BRAD

100 7 2
                                    

       Bedenimi saran öfke bir anda silindi. Gözlerimi bile kırpıştıramıyordum. Yapabildiğim tek şey tanıştığımız günden beri "sonsuza dek beraberiz" dediğim insanın vücudunun yerde sereserpe yatışını izlemekti.
       Ben ne yapmıştım? Bi daha soruyorum ben az önce ne yaptım! Elimde olsa gerilip suratıma ağzımı darma duman edecek kadar sert bir yumruk atardım. Sıçtığımın güçlerine ne de çabuk alışmıştım böyle.
        Ne yaptığımı bilmez halde ayağa kalktım. Ellerim uyuşmuştu. Ona dokunmak istiyordum ama buna hakkım var mıydı ki? Güzel gözlerini bu şekilde kapatmasına neden olan adamın ona dokunmak gibi bi hakkı olmamalıydı!
       " Emly?" Kalabalıktan sıyrılıp ona ulaştım. Ellerini iki yana açmış kızıl saçları her yana dağılmıştı. Scott başına oturmuş bileğini kontrol ediyordu. Kalbim ağzımda, ağzından çıkacak kelimeleri bekledim.
       "Yaşıyor." dedi ve onu kucaklayacak gibi uzandı fakat izin vermedim. Hissetmiş olmalı ki onu benim kucaklamam için geri çekildi.
       Etrafa bakıp bir öğretmen aradım ama yoktu. Kim bana yol gösterecekti. Hastaneye yada bir hemşireye ihtiyacım vardı. Bu okulda revir yok muydu?
        Scott koluma dokunup önümden koşmaya başladı. Yardım etmek istiyordu ve benim şuan ondan başka kimsem yoktu.
       Onu takip edip revire doğru giderken aklıma küçük bir soru takıldı. Emly herşey pahasına neden onunla arama girmişti? Scotta karşı birşeyler hissetmeye mi başlamıştı? Peki ya Will? Onu unutmuş olamazdı. Kendini hala ona bağlı hissediyordu. En azından ben öyle biliyordum. En son ne zaman doğru dürüst oturup konuşmuştuk ki? Nereden bilecektim. Ona bağırıp sözünü kesmekten yada onu suçlamaktan başka ne yapmıştım? Asıl suçlu bendim. Yüce egom ve ben.
       Sayamayacağım kadar çok sağa ve sola döndükten sonra kapısında kocaman harflerle "Revir" yazan bir odaya girdik. Hemşire görür görmez hemen Emlyi en yakın sedyeye yatırtıp bizi uzaklaştırdı. Üzerindeki giysileri yarıçıplak kalacak şekilde sıyırıp durumu analiz etmeye çalıştı. Karnını açtığında gözlerim yuvalarından çıkacak sandım.
       Vücudundaki kırmızı benim mavimle savaşıyordu resmen. Kalbinin oluk oluk atışını görebiliyordum. Bu tekrar tekrar canımı yakmıştı. Ellerimin uyuştuğunu hissettim. Bunu ona ben yapmıştım. Kendimi bırak affetmeyi, gidip bir köprünün başından atlayacak kadar lanet hissettim.
       Hemşire ellerini acımadan yarasının üzerine bastırdı. Tam ne yapıyor diye düşünecekken ellerinden yayılan enerjiyi hissettim. Gevşememi sağlamıştı. Gözlerim istemsiz kapandı. Gücü tek ben hissetmemiş olmalıyım ki arkamdan Scottın derin derin nefesler çektiğini duydum.
       Gözlerimi tekrar açtığımda hemşire ellerini çekmişti. Şaşlıklıkla Emlynin pürüzsüz karnına baktım. Yaradan eser yoktu. Ağzımı teşekkür etmek için açtıysam da hiçbirşey söyleyemedim. Gücü dünyayı değiştirebilir savaşları durdurabilirdi. Ama o burda bu okulda tıkılıp kalmıştı. Benim gücüm sadece yıkım getiriyordu. Tıpkı Emlynin ki gibi.
       O sırada Emly öksürmeye başladı. Ellerini karnına götürüp kapatmaya çalıştı. Hemşire hemen yanına gidip "Sakin. Sakin ol kızım. Herşey geçti. İyisin. Biraz dinlenmen gerek." dedi. Kızıl gözlerini bir açıp bir kapatıyordu. Bende hemen sedyeye yapışıp tanrıya dua ederken birtaneme sarıldım.
       Gözlerim mutluluktan kör olmuştu. Yattığı yerden birşeyler mırıldandığını fark ettim. Scotta zarar verme veya ona benzer birşeylerdi. Gözlerini yavaşça açarken kızılın en ağır tonunda parladığını fark ettim. Gücü ona yardım etmeye çalışıyordu.
       "Em?" dedim sessizce. Herkes susmuş olacakları bekliyordu. Ağzını açıp konuşmaya çalışıyordu. "Sakin ol. Bir kaza atlattın ama hemşire burada yatarsan iyileşeceğini söylüyor." dedim nazikçe. O halde bile bana göz devirmişti.
       "İnsanlar kazayla birbirlerini öldürmeye çalışmazlar Brad." dedi. Yanaklarımın yanmaya başladığını hissediyordum ama bu Emlynin ateşinden değil utancımdandı.
       "Ben.. Şey" dediysem de sözümü kesti.
       "Scott iyi değil mi? En azından onu kurtarabildim." dedi.
        "Şimdilik." diye cevap verdim.
        "Kıçına kocaman bir tekmeyi hak ediyorsun sen. Neredeyse içimi deşiyordun ve hala bunu mu düşünüyorsun?" derken ayağa kalkmaya çalışıyordu. Sally hemen gelip kolundan tuttu ve onu geri yatırdı. Emly hemşireye öcü gibi bakıyordu. Beyaz önlükten hiç bir zaman hoşlanmamıştık zaten.
        Emlynin ağrısı olmaması için Sally ona analjezik serum taktıktan sonra yanımıza geldi. O ana kadar yanımızda Adele'inde olduğunu fark etmemiştim.
       "Biri onun yanında kalmalı." dedi Sally. Güzel. O kişi tabiki bendim.
       "Scott kalabilir." dedi Adele. Tam ağzımı açıp birşeyler söyleyecektim ki gözlerindeki o bakışı gördüm. Bir şey vardı. Saklayamadığı bir duygu. Yanlız konuşmak istiyor gibiydi ve düşününce bunun için belkide tek şansı buydu. Ben bu çocuğu az önce öldürmeye çalışmıştım yahu! Şimdi ona dünyadaki en değerli varlığımı nasıl emanet edebilirdim ki.
       "Asla." dedim bir nefeste. Olayı tek celsede kapatmak istesemde Adele ısrarcıydı. Dönüp mışıl mışıl uyuyan Emly e baktım. Yorgun görünüyordu. İçimdeki suçluluğu bastıramıyordum. Daha öncede ona çok zarar vermiştim fakat bu farklıydı. Bu ölümcüldü. Daha neler yapabileceğimi bile bilmezken boyumdan büyük bir güc kullanıp kontrolümü kaybetmiştim.
       "Ona iyi bakabilirim." dedi Scott. İçimden 'yaaa ne demezsin' desemde Adele'in ne diyeceğini ölesiye merak etmiştim. Günlük hakkında birşeyler söylecekti belki, belkide bana herşeyi anlatacak ve ben olaylar sarpa sarmadan Emlyi de alıp buradan gazlayabilecektim. Haklıydım. Tek şans buydu.
        "Sana güvenmiyorum. Yirmi dakikada bir arayıp rapor vereceksin." dedim. Bana ben-ona-ne-yapabilirim-ki? bakışı atsada umrumda değildi. Can parçamı emanet ediyordum burda boru değil.
       "Ayrıca" dedim. Eğer kalkıp kaçmaya çalışırsa hemen beni ara. Çünkü seni asla dinlemeyecektir."
       Emlynin kızıl saçlarını kulağının arkasına ittim ve eğilip onu yanağından öptüm. "Sadece birkaç saatliğine gidiyorum tamam mı? Hemen dönücem ve.." durdum. " herşey için çok özür dilerim." dedim.
        Bunu ona ancak uykusunda söyleyebilirdim. Daha önce hiçkimseden özür dilememiştim ve bu sonuncuydu.
        Adele'in koluna ufak bi dokunuş bırakarak kapıdan dışarı çıkıp çatlak ve siyah duvarların arasında avluyu bulmaya çalıştım.

Ateşin Donan AryasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin