Fazlasıyla sinirli bir şekilde odama doğru ilerliyordum çıldırmak üzereydim. Odaya girip kapıyı kilitledikten sonra kapının arkasında yere doğru çöktüm, ayaklarımı kendime çekerek iki kolumun arasına alıp hıçkıra hıçkıra haykırarak ağladım. Adeta kendimden geçmiştim kendi kendime deli gibi bağırıyordum "Senden nefret ediyorum Harun Başoğlu. Senden nefret ediyorum!" Süreyya Sultan kapının arkasından endişeli bir şekilde bana sesleniyordu "Bıdı iyi misin kızım? Bıdı yavrum aç kapıyı lütfen." Hiç kimseyle konuşacak durumda değildim kapıyı açamazdım.Aradan biraz zaman geçtikten sonra sakinleştim. Odamdaki lavaboya geçip elimi yüzümü yıkadım. Odanın kilidini açtım. Babamın odasının kapısına gidip kapıyı çaldım.
"Arabamın anahtarını verir misin Alaçatı'ya gideceğim." dedim.
Endişeli gözlerle uzun süre bana baktı.
"Korkma sadece arkadaşlarımla vedalaşıp geri döneceğim" diyerek bakışlarını düzelmesini sağladım.
Anahtarları uzattı gülümseyerek "Dilediğin an kredi kartlarını tekrar alabilirsin dedi."
Bu adam hiç bir zaman parasının umurumda olduğunu anlamayacaktı.
Tekrar odama geçip üzerimi değiştirdim. Merdivenlerden aşağıya inerken Teyzeme rastladım. Sert bakışlarla yanına yaklaşıp "Bu eve geri dönüyorum ve bence artık içtiğin suya bile dikkat etmelisin" dedikten sonra endişeli gözlerine bir kaç saniye bakıp arkamı dönerek evden çıktım.
Arabaya binerken bir yandan da Ege'yi aramak için çantamda telefonumu arıyordum ki Ege'yi karşımda gördüm. Büyük adımlar atarak yanıma gelip sarıldı. Kollarıyla omuzumu tutup "Iyi misin?" diye sorduktan sonra başımı hafif sallayıp "Evet" dedim. Tekrar sarıldı "Hadi gidiyoruz burdan" deyip kolumdan tutup arabaya bindirdi.
Yol boyunca hiç konuşmadım. Ege sürekli bana bakıyordu. Birşeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı. Arabayı yolun kenarına çekti.
"Seni dinliyorum." dedi bana doğru bakarak.
"Eve geri dönüyorum dedim" sessiz bir şekilde.
Oldukça sinirlenip arabadan indi ve yüksek sesle bağırmaya başladı "Ne demek geri dönüyorum Bıdı o eve nasıl geri dönersin" deyip elini arabanın üzerine vurdu.Kapıyı açıp arabadan indim. Ağlayarak "Sevdiğim insanlarla tehdit etti beni ne yapmamı bekliyorsun" dedim.
Yanıma gelip iki kolunun arasına aldı sımsıkı sarılıp "Tamam ağlama sus" dedi titreyen ses tonuyla.
Arabaya bindik yola devam ettik. Saatler sonrasında Alaçatı'ya gelmiştik. Herkesi yanıma çağırıp olanları anlattım. Hepsi şok olmuş bir vaziyetteydi.
Sena ağlamaya başladı."Ya biz hiç ayrılmıcaktık nasıl olur bu nasıl gidersin" diye isyan etmeye başladı. Sena'ya sarılarak "Yemin ediyorum ne zaman ihtiyacın olursa uçak biletimi kesip hemen yanında olacağım" dedim. Tabi bu onu yine de sakinleştirmemişti.
Emre sarılarak "En baştan hep yan yana olacağız diye bir anlaşma yaptık sen nereye ben oraya kardeşim" deyip göz kırptı.
Ben her ne kadar "Emre saçmalama senin bir hayatın var" desem de beni dinlememekte ısrarlıydı.Artık yola çıkmanın zamanıydı. Sena'ya sımsıkı sarılıp evin anahtarlarını teslim ederken "Bak Rana teyze ile birlikte yaşayacaksınız yeni bir ev arkadaşla kalmanı kesinlikle kabul etmiyorum"deyip ağlayan gözlerle gülümsedim.
Emre benim yanıma gelecekti zaten sadece bir hafta Istanbul'da gidip halletmesi gereken işleri halledecekti. Sarılıp "Çok bekletme kankam" dedim. "Bekletmem."deyip gülümsedi.Arkalarından baka yanlarından ayrıldım Ege ile Izmir'e tekrar dönüyordum. Yol boyunca göz yaşlarıma hakim olamayıp ağlamaya devam ettim. Ege her fırsatta ellerimi tutup öperek yanımda olacağının güvenini yansıttı.
Bir kaç saat sonra evin önündeydik. Ege elimi tutup "Seninle gelebilirim" dedi. Gözlerine bakıp "Hiç gerek yok. Seni seviyorum" deyip sarıldıktan sonra dudağına küçük bir öpücük kondurup arabadan indim.
Korumalar beni görünce evin kapısını açtılar yavaş adımlar ile aşağıya iniyordum ki arkamdan gelen ses ile durakladım.
"Berika, demek evine döndün!"
Bu sesi tanıyordum, bana adımla hitap eden tek insandı o. Yavaş adımlarla arkama döndüm. "Almira!" diyerek yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm.
İki sene önce hiç birşey söylemeden terk ettiğim sadece ailem değildi. On sekiz yıl boyunca yanımda olan dostumu da terketmiştim o gece. Eminim onun öfkesi vardı üzerinde.
Oldukça öfkeli ve kırgın gözüküyordu. "Seni çok özledim" diyerek sarılmak için ona yaklaştığımda bir kaç adım geriye çekildi. "Özledin öyle mi? Oysa ki yıllar önce terk ettin beni hemde hiç birşey söylemeden!" Elimi alnıma koydum ve çaresiz bir şekilde "Söyleyemezdim! O gece gitmek zorundaydım"
Alaycı bir gülüşle "Ahh Tanrım, söyler misin Berika biz hangi ara bu kadar uzaklaştık" deyip biraz daha yanıma yaklaştı ve devam etti sözlerine "On sekiz yıl boyunca aptal arkadaşlarının haricinde benden başka dostun olmadı senin. Bir gece de beni ve aileni arkanda bırakıp gitmeni gerektirecek bu kadar mühim olan şey neydi acaba söyler misin!" Gözlerim doldu ağlamaya başladım cevap veremiyordum.
Almira konuşmaya devam etti. "Yoksa aptal erkek arkadaşının aldatmasımıydı seni bu kadar yıkan? Oysa ki bakıyorum da zavallı bir insan gibi onun en yakın arkadaşına aşık olmuşsun" Dedikten sonra kahkaha attı.Almira ne zaman bu kadar acımasız olmustu. Onu ilk defa bu kadar kibirli görüyordum. Tek sebebi bırakıp gitmem olamazdı eminim. Peki ya sebep neydi?
Hiç birşey söylemeden merdivenlerden hızla inerek evin kapısına yöneldim zile basmak için kolumu kaldırmıştır ki birden kolumdan tutarak kendine çevirdi beni sarılarak ağlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dur Kalbim O Adam Olmaz #VYM_2016
Romanceİki sene önce gördükleri karşısında ailesini terkedip toz pembe hayalleri ile zengin lüks hayatını geride bırakıp beş parasız bir şekilde cennet diye tanımladığı şehri Izmir'den ayrılıp kalabalığından korktuğu Isltanbul'a en yakın dostları ile yepy...