Attığınız yorumlar sağ olsun gaza geldim ve yeni bölümü çevirmeye karar verdim. Duyuruda size sordum ve NEREDEYSE HERKES direk çevir dedi. Ondan direk çeviriyorum. Ama yine de rahatsız olabileceğinizi düşündüğüm yerlere uyarı koyacağım, bu yüzden gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. Bu arada bir sonraki bölüm ancak TEOG'dan sonra gelebilir. Hepinizin hikayeye olan desteği için teşekkürler! Bölüm için ithaf isteyen olursa yorum atsın. İyi okumalar!
Soru: Piper mı Reyna mı? (Cevaplarınızı yorumlarda bekliyorum!)
Bence Reyna çünkü kendisi ikinci seride gerçekten sevdiğim az karakterlerden biri.
---
Annabeth sanki birisi tişörtünün içine buz atmış gibi hissediyordu. O kadar yerin, zamanın ve kişinin içerisinden - onu şimdi ve burada, sanki elini sıkıyormuş gibi kolayca öpenin Percy olması gerekiyordu. Dudakları yumuşaktı ve kolları iki yanında duruyordu ve Annabeth'in suratı ateşler içerisindeydi. Milyonlarca düşünce beyninde dönüyordu ve hepsi de tek bir soruya çıkıyordu: Neler oluyor?
Percy'nin dudakları tuzlu ve sirkeli cips ve meyve kokteyli tadındaydı, öpücüğü ise fazla sulu ve yarım yamalaktı. Ardından gerçekler Annabeth'in aklına geldi. Bu onun ilk öpücüğüydü ve kendisini erkek sanan sarhoş oda arkadaşı tarafından çalınmıştı.
Tam Percy'i itecekken Percy dudaklarını çekti.
"Ay!" Annabeth, Percy yana bir bez bebek gibi düşmeden önce onu yakaladı. Zayıf bir oğlan için fazla ağırdı. Bütün o kasları Annabeth'e ölü gibi yük yapıyordu.
Çalılıkları el fenerinin ışığı çevreledi ve Annabeth kendini yere fırlattı. Percy altında inledi ve Annabeth elini onun ağzının üstüne koydu, dudakları hala öpüşmelerinden dolayı nemliydi. Öpüşmelerinden dolayı.
Onlara partideki avarelerden birini arayarak yaklaşan ayak seslerini dinleyip beklerken nefesini tuttu. Spor ayakkabılı birisi tam çalılıkların önünde durdu. Dur, spor ayakkabısı mı? Percy huzursuzca kıpırdanırken Annabeth kaşlarını çattı. Polisler spor ayakkabı giymezdi.
Percy, Annabeth'in elini suratından çekmeye çalıştı; fakat Annabeth ellerini sıkıca bastırmaya devam etti. Onun sarhoş kıçı yakalanmalarına sebep olamazdı.
"Biri buraya gelirken gördüğümü biliyorum," dedi biri genizden gelen bir ses tonuyla. "SOnsuza dek saklanamazsın!"
Octavian.
Annabeth eğer bu adamdan daha önce nefret etmediyse bile, şimdi ediyordu. Bu adamın polisleri çağırdığına adı gibi emindi. Octavian daha iyi görebilmek için çalılıkları araladığında Annabeth'in karnına kramplar girdi.
Etrafına işe yarar herhangi bir şey bulmak için bakındı ve gözleri bir kol uzaklığındaki küçük taşa takıldı. Taşı alırken aklından hesaplamalar yaptı ve elindeki en iyi seçeneğin bu olduğunu fark etti. Elini hafifçe geri çekip taşı uzağa ve yükseğe fırlattı ve taş bir 'TAK!' sesiyle verandaya düşerken tekrar yere eğildi.
Octavian'ın spor ayakkabıları ve el fenerinin ışığı sesin geldiği yöne doğru döndü.
"Kim var orada?" Octavian bağırdı.
Percy'nin sıcak nefesi Annabeth'in eline çarpıyordu fakat Annabeth elini Octavian bu kadar yakındayken geri çekmeye cesaret etmedi. Fakat Octavian bağırarak eve geri koşmaya başladı. "Seni gördüm! Kaçabileceğini mi sanıyorsun?"
Birkaç oğlan Octavian'dan kaçarken havada pek-13-yaş-altı-için-uygun-olmayan argo kelimeler ve sersem kahkahalar uçuştu. Tanrıya şükürler olsun, diye düşündü Annabeth.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Got A Boy (Tumblr Çeviri Hikayesi) by: flyingcrowbar
FanficAnnabeth Chase'i Andrew Chase'e dönüştürmek için gereken tek şey bir makas. Sadece erkekler için olan seçkin bir özel okulun - en iyilerin hayallerine erişmek için gittiği bir okul- üniforması karşılığında uzun, sarı at kuyruğunu kesmek, onun mimar...