dürüst düşünemiyordum da.Ağzımı açtığım an dökülecek olan kelimelerin ağırlığından ölesiye korkuyordum.Kendimi ayakta duramayacak kadar güçsüz hissederken, ne diyebilirdim ki? Gözyaşlarım gözlerime birer birer hücum ederken bu ani saldırı karşısında hazırlıksız yakalanmıştım. Sanki kırılma noktası bu andı. Sanki bütün dünyanın yükü omuzlarıma binmişti ve ben o yükün altında gün geçtikçe ezilerek, en dibe çekiliyordum. Son umut kırıntım da tükenmişti ve sanki dipsiz bir kuyunun içerisine,hapsolmuştum.
"Kayıp mı?"dedim, acı ve çaresizlik duygum bir araya karışmışken. Dudaklarımdan bu cümle bir fısıltı şeklinde dökülmüştü.Gözyaşlarım durmaksızın akıyor ve titreyen ellerime bir de bacaklarım eşlik ediyordu.Kahverengi gözler büyük bir dikkatle beni izliyor ve sanki içimde kopan fırtınayı dışarıya vurmamı bekliyordu. Acımı her zaman içimde yaşamayı seçmeme rağmen bu sefer duygular o kadar yoğundu ki içime sığmayıp taştığını hissediyordum.Birikmişliğin verdiği baskıyı yüreğimin her santiminde hissediyordum. Yaşadıklarımın yanında küçük bir şeydi. Fakat acısı bütün benliğime yayılıyordu.
"Bir ay önce bir gece evden çıktı ve bir daha dönmedi."Gözlerinin altındaki mor halkalar günlerce uyumadığını belli ediyordu.İçimde kopan fırtınanın arasında onunda oldukça bitik olduğunu yeni fark ediyordum.Sert tavrı çaresizliğini gizlemesine yetmiyordu.Bunu bir gard olarak kullanmaya çalıştığını görebiliyordum.Fakat imkansızdı.Hiçbir gard acıyı gizleyemezdi. Çünkü hayatta sevdiğin birini kaybetmekten daha korkunç hiçbir şey yoktu.
"Ben..."dedim. Ne diyebilirdim ki?Hala ne söyleyeceğimi bilmiyordum.Bir şeyler söylemek zorundaydım.Fakat bu şuanda o kadar zordu ki... Sözlerim dudaklarımdan kaçan ufak bir hıçkırıkla kesildi ve gözyaşlarım çok daha şiddetli akmaya başladı. Sanki yaşadığım tüm bu şeylerin ağırlığını şimdi atıyordum. Yaşadığım şoktan yeni çıkmış gibiydim. Annemin ölümünde de babamın ölümünde de hıçkırarak ağlayamamıştım.Sahte gözyaşı dökenlerin arasında ağlamaktan oldum olası nefret etmiştim.Fakat şimdi onun karşısında bağırarak ağlarken, bu anımı bir çıkmaz sokağa hapsetmekten gram tereddüt duymamıştım. Ve en önemlisi, hiç bu kadar rahatladığımı hatırlamıyordum.
"Bu çok kötü."Acı içindeki ses tonum, daha ağır bir duyguyla harmanlandı. Endişe duygum, her şeyden ağır basmaya başlamıştı. "Kahretsin.Bu çok kötü."Gözyaşlarım arasında ona baktım ve gözlerinin sanki daha önce hiç ağlayan bir insan görmemiş gibi irileştiğini gördüm. Durmam gerektiğini farkındaydım. Ağlama krizine girmenin zamanı değil, aksine bulmam gereken kişiyi bir an önce kaybolduğu yerden çıkarmam gereken zamandaydım. Bir an önce sakinleşmeli ve bütün cesaretimle onu aramaya koyulmalıydım.
"Buradan gitmelisin." Ses tonu oldukça net ve bir o kadar da sertti.
"Hayır, hayır, hayır..."Şuan da en son istediğim şey onu burada tek başına bırakmak ve tek başıma kalmaktı. Yalnızlık hissi tüm bedenime bir uyuşturucu gibi yayılırken bu his beni öldürüyordu. Korkum yalnızlıktan çok, bu yolun sonunu bulamamaktı. Kaybolmuştum ve bu kayboluş yolları unutmamdan kaynaklı değildi. Annem ve babamı kaybettiğimde hissettiğim çaresizlik bu son duyduğum şey ile daha da artmıştı. Benim için çıkış yolu yoktu. Bir labirentin içindeydim ve ben çıkışa yaklaştıkça o yer değiştiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizlikte Bir Gece
Novela JuvenilTANITIM Hep yarım kalmıştım.Hep eksik.Bir şeylerle hep tek başıma mücadele etmiş ve sonunda da hep çuvallamıştım. Ben yapbozun eksik kalan parçasıydım.Kaybolmuştum ve ben olmadan yapboz tamamlanamıyordu.Kayıp parçayı ise kimse aramaya cesaret ede...