Guilty

72 6 6
                                    

Yeni odamda, yumuşak yatağıma uzanmış dart tahtama bişeyler fırlatıyorum. Canım çok sıkıldı. Sam konusunu daha fazla araştırmak istemiyorum. Yukarı çıkmak da istemiyorum. Tamam hedefime ulaştım ama bu kadar sıkılacağımı düşünmezdim. Niye böyle oldu ki? Yukarıdakiler kazanmanın sevincini yaşıyor, Jack ve Sue da Cap'le alıştırma yapıyor. Ben de mi gitsem. En azından bişeyle uğraşmış olurum.

- Ah. Mola mı?
- Evet.
- Ben de katılabilir miyim?
- Tabi.

Tamam. Eğlence başlıyor. Sanırım.

**************

- Küçük uçan topcuklar. Fena değil. Stark'tan daha fazlasını beklerdim.
- Bu 1. seviye.
- Ha.
- Ama evet haklısın. Bu biraz alıştırma gibi olucak.

************

- Alıştırma mı demiştin Cap?
- Evet. Ve öyleydi.
- Sana göre! Baksana biz burda ölüyoruz.
- Tamam. Mola. Ben biraz daha çalışıcam.
- Neyle?
- Kum torbası.
- Bize doğru çalışma sakın!
- Peki tamam.

Steve iyi biri. Seviyorum ya. Yani Tony'nin tam tersi diyebilirim. O ise gıcık şeytan hayvan...Ahh saymakla bitmez.

- Aaa. Demek su savaşı istiyorsun Sarah.
- Nerden çıkarıdın Jack?
- Yüzüme bakarsan görürsün.
- A. Ahaha. Ne oldu yaa?
- Bence daha fazla Tony'yi düşünme.
- Nasıl tahmin ettin?
- Burda seni sinir edicek tek kişi o. Fury bile değil.
- Evet. Farkındayım.
- Ah iyi insan lafın üstüne ararmış. Efendim..tamam..neden..peekiii.
- Ne dedi.
- HelliCarrier'a gitmen gerekiyomuş.
- Çok mu özlemiş?
- Sanmıyorum.
- :/
- Neden olduğunu söylemedi.
- Tamam. Cap ben gidiyorum.
- Duydum.
- Sana iyi şanslar.
- Saol Sue.

*************

- Ne oldu Fury?
- Cristoff'la göreve gitmen gerek.
- Ha. Neden?
- Ajanım kalmadı! Bunu söylememi mi bekliyodun?! O bi acemi ve onu yalnız başına göndermem.
- Kaçıncı seviye?
- 6
- Ve acemi?
- O hep Coulson'laydı.
- A. Tamam. Ben hazırlanayım.

Coulson'ın ölümünden herkes çok üzüldüğü için onun hakkında pek konuşmuyoruz. Natasha'nınkine benzeyen tulumumu giydim. Onu benim burdaki odamda saklıyorum. Kapı çaldı.

- Gir!
- Sarah, sanırım jeti sen kullanıcaksın.
- Ama ben hayatımda hiç jet kullanmadım ki?
- Ben de.
- Hee. O zaman ben deniyim.
- Dene bakalım. Hadi.
- İyi nereye gidiyoruz?

-Romanya.

-Romanya mı?

-Evet.

-Niye?

-Al.

Bana bir dosya uzattı. Biri. Bizim gibi mutant biri. Tabi fotoğrafı yok.İsim de yazmıyor. Biz bunu nerden bulucaz. Bari cinsiyeti yazsaydı. Yani şuan çok şaşkınım. Bizim sır manyağı Fury sıradan birinin cinsiyetini öğrenemiyor.

-Peki. Romanya'da nereye?

-Başkent.

-Bükreş'e mi? Ah ciddi misin? *göz devirir*

-Parlamento Binası'na gitmemiz gerek. Oradaymış.

Evet hala şaşkınım. Parlamento Binası'na kadar bu şahsı tespit ediyor ama bir fotoğraf bulamıyor! Bu insancığa sinir oldum. Neden Bükreş?! Jack'in babası yüzünden nefret etmeye başladım. Eğer bu insancığı bulamazsam ben de Sarah değilim!

**************

Tamam. Kendime yeni bir isim bulmam lazım. Kızı iki kere elimizden kaçırdık. Ve evet cinsini öğrendim. Gücünü hala anlayamadım. Bize karşı bişey yapamadı. Yani şuana kadar.

- Cristoff. Dosyada gücü yazıyor muydu?
- Hatırlamıyorum.
- Peki. Biz bunu nasıl yakalıyacağız?
- Benim bir fikrim var.
- Neymiş?
- Önüne buz kütlesi koycam. Sen de kollarınla onu yakalican.
- İyi fikir ama kız bizden hızlı koşuyo.
- Esneyemiyo musun?!!!
- Ha..haklısın.

Gövdemi ona doğru götürdüm.

- Selam.
- Ne?!
- Se-lam.
- Siz..ah!
- Tanışalım hadi ben Sarah. Sen de..suçlu. Yakalandın.

Bana portlak gözleriyle bakmaya başladı. Sonunda durduğunda -neden durduğun anlamadım çaktırmayın- Cristoff onu kelepçeleyip götürdü. İş, tuhaf bir şekilde kolay oldu. Hem de iki kere elimizden kaçmasına rağmen.

************

Fury'ye teslim ettiğimizde yan tarafları demirden ve ön tarafı plastik cam olan bir odaya kapattılar. Clint ve Lucille de gelmişti.

LUCİLLE
Clint kıza bakmaya başladı. Kız da Clint'e. Sanki aralarında bişey var gibiydi. Ben varken asla.

- Bu kim?
- Clint?
- Bu benim çocukluk arkadaşım.
- Yoksa ünlü Sam bu mu?
- Hayır.
- Tüh ya.
- Bana bak bücür, benim öyle kolay teslim olduğuma bakma burdan çıktığımda seni mahvedicem!
- Ya tabi tabi.
- Adı ne?
- Summer. Yanlış hatırlamıyorum değil mi? Ben başka şeyleri de hatırlamıyo değilim aslında. Mesela bana yalan söyleyişinizi küçük yaşta katil oluşunuzu Eric...
- Mecburduk!!
- Ne için?! Para mı? Tek derdiniz bu muydu? 10 yaşındaydık Summer!

Clint'in son söylediklerinden sonra susmuştu. Ağır konuştuğunun ben de farkındayım. Bir dakika...

- Az önce sen "mecbur-duk" mu dedin?
- Yoksa onu söylemedin mi?
- Kapa çeneni!
- Dökül..Summer.
- Lucille.
- Clint. Lütfen.
- Sam.
- Sonunda. Yani devam et.
- Sarah siz Cristoff'la odalarınıza gidin.
- Ah. Hadi ama. Sam dedi. Çok mera...
- Sarah! Hemen!
- Peki.

- Evet. Seni dinliyorum.

- Ben ve Sam çok küçüktük. 6 yaşımızdaydık. Beni ailem kovmuştu. Mutant olduğum için değil ama. Bana zarar gelicek diye. Farklı sorunlarımız vardı. Ben de Hawai'den Manhattan'a kadar gittim. Denizden. 

- Mutasyonun ne?

- Kumlarla oynayabiliyorum. Bu yüzden Romanya da bişey yapamadım.

- Devam et.

- Sokağın bi kenarında oturuyodum. İki gün sokakta kaldım. Aç ve susuz. Sonra benim gibi bi kız gördüm. İşte o Sam'di.

- Yani Samantha.

- S-sen bunu nerden biliyosun?

- Şuan önemli olan bu değil. Sen anlatmaya devam et.

- Ve sonra...


Supernatural 01: Felixible||Marvel FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin