Sona başlamak.

66 4 3
                                    

              Çok acı çekiyorum. Hayır, hayır bu gece olmaz. Tanrım bu gece olmaz. Canımdan can gidiyor, ölüyorum. Hayatımın en büyük acısı. Tanrım bu gece olmasın. Dayanamıyorum

              O anki can havliyle aklıma ilk gelen insan Koray oluyor. Koray tabi ya. Elimden tutan, kovsam da gitmeyen, son 8 aydır ayağa kalkmama yardım eden tek adam. İngiltere'ye bile yanımda gelen adam.

               Koray'ın gelmesi sadece 10 dakika sürüyor. Onun yüzünü gördüğüm andan sonrası hafızam dahilinde değil. Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk insan kurtarıcım oluyor, ikinci olarak da minicik elleri ve ayakları olan, hayatımda gördüğüm en küçük parmağı emecek kadar aç bir bebek. Benim bebeğim, benim kızım.

               Emzirmem için Koray ve hemşire çıktığında kızımla ilk kez göz göze geliyorum. Gözleri mavi, babası gibi denizi hatırlatan bir mavi. Bana denizi hatırlatsa da o deniz ve gökyüzü arasında beni sıkıştıran adamın gözleri. Babasına ne kadar da benziyor. Tutamıyorum kendimi, hıçkırmaya başlıyorum. Miniğim ise karnını doyurma peşinde. Çok masum, öyle masum ki ten rengine bile yansımış. Bembeyaz bir bebek.

                 Koray odaya girdiğinde kızımın kulağına fısıldıyor. ''Anne dinlenmeli meleğim.'' Odadan çıkıyorlar ama o cümle hala kulaklarımda. ''Anne dinlenmeli'' Dinlenmeli. Nasıl dinlenecek ki? Daha fazla direnmeden uykuya teslim oluyorum. İşte başlıyor, yine o rüya. Terler içindeyken Koray'ın şefkatli elleri usulca dokunuyor bana. ''Her şey hazır, evimize gidiyoruz.'' Evimize, bizim evimize. Düşünmeyi bırakıyorum. Üzerime beyaz bir elbise geçiriyorum. Çıkmak üzereyken Koray durduruyor beni. Kırmızı bir kurdele bağlıyor başıma. Kısacık saçlarım kırmızı kurdeleyle birden güzelleşiyor. Böyle şeyleri sevmediğimi bildiği için ''Annesine kurdele getirmiş ufaklık, takmasak küserdi.'' diyor Koray. Gözlerim doluyor, beyefendiye de dalga malzemesi çıkıyor. ''Yapma Ilgaz, senin gibi bir kadın da mı lohusa dönemi yaşıyor?'' İstemsizce bir kıkırdama çıkıyor dudaklarımdan. Öpüyor yanağımdan. Ne yapacağım ben bu adamla?

                Kızımın odası hazırlanmış. Yavaşça yatağına bırakıyorum. Koray'la onu izlerken, Koray'ın kardeşi Ece'nin sorusuyla irkiliyoruz. ''Eee, ismi ne olacak?'' Ne olacak? Hiç düşünmedik ki. ''Haziran'' çıkıveriyor dudaklarımdan. Koray'ın gözleri doluyor. Zoraki bir şekilde gülümsüyor. İşleri olduğunu söyleyip çıkıyor evden. Haziran... Başlangıcımız, Haziran'ımız...

       -1 YIL SONRA (14 Haziran 2021)- 

              İzmir... Yeniden burada olmak, anılarıma geri dönmek... Haziran, Koray'ın kucağında mızıldanırken denize öylece bakakalıyorum. Penguen gibi yürüyen miniğim ayaklarını yere bastığında, Koray yanıma geliyor. Sabah banyoda unuttuğum alyansımı uzatıyor. Gözleri dolu dolu. ''Kızın, kızımız için tutun bu evliliğe Ilgaz. Haziran'ımız ve benim için, bizim için.'' Özürler dileyerek takıyorum parmağıma yüzüğü. İçinde bana aşık bir adamın adı yazılı, Koray.

               Yeni evimize yerleşeli iki hafta olsa da alışamıyorum. Haziran ve Koray halinden memnun. Kocaman bahçede tüm gün koşuşturuyorlar. Ben yemek hazırlarken Haziran paytak paytak yanıma geliyor. Koray da peşinde. Haziran olduğu yerde dengesini kaybedip yavaşça düşüyor. Koray'a dönüp ''baba'' diyor. Baba, Koray, Haziran...


   İlk bölüm olduğu için hatalarım varsa affola. Acemilik hikayesi, umarım tanışırız. Umarım Ilgaz'ın hikayesinde kaybolur, birbirimizi buluruz. Sloganımızı unutmayalım. ''Haziranlar güzeldir.''  Haziran'lı okumalar:)

 Bir de ilk okuyucularımdan karakter önerisi de alırsam inanılmaz mutlu olurum. Haziranlı kalın efenim....

Kapağımız için @pamukpremsess 'e çook teşekkürler:)

HAZİRAN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin