Güneş ışıklarının gözüme yansımasıyla uyanmıştım bugün,yavaşça başımı kaldırıp söylemeye başlamıştım uykulu ve sersem bir ses tonuyla "gözüme güneş mi kaçtı bu ışık ne...Saçmalama Bıdı gözüne güneşin kaçması imkansız" karşımda Sena'yı farkettim yavaşça perdemi açıyordu ona doğru bakıp"Sena neden perdemi açıyorsun açıklar mısın" dedim, tam bir ebeveyn gibi bana bakıp "Sencede iş kadını olan bir insanin uyanması gerekmiyor mu?" diye cevap verdi."Saat kaç ki? Saat daha altı benim hazırlanmama yaklaşık bir saat var biraz daha uyayabilirim bence" diye söylenmeye başladım.Sena hiç birşey söylemeden gülümseyip mutfağa indi, burnuma gelen kokuları hissettikten sonra "lann bi saniye mutfaktan çok güzel kokular geliyor omlet mi yaptın sen ne yaptın.Durr beni bekle yeme sakın ağzını burnunu kırarım" diye arkasından bağırdım.
Sena benim ev arkadaşım İstanbul'a geleli iki sene oldu,Sena'yı İstanbula gelmeden önce de tanıyordum, İstanbul'a gelmeden önce ev tutmaya karar verdik.Şuan büyük bahçeli bi evde birlikte yaşıyoruz,Tina adında bi köpeğimiz var aslında köpek değil evladım gibi,zaten köpek demek hakaret olur o benim kızım.
Ben dağınık kabarık saçlarım ve bordo pijama takımlarımla merdivenlerden üçer beşer atlayarak hemen bahçeye koştum,Sena müthiş bir kahvaltı hazırlamış oysa ki genelde kıçını kaldırmaz. Bu duruma şaşırıp meraklı bakışlarla "Sena sen aşık mısın?" diye sordum. Net bir şekilde "Hayır sen?" diye cevap verdi. Neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyette "Hayır tabiki bu da nerden çıktı?" dedim, kaşını kaldırıp "Sen benim aşık olduğumu nerden çıkardıysan ordan" dedi.Ay bu kız psikopat sabah sabah çok ters yerinden kalkmış diye düşünüp kahvaltımı yaptıktan hemen sonra odama çıktım hazırlanmak için.
Ben şu her kitapta olan mavi gözlü sarışın kızlardan değilim,eşek kadar gözlerim uzun kipriklerim,küçük burnum büyük olmayan bir dudağım var. Dolabımın karşısına geçtim, ne giyeceğim diye düşünmeden hemen bir elbise alıp üzerime giydim, sanırım bu özensizlik sevgilim olmamasından kaynaklanıyor.Her sabah ütülü, jilet gibi giyinen insanlara özenmişimdir her zaman. Hangi ara kalkıyorlar,hangi ara giyeceği kıyafete karar veriyorlar da onu ütüleyip kusursuz bir makyaj yaparak işe geliyorlar (?) Benim onlar gibi olabilmem için sabahın saat dördü olmadan uyanmam lazım o da zaten imkansız. Aynanın karşısına geçtim, kabarık saçlarıma fön çektim,hafif bir makyaj yapıp evden çıktım.
Biraz ilerledikten sonra arkamdan gelen sesi duydum,
"Bana günaydın demeden nereye gidiyosun sen?"
Birden arkamı dönüp karşılaştığım manzara karşısında şaşkınlık geçirdim kendi kendime bağırdım"Allaaahhhh bi saniye ay ben yanlış görüyor olamam, ya dur dur arkamı dönüp bir daha döncem...Ay valla o" Karşımdaki kişi Emre'ydi, koştum sarıldım sımsımkı.Emre benim yakın dostum hatta arkadaştan öte ona olan sevgimi anlatmam imkansız gibi bişey sanırım.
"Nerdesin olum sen? ne zaman geldin? bana niye haber vermedin? heycandan yüregimemi insin istedin?" diye konuşmaya başlayıp çocuğa şimdiden işkence etmeye başlamıştım."Haber vercektim ama böyle daha çok sevinirsin diye düşündüm, düşündüğümde oldu...İşe git sen şimdi akşam birlikte olcaz nasıl olsa hatta sadece akşam değil artık hep birlikte olcaz" dedi gülümseyerek. Heyecanlı bir şekilde elimi çantama atıp hızla telefonumu arar bir vaziyetteydim aynı zaman da Emre ile konuşuyordum,"Ya saçmalama gitmem ben bugün işe izin alcam bekle" dedim. Telefonu bulur bulmaz patronum olcak Şevket Bey kişisini aramaya başladım.Düüttt...düüüttt...düüüütttt....
Tam "Ulan açmıyo adam" diyordum ki telefonu açtı cümlenin bi kısmını duydu sanırım. Hemen konuya girerek"Ay alo, pardon Şevket Bey ben sizden birşey isticektim"dedim en tatliş halimi kullanarak fakat Şevket Bey oldukça sert bir sesle net bir sekilde "Söyle" dedi.
"Lanet adam yine çok sinirli Allah kahretsin" dedim Emre'ye sessizce.Sonra tekrar telefonu kulağıma koyup devam ettim"Ben bugün işe gelemicem,aslında bu birşey istemekten sayılmaz
fakat haber vermek istedim, gelemem ben bugün işe" adam birden bağırmaya başladı lan neye uğradığımı şaşırdım"Ne demek gelemem yetişmesi gereken işler var bugün bilmiyomusun sen kızım"dedi yüksek bir sesle. Birden kekelemeye başladım şaşkınlıktan"Amaa ama niye bağır..."Sözümü bitirmeden pat diye yapıştırdı cevabı "Onu bunu bilmem Bıdı bugün işe gelceksin işler ihracaat batalım mı istiyorsun" Adam bağırıp kızıp pat diye telefonu kapattı suratıma inanmıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dur Kalbim O Adam Olmaz #VYM_2016
Romanceİki sene önce gördükleri karşısında ailesini terkedip toz pembe hayalleri ile zengin lüks hayatını geride bırakıp beş parasız bir şekilde cennet diye tanımladığı şehri Izmir'den ayrılıp kalabalığından korktuğu Isltanbul'a en yakın dostları ile yepy...