Medya: Bıdı 'nın yakın arkadaşı SenaGözlerim kapalıydı,duyduğum sesten rahatsız oluyordum,güneş benim için bu kadar erken doğmamalıydı işe bir saat daha geç gitmeliyim,çok değil sadece bir saat. Ses hala çalmaya devam ediyordu, uyanmamak için inat etmiştim uyanmıcaktım.
Gözlerimi hala açmıyordum mırıldanmaya başlamıştım "Susturun şu alarmı ben beş dakika daha uyuyacağım lütfen bakın sadece beş dakika işe geç kalmam zaten."
Biraz durakladıktan sonra tatilde olduğum işe gitmeyeceğim aklıma geldi,sanırım çalan alarm değildi,biri beni arıyordu, gözlerimi açmadan elimi yatağımın yanındaki komidinin üzerinde gezdirip telefonu aramaya başlamıştım ki bi ses geldi, aahh olamaz telefonu düşürmüşüm,lanet telefon hala çalmaya devam ediyor. Yataktan aşağıya doğru eğilip komidin ve yatağımın arasına sıkışan telefonumu kurtarmak için mücadele veriyordum ki bunumu komidinin kenarına çarptım. Arkadaşlar özür dilerim ama hakikaten sikmişim aşk acısını o an hissettiğim acı çok daha ağırdı. Ya ben fındık kadar burnumu oraya çarpmayı nasıl becerdim bilemiyorum.
Telefonumu kurtarmayı başarmıştım. Arayan Ege'ydi neyse ki çektiğim acıya değecek biri için uğramıştım. Sakin bir şekilde telefonu açarak "Efendim" dedim, gülümser bi ses tonuyla " Günaydın sevgilim" diye cevap verdi, sevgilim dedi,bana dedi,bana sevgilim dedi buna inanıyormusunuz.
Şaşkın,sessiz ve heyecanlı bir ses tonuyla "Sanada günaydın" dedim. Çünkü ben öküzüm yani böyle durumlarda hep böyle odunluklar yapıyorum,elimde değil sebepsiz bir şekilde güzel kelimeler söyleyemiyorum. Ege ses vermedi,sanırım bu da benim öküzlüğümden kaynaklanıyordu. Tekrar ince bir ses tonuyla seslendim "Ege ordamısın?" Neyseki telefonu yüzüne kapatmak yerine cevap verdi. "Evet,birlikte kahvaltı yapalım mı?" Ya ben yeni uyandım ve uyanır uyanmaz kahvaltı yapamıyorum, benim kahvaltı yapabilmem için uyandıktan sonra aradan uzun zaman geçmesi lazım, fakat Ege'ye de hayır diyemem o yüzden "olur tabiki hazırlanıp sahile geliyorum hemen" diye cevap verdim, mutlu ve heyecanlı bir ses tonuyla "Peki ben seni bekliyorum" dedi.
Telefonu kapattım,sakin bir şekilde yataktan kalktım,yatağımın üzerini toparlayıp gardolabımın karşısına geçtim,pijama takımlarımı çıkarıp aynadan kendime baktığımda göbeğimin eridiğini farkettim ve bu beni bir miktar mutlu etti,bunun şerefine bugün göbeği açık tişörtümü giyecektim, onun altına da kot şortumu çıkarıp kıyafetlerimi elime alıp banyoya geçtim. Saçlarımı yıkadıktan sonra pes etmeden azimli bir şekilde başımın dertte olduğu şu kabarık saçlarımı dümdüz yapmayı başardım,üzerimi giydim, makyaj çantanın fermuarını açtım, aynanın karşına geçtiğim an da Sena'nın kollarını birbirine bağlayıp, çatık simsiyah kaşını kaldırıp meraklı gözlerle bana baktığını farkettim. Sakince elimdeki maskarayı masanın üzerine bırakıp yavaşça Sena'ya dönüp sessiz bir ses tonumla "Senacım,canım bana neden öyle bakıyorsun?" dedim, ellerini çözdü, üzerime doğru yaklaştı, duvarın kenarına kadar geriye çekildim, sırtımı duvara verdim, hala üzerime doğru geliyordu, elini kolumun yanına duvara koydu ve bana sert sert bakmaya başladı, ben ürkek ve yumuşak ses tonumla "Canım arkadaşım bak sen lezbiyen olmak için çok güzelsin simsiyah saçlarınla kaşlarına,beyaz tenine ela gözlerine falan yazık, Batu'ya da yazık o seninle birlikte olmak için o kadar hayal kurarken umarım bana dokunmayı düşünmüyorsundur" dedim, Sena elini çekip birden kahkaha attı aynı saniye içinde susup tekrar ciddi bir ifadeyle durdu, ellerini sekreterler gibi çenesine koydu, uzun tırnaklarıyla dudağına vurarak ritim yaratırken sert bir ses tonuyla "Emre gelebilirsin"dedi. Eyvahlar olsun sanırım Emre elimi kolumu tutacaktı Sena da... Ay yok saçmalama Bıdı neden böyle saçma şeyler düşünüyorsun, Emre yavaş adımlarla banyoya girdi, Sena ile birbirlerine baktılar,Sena gözlerini kapatıp açarak Emre'ye onay verdi,Emre ışıkları kapattı,sadece banyodaki tavana yapılmış olan led aydınlatmayı açtı, sandayeyi ışığın altına koyup beni kucaklayıp sandayeye orturttu, ikisi de karşıma geçip aynı an da tekrar kollarını bağlayıp sol çatık kaşını kaldırıp ayaklarını yere vurarak ritim alıyorlardı, Emre ciddi bir ses tonuyla "Dün gece nerdeydin?" dedi, şaşkın ve ne oluyor lan der gibi bakıp net bir şekilde "sahildeydim" dedim Sena hiç vakit kaybetmeden "kiminleydin?" diyerek ikinci soruyu yapıştırdı, ben yine aynı tepki ve bakışlarla "Ege vardı yanımda" dedim. Ben cümlemi bitirmeden tek tek soru sormaya devam ediyorlardı sonunda son saruya gelebilmistik, Sena meraklı bir ses tonuyla "Ege'yle birlikte misiniz?" diye sordu, gülümseyip "Sanırım evet, yok yok sanırım değil, kesinlikle evet" dedim Sena çığlık atıp beni ayağa kaldırdıktan sonra boynuma atladı, Emre de gülümseyip "sonunda be kızım"deyip sarıldı o an ki halimiz sizinde tahmin ettiğiniz gibi tam bir komediydi. Sena ve Emre hazırlanmam için beni yalnız bırakıp bahçeye geçtiler. Fazlasıyla mutlu bir ifadeyle tekrar aynanın karşısına geçtim,maskarayı elime aldım kipriklerimin dibinden üstüne doğru sürmeye başladım, maskarayı bıraktım,dudak kalemimi alıp dudağımın etrafına sürmeye başladım bu dudaklarıma olduğundan daha büyük bir görünüm veriyordu. Yarım kalan makyajımı da tamamladıktan sonra çantamı alıp spor ve oldukça rahat ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Sahile doğru ilerlerken çoğu kişinin gözlerinin üzerimde olduğunu farkediyordum. Sahile vardığımda Ege'nin şezlongda oturup beni beklediğini farkettim,buluşma saatinden tam bir buçuk saat sonra gitmiştim sanırım beklettiğim için bana fazlasıyla bağırcaktı. Arkasından dokunup sessiz bir şekilde "Ege" diye seslendim,hızla kalkıp bana döndü sımsıkı sarıldı hatta sanırım bi otuz saniye öyle kaldık sonra geriye çekilip bana baktı,baştan aşşağıya süzüp kollarını bacaklarıma doğru uzattı geriye bir kaç ufak adımlar atıp, "kızım senin şortun nerde?" dedi. Öküz bu adam gerçekten öküz, ellimi tuttu,hızlı adımlarla yürürken küçük kardeşiymisim gibi azarlamaya başladı "Bak Bıdı sen o uzun bacaklarınla bu kadar mini etek giyemezsin anlıyormusun biz ikimiz başbaşayken istersen hiç birşey giyme" hiç birsey giyme cümlesinden sonra başımı çevirip sert bir bakış atınca "yani canım o lafın gelişi, bak sen burda bu halde gezersin lavuğun biri laf atar ben onu döverim falan bence bunların yaşanmasımı istemezsin" diyip göz kırptı. Ya Allah aşkına sen bu kadar sempatik olduktan sonra kara çarşaf giy kimse görmesin desen ben onu bile yaparım demek geldi içimden ama demedim "Olur bundan sonra dikkat ederim" dedim sadece, maksat poposu kalkmasın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dur Kalbim O Adam Olmaz #VYM_2016
Romanceİki sene önce gördükleri karşısında ailesini terkedip toz pembe hayalleri ile zengin lüks hayatını geride bırakıp beş parasız bir şekilde cennet diye tanımladığı şehri Izmir'den ayrılıp kalabalığından korktuğu Isltanbul'a en yakın dostları ile yepy...