Tıpkı söz verdiğim gibi, arayı çok açmadan yeni bölümü yayınladım. Bu bölüm biraz ekşınlı ondan kendinizi hazırlayın. Bu arada yorumlarınız beni çok mutlu ediyor ve her birine cevap yazmaya çalışıyorum. Ondan dolayı yorum atarsanız cidden çok sevinirim. Hatta eleştirilere bile açığım. Sadece telefondan girdiğim için birkaç yazım hatası olabilir, ya otomatik düzeltmedir ya da hızlı yazarken yanlış yazmışımdır. Bu kısmı uzun tutmayalım. Hazırsanız, iyi okumalar!
"Çok. Güzel. Görünüyorsun." dedi Piper, baş parmaklarını yukarı kaldırıp sırıtarak.
"Gerçekten mi?" diye sordu Annabeth arkasını dönüp Piper'ın odasındaki aynadan kendine bakarken. Piper'ın üniformasını giyiyordu - yeşil, ekoseli etek dizinin bir karış üstünde bitiyordu, bluzunu bedenini daha iyi sarması için eteğin içine sokmuştu ve Piper'ın sırt çantası omzundan sallanıyordu - bunu ise dize kadar gelen çoraplarla ve koridorun karşısındaki kızdan ödünç aldıkları Mary Janes ler ile tamamlamıştı, tam bir Herald öğrencisi gibi görünüyordu.
Bir saat içerisinde, Luke onu Piper'ın önerdiği bir kafe olan Hestia'nın Kalbi'ne götürürdü. Ona okulu ve hayatı hakkında sorular sorardı ve Annabeth yine yalan söylerdi. Fakat aslında her şey o kadar farklı mıydı? Okul, okuldu. Sadece birkaç zamiri değiştirmesi gerekecekti.
"Gerçekten," dedi Piper emin bir şekilde "Artık dışarıdan da Annabeth gibi görünüyorsun. Hiç kimse fark etmeyecek bile."
"Haftalardır sutyen giymemiştim. Bu tuhaf hissettiriyor." Annabeth göğüslerini tutarak hareket ettirdi. Tekrar nefes alabilmek iyi hissettiriyordu.
"Şey, onu yapma." Piper güldü ve Annabeth'in ellerini alıp onları iki yanına koydu. "Pekala - peruk."
Piper dün tüm geceyi onun için peruğu düzenleyerek geçirmişti ve belli oluyordu. Peruk pahalıydı ve kesinlikle Cadılar Bayramı kostüm mağazalarından alabileceği türden bir şey değildi. Peruk neredeyse Annabeth'in saçıyla aynı renkti, dalgaları kenara atılmıştı. Piper, Annabeth'in peruğu takmasına yardım etti ve dalgaları omuzlarından sallandırdı. Piper geri çekildi ve Annabeth aynadan kendine tekrar baktı. Bir kız ona geri baktı.
Karnına kramplar giriyordu, bunun işe yaramasını umdu. O, Annabeth gibi giyinmiş Andy olan Annabethdi, kişiliğinden iki derece eksildi.
Korkutucu bir an boyunca, gerçek kişinin Andy mi yoksa Annabeth mi olduğuna karar veremedi.
"İşte." dedi Piper, elinde bir bandana ile gelirken. "Bu saçının daha doğal görünmesine sebep olur."
"İyi görünüyor muyum?"
"İyiden daha iyi. Nasıl hissettiğinle alakalı. Yani, nasıl hissediyorsun?"
Annabeth kendisine baştan aşağı baktı, dudaklarını ısırdı. "Bilmiyorum."
Piper, Annabeth'in arkasından omuzlarını sıktı. "Yapabilirsin. Yapabileceğini biliyorum."
------------------------------------------------------
Annabeth, Luke'un arabasını beklerken Piper da kapının önünde, onun yanında duruyordu. Piper, Annabeth'e saçıyla çok sık oynamaması gerektiğini söyledi çünkü öyle sahte olduğu belli olurdu.
"Şimdiden sıcak ve kaşındırıcı oluyor." dedi Annabeth kafasını kaşıyarak. "Buna katlanmayı nasıl beceriyorsun?"
"Biz kızlarız. Acıya katlanırız. Gerçekten, şuna dokunmayı kes!"
Annabeth ve Piper güldü ve Piper, Annabeth'in gözünün önüne düşen birkaç dalgayı geriye attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Got A Boy (Tumblr Çeviri Hikayesi) by: flyingcrowbar
FanfictionAnnabeth Chase'i Andrew Chase'e dönüştürmek için gereken tek şey bir makas. Sadece erkekler için olan seçkin bir özel okulun - en iyilerin hayallerine erişmek için gittiği bir okul- üniforması karşılığında uzun, sarı at kuyruğunu kesmek, onun mimar...