Professor Xavier

192 12 2
                                    

Tuhaf geldiğini biliyordum. Bu adamda tanıdık bişeyler vardı.

- Onu tanıyo olamazsın. İlk kez görmüyo musun?
- Evet ama bilmiyorum. Tanıdık geliyo işte. Luna, sen geçmişe bakabilir misin?

Bunu söyledikten sonra kalın bi ses geldi.

- Bunu sakın yapma Luna.
- Peki profesör.

Neden yapmasını istememişti ki? Acaba kötü bişey miydi? Belki de benden bişeyler saklıyordu. İyi de beni ilk kez görüyor. Benden ne saklayabilirdi ki? Daha beni doğru dürüst tanımıyordu bile. Yoksa tanıyor muydu? DAN DAN DAAANN!!!

- Tanımıyo olabilirim küçük, ama şimdi tanışıcaz. Söyle bakayım senin adın ne?
- Sarah.
- Kaç yaşındasın?
- 7
- Eğitmenin kim? Natasha, Clint?
- Lucille.
- Demek sonunda bi öğrenci almış. Pekii senin mutasyonun ne?

CHARLES
Bunu sormamla birden aldığım cevapla şoke olmuştum.

- Esneyebiliyorum ve insanların vücut şeklini alabiliyorum.

Hatırlıyorum. Bu kız dört yaşındayken ona yanlış mutasyonu vermiştim. Ağzım açık kalmıştı. Şimdi
korkuyorum. Ya Magneto gelip kızı kaçırırsa! Raven'ın yerine Sarah'yı alabilir. Sonuçta aynı mutasyona sahipler. Benim sayemde.

- Profesör bişey mi oldu?
- Hayır Amanda.
- Peki. Ben hani biliyosunuz bi su perisi olarak...
- Tamam bişey yok dedim bitti Amanda.
- Üff peki.

SARAH
Profesör sanki dalmıştı. Ne olmuş olabilir ki? Ay bu adam çok gizemli ve tuhaf çıktı.

- Evet çocuklar, bildiğiniz soru-cevap etkinliğini yapıcaz.

Kısık bi ses arkamdan geldi.

- Oley!
- Çok mu seviyosun?
- Evet. Herkesin zihnine girip ne düşündüğünü görebiliyorum. Bazen komik oluyo.
- Bana da söyle.
- Tamam.

Profesör konuşmaya devam etti.

- Sıradan başlamadan önce sorum geliyo. Sizin mutasyonunuz en çok nerde kullanılır? Sue.
- Benim mutasyonum savaşırken işe yarayabilir. Çünkü çizdiğim şeyi gerçek yapabiliyorum ve bi portal açarsam köyüleri içine atabilirim ya da elimde silah yoksa silah çizer ve onu alıp kullanırım.
- Güzel bir örnek Sue. Yaratıcı fikirlerini hep sevmişimdir. Evet sıra Amanda'da.
- Mutfak olabilir. Çünkü zaten ben bi su perisiyim yani o yüzden her işi görebilirim. Su perisi olmanın avantajı da bu. Aslında bi deniz canavarıyla mesela Auttuma gibi biriyle savaşabilirim. Su perisi olduğum için işte yapabilirim.

Su perisi olduğum için işte şöyle işte böyle avantaj mavantaj. Ne su perisiymiş ya!

- Aynen öyle. Yalnız sessiz ol burda tek akıl okuyabilen ben değilim.
- A saol.

Profesör ve Jack konuşuyordu. Sonra sıra Cristoff'a gelicek de sonra ben de bilmem ne de. Öff ne kadar çok konuşuyorlar ya. Ben herhalde o kadar konuşsam değil Avengers'a katılmak S.H.İ.E.L.D'dan kovulurdum. Bu ne be!

- Sarah!!
- Efendim.
- Profesör seni bekliyo.
- Aa?!?.. Özür dilerim profesör.
- Önemli değil. Evet senin fikrin nedir?
- Benim fikrim..fikrim fikrim fikrim...ben bi film setinde.
- Çok yaratıcı bir fikir Bayan..?
- Bronski.
- Ah evet Bayan Bronski. Şekil değiştirebildiğinize göre bu çok işe yarayabilir.

Ve ders de böyle geçip gittiii.

*************

Yemek, yemek, yemek, yemeek. Benim adım Sarah ve ben açıım. Zayıf göründüğüme bakmayın ama yemek yerken beni biri görseeee! Bir yıl aç kaldıııııım sa naaaaaaaaar. Şarkı gibi bişey yaptım ve güzel oldu. Ayyy. Nar. Şarkının sonunda nar dedim ya canım nar çekti. Acaba var mıdır? Ne saçmalıyorum ben. Koskoca S.H.İ.E.L.D burası. Başında bi çikolata adam olan, çocuklara eğitim veren üç tuhaf ajanı olan, ajan Hill ve ajan Coulson olan, kötü et yapan aşçıları olan, tetris oynayan insancıkları olan bi yerde bi küçük öğrenci nar istiyor. Kısaca saçmalık. Öf keşke köfte veya hamburger olsa. Et kıtlığı çekiyorum ben burda. Ve diğerleri de tabi. Kapıdan içeri girdim ve Lucille'i aradım. Neden bilmiyorum ama yemekhaneye her girdiğimde hep gözlerim konuşuyor.

-(Sağ Göz) Canım kankim sol göz. Lucille nerde?
-(Sol Göz) Ay bilmiyorum canım ya. Arıyorum ben de.
-(Sarah) Üf bi kapayın çenenizi!

Tuhaf gözlerim var. Neyse. Ihıhıhıhıhı. Lucille ajan aşkıyla oturuyordu. Natasha nerde? Hee. O da yemek alıyor. İşlem tamam. Şimdi yemekler bitmeden yemek almaya. Ne alsam ki? Balık mı? Alayım bari. Sonuçta Lucille balıkla ilgili bişi söylemedi. Bi de çorba. Niye balığın yanında domates çorbası? He niye? Hep çocuklara eziyet. Tepsimi alıp yola koyuldum. Luna'nın karşısında Cristoff vardı. Yanında da Jack. Jack'in karşısına geçtim.

- Selam.
- Selam.
- Yer bulmak zor olmadı sanırım? İlk günden.
- Evet olmadı.
- Al.
- Saol da nerden bildin.
- Sen alzaymır falan mısın.
- Niye sordun ki? Tabi ki değilim.
- Peki benim mutasyonum neydi?
- Heeee.
- Yaa.
- Tartışmanız ve yemeğiniz bittiyse bahçeye çıkalım mı?
- Bahçede napıcaz ki?
- Saklambaç oynarız!
- Olabilir.
- Olur.
- Tamam.
- O zaman en son gelen ebe!
- Yaa. Ama daha balığını yiyemedim ki!?!
- Yememeni tavsiye ederim.
- Hıh sen çok biliyosun Jack.
- Evet.
- Öyle mi? KÜÇÜK BEY.
- Öyle.
- Sen görürsün!

Koşarak Jack'in üstüne atladım. Yerde güreşiyorduk. İlk ben ona yumruk atmaya başladım sonra o. Ayağa kalktım ve hala güreşiyorduk.

- Üff. Bitirin artık şunu. Ben sıkıldım.
- Sen zaten hep sıkılıyosun Luna.
- Hiçte bile Jack.
- Sen öyle sanmaya DEVAM ET.

Bu sefer iki kız birden Jack'e saldırmaya başladık. Sonra sebepsiz yere Cristoff geldi. O da Jack'in tarafındaydı. Amacımız saklambaç oynamaktı ama böyle de eğleniyorduk.

AKŞAM EĞİTİMDEN SONRA

- Sarah girebilir miyim? Sarah. Ahh yine mi?

Kapı açılınca gözlerimi açtım. Yan döndüm ve kapıya doğru baktım. Lucille gelmişti. Geri dönüp tekrar uyumaya devam ettim. Bi dakika! Lucille elbise mi giymişti? Rüyada olmalıydım. Suratıma doğru bi yastık yememle rüyada olmadığımı anladım.

- Hadi kalk uyuyan güzel.
- Antrenmana gidiyo olamayız. Nereye bu saatte?
- Bu saatte dediğin kaç ki?
- Kaç?
- Yedi.
- Akşam mı sabah mı?
- Ayy eğitimden sonra sen uyuma. Sana kafa yapıyo. Tabi ki de akşam!
- Niye elbise giydin?
- Profesörle sohbet var.
- Yani?
- Profesör yarın gidicek ve son konuşmamız olucak. O yüzden rahat ama şık bişey giydim.
- Ben de elbise giymek zorunda mıyım?
- Öf Sarah giy bişey işte. Ben kapıda seni bekliyorum.
- Tamam.

Ne dedim ki ben şimdi...

Merhaba sevgili okurlarım. Bi kaç haftadır yayımlayamıyodum çünkü benim wattpad'le ilgili bi sorunum vardı. Yani şöyle söyliyim wattpad bizim ev dışında her yerde internet bağlantısı var diye gözüküyodu. Tuhaf bi durumdu. Taslağı bile kaydetmem için iki saat beklemem gerekiyodu. Yeni internet kutusu geldi (isminin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum) ve artık daha mutluyum. İnternet bağlantısı bizim evde de var artık✌️. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote'lamayı unutmayın⭐️.

Supernatural 01: Felixible||Marvel FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin