Cennete Düştük

165 101 10
                                    

"Bıdı uyan artık geldik" diye seslenerek uyandırmaya çalışıyordu Ege,gözümü açtığımda gözleri gözlerimin içindeymiş gibi yakındı bana,düşünsenize gözlerimi açar açmaz yeşil gözler bana bakıyor."Geriye cekilsene be niye dibime kadar giriyorsun"diye yüksek sesle bağırdım, sinirli bi sekilde bakıp arabadan indi kapısını da hayvan gibi çarptı, aman canım bana ne isterse arabayı dağıtsın araba onun arabası sonuçta.

Ben arabadan iner inmez Emre yi aradım;
"Günaydın yakışıklı."

"Günaydın kankam."

"Emre biz izmiredeyiz alaçatı da İstanbul'a kesinlikle dönmüyorsun işlerin biter bitmez buraya gel"

"Eee bu müthiş süpriz oldu yarın gelirim ben"

Valizleri eve taşıdıktan sonra duşa girmek için hazırlanıyordum Ege'den ben duş alana kadar gidip yüzmesini istedim "Onu neden çağırdın" dedi, anlamadım der gibi bir bakış attım, "Her yerde o ikili ya da üçlü grubunu kurmak zorunda mısınız Bıdı sürekli arkadaşlarınla olmak zorunda mısın?" dedi. "Sen arkadaşımsın ve yanımdasın onlar kardeşim tabiki yanımda olacaklar" dedim yumuşak ses tonumla ve kaçan gözlerle. Baskın bir şekilde "peki arkadaşım"deyip gitti.

Duş aldıktan hemen sonra bikinilerimi giyip üzerine tülden uzun yelek alıp sahile gittim. Kusursuz bir fiziğe sahip oldugum için bakışları üzerime çekiyordum.Ege'nin kıskançlığı gözlerinden belli oluyordu.

Ege denize girdi yarım saat boyunca tek başına yüzdükten sonra yanına esmer, uzun boylu, simsiyah saçlı,dövmeli çok güzel bir kız geldi. Baya samimi oldular hatta Ege bi ara kızı omzuna alıp denize attı.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra kızla birlikte yanıma geldiler. Adının Gökçe olduğunu ve Istanbul'da oturduğunu hatta aralarında sadece yarım saat kadar yol olduğunu söyledi. Bu beni fazlasıyla sinirlendirmisti "Ben yorgunum uyumaya gidiyorum" dedikten sonra yanlarından ayrıldım.

Yazlığa döndükten sonra uyudum, çünkü hakikaten yorgundum. Gece geç saatlerde sesler gelmeye başladı oturma odasına gidip Ege ile konuşacaktım fakat yalnız olmadığını gördüm. Ege ve Gökçe gecenin bu saatinde dışardan yeni geliyordu. Uyanık olduğumu farkettirmeden onları izliyordum. Fazlasıyla yakınlarda. Gökçe Ege'ye dokunup dudaklarından öpmeye başladı,Ege de hiç tepki vermedi ,Ege'nin tişörtünü çıkartıp boynunu emmeye başladı, Ege karşılık vermiyordu fakat engelde olmuyordu. Gökçe sonra kendi tişörtünü çıkartıp Ege'ye daha da yakınlaştı,gerisini izlemek istemedim yatağıma uzanıp sessizce gözlerimden akan yaşları sildim.

***

Sabah uyandığımda Ege yalnızdı sanırım anlamamam için kızı ben uyanmadan evden çıkartmıştı. "Günaydın" dedi gülümseyerek, karşılık verdim sert bir ses tonuyla "Günaydın!" Neye uğradığını şaşırmış olmalıydı farklı baktı.
Kahvaltı için küçük bir cafeye gittim,önümde çok güzel bir kahvaltı hazırdı fakat benim iştahım yoktu. Yiyemedim bir lokma bile. Daha sonra kahve istedim. Kahvem gelmiş, dakikalar geçmiş, bir yudum alınmamış kahvem soğumuş ve ben farkında olmadan düşüncelerin derinliklerine dalmıştım.

Emre'yi aradım "ne olur artık gel yoksa kafayı yiyeceğim" dedim. İki saat sonra yanımda olacakmış yol çok kalmamış. O gelene kadar yüzmek için sahile gittim. Ege ile karşılaştık. Yanıma geldi bu sefer yanında Gökçe yoktu şaşırdım.

"Nerdesin sen merak ettim arıyorum cevap da vermiyorsun" diyerek endişeli bir ses tonuyla konuştu.

"Yalnız kalmak istiyorum Ege beni yalnız bırak!"

Hızla denize ilerledim arkamdan geldi benimle konuşmak istediğini söyledi dinlemeyip yazlığa gittim kapıyı kitledim

"Yanıma gelme git bir otelde kal artık!" dedim.

Başta her ne kadar yalvarsa da gitmek zorunda kaldı.
O gittiğinden beri ard arda sigara yakıp hıçkırarak ağlıyordum.
Kapı çaldı gelen Emre olmalıydı hemen kapıyı açtım. Emre'yi görünce boynuna sarılıp daha sesli ağlamaya başladım. Emre karşılaştığı manzara karşısında şok olmuştu. Beni alıp içeriye götürdü.
Başımı omzuna koydum ağlayan bir ses tonuyla dün gece olanları anlattım.

Emre aniden ayağa kalkıp evden çıktı.
Emre yokken bende kırıp döndüğüm yerleri toparladım. Bir kaç saat sonra Emre geldi kaşı patlamıştı. Kaşına pasuman yapmak pamuğa tentürdüyotu bastırıp kaşına koydum. Aynı zamanda da sinirli bir şekilde konuşuyordum "Naptın ağzını burnunu kındın mı o öküzün madem dövmeye gidiyorsun bana niye söylemiyorsun iki üç yumrukta ben atardım anasını satayım."
Emre sızlanıp "Bıdı yavaş, bastırma şu pamuğu kaşıma Ege'ye kızıp hırsını benden çıkartıyosun" dedi.

Elimi birden çekip "Çok pardon kankam" dedim. Morallerim az da olsa düzelmişti.

Emre ile bara gitmek için evden çıktık. Bugün içip dağıtmak lazım, beni ancak o toparlar. Bara girdik, kalabalık gözüme gözükmüyordu. İnsanlar görünmez olmuştu benim için. Dalgın bir halde aralarından geçip barmenin yanına doğru ilerledik.Emre "Bana sert birşeyler lütfen" dedi.Ben arkasından "bana en sertini her bu akşam be barmen" dedim. Barmenin ikram ettiklerini içmeye başladık. Bir bardak, iki bardak, üç bardak,derken ben şişeyi aldım. Dibine vurmuştum bu gece, Emre elimden ikinciyi şişeyi alıp "Yavaşlamalısın"dedi. En son Emre'yi kimseyle birlikte olma biraz yalnız kal dediğinde dinlemiştim. Ama yapma dediği hiç birşeyi yapmam,elimdeki şişeyi bırakıp Emre"ye dönerek "Çıkalım mı artık"dedim. Emre kafasını sallayarak onay verdi.

Bardan çıkıp sahile doğru yürürken "Bugün sana herşey serbest artık" dedi Emre, duraklayıp "herşey mi?" diye karşılık verdim. Emre tekrar kafasını hafif sallayarak onay verdi. Allaaahh kork benden Emre kork.
Ben hayatta en sevdiğim şeyi sesli bir şekilde gerçekleştirdim. Yanımdan geçen insanları içimden eleştirmek yerine onlara karşı seslenip eleştirdim.

"Heey sarışın sen o küçük kafanla kocaman burnunu nasıl taşıyabiliyorsun?"

"Maviliii sen saçlarını sarıya boyayıp seksi göründüğünü düşünmüyorsundur umarım. Çünkü bembeyaz tenin ve sarı saçlarınla etrafta gezinen ruha dönüşmüssün."

"O kaslarla beni fazlasıyla etkiledin yakışıklı."

Emre tuhaf bakışlara maruz kaldığımızı farkedince eleştirdiğim insanlara deli olduğumu söylemeye başladı. Lakin Emre'de en az benim kadar eğleniyordu ve bir zamandan sonra bana eşlik etmeye başlamıştı.

Kahkahalar atarak bir çifte dönüp "Ya siz o dengesiz boylarınızla yatakta nasıl birlikte olabiliyorsunuz"dedim. Adam oldukça sinirlenmiş. "Emre idare et kardeşim sarhoş birazda psikolojik sorunlu" deyip adamı sakinleştirmeye çalışsa da adam hala sinirliydi. Uzattıkça uzatıyordu sert bir ses tonuyla bağırarak "Yanındaki kadına sahip çıkamıyorsan sarhos olmasına izin vermeseydin kardeşim" dedi. Emre öfkelenmişti yüzünden belliydi. Adam susmak bilmedi tekrar aynı ses tonuyla "Al götür şu karıyı yoksa elimde kalır." dedi.Emre daha fazla sinirlenip adama kafa attı. Adam yere yığıldı daha sonra kalkıp torpidosundaki sopayı alıp arkamızdan koştu. Benim kafam nasıl güzelleşmişse olanları izleyip kahkaha atıyordum. Emre kolumdan tutup koşturtmaya başladı adam peşimizi bırakmamak için yemin etmişti sanki.
Emre bir arabayı zorla durdurup arabaya bindirdi beni. Arabayı süren adam şaşkınlığını atamamıştı üzerinden. Niraz ilerlerleyip izimizi kaybettirdikten sonra Emre arabayı durdurup olanları arabanın sahibine anlattı,neyseki adam çok anlayışlı biriymiş bizi yazlığa kadar bıraktı. Eve girdiğimizde ben Emre'nin bana bağırmasını beklerken "Nasıldı ama çok aksiyonlu değilmiydi?" deyip gülümsedi.

Emre hep böyledir başını ne kadar derde sokarsam sokayım bana kızmaya kıyamaz.

Dur Kalbim O Adam Olmaz #VYM_2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin