Bugun kendiliğinden uyandım ne Sena'nın sesini duyuyorum ne de şu gerizekalı komşuların tadilat seslerini duyuyorum. Saat de erken değil hatta öğlen olmuş böyle uyanmam çok saçma dün en son Burak'ın barındaydım,ay yoksaa.yok artık saçmalama Bıdı öyle olsa kendi evinde ne işin var. Bağırarak hızla merdivenlerden iniyordum "Senaa,Emreee lan uyanm" merdivenlerden önüme bakmadan inerken birine çarptım galiba yoksa kıçım merdivende olamazdı. Başımın yerinde olduğundan emin olursam kaldırıp kime çarptığıma bakıcam. Başımı kaldırdığımda Ege'yi gördüm. Burnunu tutuyordu."Kızım yavaş olsana burnuma carptın" dedi.
Birden kalkıp bağırmaya başladım.
"Senin benim evimde ne işin var? sapık mısın sen napıyon burda ha söle çabuk. Ne işin var evimde söyleyene sana diyo" Cümlemi bitirmeden Ege eli ağzımı tuttu "Ya bi sus be bi yavaş konuş bi bağırma" diye söylenmeye başladı.
Kolumdan tutup kaldırdı. Kendimi çekip "Bıraksana kolumu sapık ne tutuyon uzak dursana ne yaklaşıyorsun bak valla bağırırım" diye konuşuyordum susmadan. Kolumu bırakıp gülerek "Korkma yaklasmam zaten yine kusarsın falan uğraşamam seninle iyi gözüküyorsun sen zaten belli gidiyorum ben" deyip kapıya doğru ilerledi.Ben her ne kadar arkasından "Gidiyormuş,gitceksin tabi zaten benim evimde olman cok saçma lanet herif" diye bağırsam da Sena ve Emre nin eve gelmediğini farkedip bunun arkasından koştum. Arkasından dürttüm "Bekle bi saniye bekle sen nereye gidiyorsun ki sence de bana açıklama yapman gerekmiyor mu?" diye bağırdım.
Ben arkasından böyle bağırınca bu bana bi döndü resmen burnundan soluyordu çok sinirliydi kaşlarını çatmıştı mimik falan oynamıyordu öylece bana bakıyordu.Bahçeye geçtik benim üzerimde pijama takımım vardı saçlarım dağınık makyajım falan akmış oturuyorum oyle karşısında. Dünden kalma hatırladığım en son şey bunun üzerine kusmam. Ege oturdu anlattı herşeyi. Meğer dün olan biten hiç de benim tahmin ettiğim gibi değilmiş.
Ben bunun üzerine kustuktuktan sonra beni wc ye götürmüş. Ne kadar da düşünceli ben olsam bırakırım öylece. Daha sonra hesabı ödemek için tekrar içeriğe girmişiz.Burak'ın yanına gitmişiz Burak beni tanıdığı için Ege'ye yardımcı olmuş "Sena ve Emre çıktı az önce istersen adresi vereyim Bıdı'yı sen bırak eve müşteriler olmasaydı ben ilgilenirdim fakat sana kaldı"demiş.Ege çantamı ve adresi alıp beni de belimden tutup arabaya götürmüş. Yol boyu sırıtıp şarkı söylemişim çok sevimli görmüyormuşum(Bana iltifat etti farkında mısınız?) daha sonra eve girmişiz kafami suyun altına koyup yıkamış,odama götürüp dolabımdan pijamalarımı çıkarmış, sonra odadan çıkmış. Oturma odasına gidip koltukta uyumuş.
Bundan iki sene önceyi hatırladım zaten o günü unutmam imkansızdı. Ege'ye bakıp"Sende istersen yarın akşam yemek ısmarlayıp sana teşekkür etmek isterim" dedim.
"Olur tabiki o zaman ben gidiyorum yarın görüşürüz" deyip yanımdan ayrıldı.Egeyi yolculadıktan sonra kızımın yemeğini de doldurdum daha sonra mısır patlatıp film izlemeye başlayacaktım ki Sena baya mutlu gülücükler saçarak eve geldi bana sarıldı hemen sanırım Batı ile dün gece sevgili falan oldular inanamıyorum en yakın arkadaşımın sevgilisi var ve ben yalnızım.
***
Bu sabah da işe gitmek için erkenden uyandım,ütülenmiş beyaz gömleğim ve kot pantalonumu giydim. Şekil almayan saçlarımı dümdüz yapıp sadece eyeliner sürüp evden çıktım. Dünün telafisi olarak Emre beni işe bırakacaktı.Firmaya girip hemen odama geçtim günün yapılacaklar listesini alıp Şevket Beye götürdüm o ara oğlu olan Doruk Beyle tanıştım. Bey dediğime bakmayın benden sadece 2 yaş büyükmüş gibi görünüyor. Açıkçası takım elbiseli bir babanın yanında rockcı takılan bir adamın durması beni oldukça şaşırttı.
Odama geçip çantamı alıp kahvaltı için dışarıya çıktım,sakin şirin bir kafede kahvaltımı yaptıktan sonra atölyeleri kontrol ettim. Firmaya geçip Şevket Beye rapor verip paydos ettim.Şevket Bey bugün artık şirket arabasının bende kalmasını uygun gördüğünü söyledi. Şirket arabası olmuş olsa da altımda son model bir araba vardı kendimi oldukça cool hissediyordum. Firmadan çıkıp arabama binip eve gittim.
Bugün benim için olabildiğince heyecanlı bir gündü çünkü Ege ile akşam yemeği yiyecektik.Aynanın karşısına geçip dolabımdan çıkardığım en az beş elbiseyi denedim en sonunda beyaz strapleiz eteği dize kadar gelen dantelli bir elbise giydim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp gözlerime buğulu bir makyaj yapıp hafif bir ruj sürdüm. Siyah topuklu ayakkabı ve siyah zarif bir el çantası alıp arabama geçtim.
Ege mesajla konumu atmıştı. Restoranta geldiğimde Ege'yi göremedim. Sanırım bekletilen kişi ben olacaktım. Garson yanıma gelip "sipariş vericekmisiniz hanfendi" dedi. En sinir olduğum şey bir yerde birini beklerken sipariş için gözümün içine bakan garsonlar oluyor . "Ben arkadaşımı bekliyorum gelince siparişi birlikte vereceğiz"deyip başımdan gönderdim. On dakika sonra Egeyi içeri girerken gördüm fakat yanında bir kız vardı, sanırım kuzeni falandır diye düşünmeye başladım. Yanıma oturup "Çok beklettik mi?" diye sordu. Gülümseyerek "Hayır sanırım geleli on dakika oldu" dedim. Kızı göstererek "Tanıştırayım Ebru, kız arkadaşım" dedi.
Işte o an aklımdan "Neeee kız arkadaşın mı" diye bağırıp o restorantı inletip sonra kızın o upuzun olan çıta bacaklarını kırıp saçlarını tek tek koparıp, matkap ile bütün vücudunu delik deşik edip daha sonra Ege'ye "al Egecim sevgili kız arkadaşın sence şimdi nasıl görünüyor "demek istemiştim fakat yapabildiğim tek şey gülümseyip "Merhaba" demek oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dur Kalbim O Adam Olmaz #VYM_2016
Romanceİki sene önce gördükleri karşısında ailesini terkedip toz pembe hayalleri ile zengin lüks hayatını geride bırakıp beş parasız bir şekilde cennet diye tanımladığı şehri Izmir'den ayrılıp kalabalığından korktuğu Isltanbul'a en yakın dostları ile yepy...