Supernatural 01: Felixible||Marvel FanFic

My Sister!

  Evet bu son bölüm arkadaşlar. Bi kaç gün sonra ikinci kitabın ilk bölümü gelir. Bu arada multideki benim yeni kitabım. -yaşasın vuhu yeeeyk- onu da okursanız sevinirim. Ama o Marvel kitabı değil. Yine de okursunuz ve yine de sevinirim. Yazarınız sizi seviyor. Umarım yazarınız sizi ikinci kitapta da sever. Umarım...

Dünki konuşmadan sonra nedense Sarah'yla konuşmamaya karar verdim. Bana Summer'ı ve Sam'i soracağını biliyorum. Zaten ona da görünmemeye çalışıyorum.

- War Angel..gelmen gerek..görev var..

Ah harika. Ben ona görünmemeye çalışıyorum ama kuleye gideceğim için yine onu görücem.

SARAH
- Göreve gitmeliyim. Bu..biraz uzun süren bir görev olabilir.
- Ne kadar.
-4-5 ay kadar.
- Yuh!! 4-5 ay ne yapmayı planlıyosun?
- Ne bileyim! Fury'nin saçma salak görevlerinden biri işte.
- İyi. O zaman 4-5 ay sonra görüşürüz. Seni özleyeceğim. Geceleri yatmadan önce ara beni.
- Peki anne.
- Ya Jack. Ben ciddiyim.
- Tamam tamam. Şaka yaptım.

Beni öptü ve ordan uzaklaştı. Ben şimdi çok sıkılıcam. Zaten sıkılıyordum şimdi daha çok sıkılacağım.

- Kimdi o!
- Sakin şampiyon. N'oldu yalnız mı kaldın?
- Çok komik değil mi?
- Aynen öyle.
- Seninle uğraşacak değilim ben. Çekilir misin?
- Hop hop hop. Dur biraz. Neyin var?
- Bişeyim yok. Çekilir misin?
- Peki. Ama bişeye ihtiyacın olursa...
- Ben iyiyim teşekkürler.

Bir dakika. Ben..az önce..Stark'a..teşekkür..Yok Artık. Hadi canım sende!

- Felixible..göreve..hemen..
- Tamam..Cap..
- Ha bir de..Writer..nerde..
- O..gitti..
- Ne..demek..gitti..
- Yukarı..geliyorum..anlatırım..
- Tamam..

Karşıda gördüğüm ilk asansöre ilerledim. "Görev görev görev!! Görev kusucam yakında!"

- Sesli..düşünme..derim..Bronski..
- A..ne..şey..tamam..

Iı. Sanırım yanlış bişey yaptım. Her neyse. Asansörden indiğimde ilk önce koltuğun üstündeki  aldım. Sonra onların yanına gittim. Lucille endişeli görünüyordu. Hatta öyleydi. Aslında daha çok üzgün diyebiliriz. Clint onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

- Neler oluyo?
- Gel bak.

Önümde duran dosyayı açtım. Uf ne kadar karışık.

- Jarvis bunları tara.
- Peki efendim.

Önemli bişey varsa bulabilirim. Yani Jarvis tararsa bulurum. Mavi hologram gibi şeyde bişey çıktı. Sanırım buldu.

- Bu nedir.
- Savaş.
- Ne savaşı. Neyden bahsediyosunuz?
- Lucille. Sen söylemek ister misin?
- Peki Cap.

Arada bir burnunu çekiyordu. Ya neler oluyor. Çok merak ettim şuan.

- Summer ve Sam'le ilgili.

Bu daha ilginç olmaya başladı.

- Tony nerde?

Şimdi bu mu sorulur?

- Boşver onu!
- Hayır. Malibu'ya gitmemiz gerek.
- O Malibu'da mı?
- Galiba öyle.
- Tony..nerdeysen..çabuk..gel..
- Ooo..siz..konuşur muydunuz?
- Kapa..çeneni..
- Peki..geliyorum..

Tekrar onlara döndüm.

- Ee Lucille. Devam et.
- Sam...

Devam etmesine kalmadan Clint onun kulağına bişey fısıldadı. O da tamam dedi. Bunlar ne fısıldaşıyor ya?!