Ne mi oldu? Yine uyuyamadım, bu sefer uyuyamama sebebim mutsuzluk değil mutluluk. Ama bu önemli değil, sonuçta uyuyamıyorum. Uyku önemlidir, uyku güzeldir, hatta hayatta en hakiki mürşit ilim ve fen değil uykudur. Oh, ne güzel özetledim, gel artık uykum, sevdiğim. Tamam saçmalıyorum.
Üniversite sınavına gören kişiler sınavların bitiminde nasıl olur biliyor musunuz? Salak. Evet, tam olarak böyleydim. Her şey bitmişti ama bende bir ders çalışma isteği vardı ki sormayın gitsin. Yaz tatili için bütün sene o kadar çok o kadar güzel planlar yapmıştık ki. Buna gerçekten ihtiyacımız vardı ama bir ay geçmesine rağmen ben evden çıkmamıştım hatta arkadaşlarımı bile görmemiştim. Yaptığım tek şey bütün gün yatıp televizyon izlemekti. Bir ara temizliğe bile sarmıştım ama baktım olmuyor kendimi müziğe ve kitaplara verdim. Annem halime acımış olacak ki arkadaşlarımla konuşup bizim için sürpriz bir tatil ayarlamıştı. Nereye gitmek istediğimi sorduğunda ise cevabım çoktan hazırdı. Bodrum!
Hem İzmir'e yakındı hem de hep merak ederdim Bodrum'u.
Kızlarla da konuşup herkesten onay aldıktan sonra hazırlıklarımıza başlamıştık. Kız olmak kolay değildi, cidden. Kesinlikle kız kıza çıkılacak bir tatil varsa ortada, alışveriş yapılmalıydı. Giyilecek, giyilmeyecek her şey, bir sürü ıvır zıvır alınmalıydı. Kızlar zaten bilirler tek tek açıklayamayacağım şimdi.
Sadece on dakika kadar dolabımı incelemeye fırsatım olmuştu. Her yeri birbirine karıştırmıştım, çalan ve susmak bilmeyen telefonumu aramaya başladım. Yatağın üzerindeki kıyafetlerim yüzünden işim epey zor olsa da neyse ki bulabilmiştim, bu sırada arama kapanmıştı. Telefonuma baktığımdaysa küçük çaplı bir şok geçirmiştim.
4 cevapsız arama, 864 mesaj.
İntihar ettiğimi söylesem bu kadar merak edenim olmazdı ama tatil diyoruz, Bodrum diyoruz, kız kıza diyoruz.
Önce aramalara baktım. Deniz, Elif, Su ve Ezgi. Hayır, biriniz ulaşamadınız niye ısrarla farklı farklı numaralardan arıyorsunuz? Mesajlara geçtiğimde yine onlardan başkasını görmedim.
Bodrum -grup adı, tamam yaratıcıyız-
-Kızlar, çok heyecanlıyım.
-Bende, harika olacak, harika.
-Bakarsınız, bir de yaz aşkı.
-Orada ne çocuklar vardır, televizyonda görüyordum hep.
Gözlerimi devirerek hızlı bir şekilde aşağıya indiğimde adımı görmemle duraksadım.
-Eylül, sen ne diyorsun?
-Eylül?
-Eylül, neredesin kızım!
Biraz daha eski mesajlara baktığımda alışveriş için gün kararlaştırdıklarını gördüm. Yarın saat 10:00. İnsafsızlar, yaz tatilindeyiz 10'da AVM'nin önünde buluşmakta ne?
-Tamam, benim için uygun. Yarın 10'da görüşürüz. Öptüm. diye bir mesajla geçiştirmekle yetindim. Uzun uzun konuşamayacaktım çünkü bir an önce bu oda toplanmalıydı ve benim işim oldukça zordu.
***
Sabah 08:45'e kurduğum alarmla zar zor gözlerimi açtığımda tam alarmı kapatıp yeniden uyuyacaktım ki aklıma gelen şeyle yataktan zıplayarak kalktım. Hayır, yere falan düştüğüm yok. Nereden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri?
Herkes çoktan uyanıp evden çıkmış olmalıydı. Yine hızlı bir şekilde -yeni uyanan biri ne kadar hızlı olursa- mutfağa indim, bir şeyler atıştırıp sade kahvemi bitirdiğimde çoktan yarım saat geçmişti. Banyonun olduğa kata çıkıp günlük işlerimi hallettikten sonra tekrar odama gelebilmiştim. Lacivert, üzerinde pembe çiçekleri olan mini -çokta kısa değil- kolsuz elbisemi üzerime geçirdim. Elbiseleri bu yüzden seviyordum, hem rahattı hem de kombin yapmak gibi şeylerle uğraştırmıyordu bu yüzden dolabımın çoğu elbiselerden oluşuyordu. Ve kızlar, benden size bir tavsiye eğer erken kalkıp bir yere gidecek olursanız saçlarınızı akşamdan şekillendirip kıyafet seçiminizi akşamdan tamamlayın. Büyük kolaylık sağlıyor, bu rahatlık nereden geliyor sanıyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül Akşamı
ChickLitHayatında garip şekilde umutsuzlukları ve mutsuzlukları olan güzeller güzeli bir kız ve çocukluğundan onun omuzlarına binen gereksiz ve saçma sorumluluklar... Hayata kızgın, dünyaya kızgın ama bunu hiçbir zaman belli etmeyen, gülüşüyle insanların iç...