4.Bölüm "Kavga"

504 29 0
                                    

Deniz'den

Sanem kendisini çok harap etmişti. Ben demiştim ama Ege Sanem'i üzer diye. Kız 2 senesini boşuna harcamıştı. Ama ben ona bunun hesabını sorucam. Benim kardeşimi üzmek ne demekmiş o zaman anlayacaktı şerefsiz. Yukarı Sanem'e bakmak için çıktığım da uyuduğunu gördüm. Yüzünün rengi solmuştu. Aşağıya bizimkilerin yanına indim. Arda ve Melih'in üstü daha ıslaktı. Bizimkilerin yanına oturduğumda herkes düşünceliydi. Sessizliği bozan kapının zili oldu. Ablamı aramıştım bizimkilerin üstüne eşofman getirsin diye. Kapıyı açtığımda gelen kişiyi görmemle donup kalmıştım. Bunun burada ne işi vardı... Yetmemiş miydi yaptıkları??

Sanem'den

Odamdaydım ve üstüm değiştirilmişti. Boğazlarım ağrıyordu. Öksürmeye başladım.

Yaz gününde yağmur yağarsa ve sen bu yağmurda oturup ağlarsan tabi hasta olursun canım.

Sağol be iç ses aklıma bile gelmemişti. 40 yıl düşünsem yine de gelmezdi. Su içmek için elimi komadine uzattım ama bardak boştu. Yataktan istemeye istemeye kalktım. Merdivenlerden indiğimde bizimkilerin yanında Ege ile Sude'yi gördüm. Bunca şeyden sonra ne yüzle benim evime gelebiliyorlardı. Yüz olsaydı onlarda gelmezlerdi zaten. Hızlıca aşağıya inip Sude'nin saçına yapıştım.

"Ne işin var benim evimde? Çabuk dışarı. Çabuuk!!" diye kapıdan dışarı attım. Sıra Ege'de idi.

Ege'ye "Bunca yaptıkların yetmedi mi ?!?! Daha benden ne istiyorsun?! Üzülmem senin hoşuna mı gidiyor??" dedim. Ne saçmalıklar uyduracaktı bakalım.

"Bak hayatım sen beni çok ama çok yanlış anladın. Benim Sude ile hiç bir ilişkim yok. O beni gelip öptü. Ben onu itekledim ama o yapıştı. SENİ SEVİYORUM LÜTFEN BENİ AFFET SEVGİLİM!!!" demesiyle tokadı yemesi bir oldu. Zaten buraya gelmesi büyük bir hataydı.

"1 bana hayatım yada sevgilim deme aramızdaki herşey bitti. 2 bir daha karşıma çıkma. Şimdi ikinizde evimden defolun!! Bir daha yüzünüzü görmek bile istemiyorum." diyip merdivenlerden yukarı çıktım. Yatağıma sırt üstü yattım. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

Hayır,hayır bu defa olmaz o piç için değmez bile...

Kapım çaldı. İçeriye giren Erkan'dı. Gelip yatağımın kenarına oturdu. Güven vermek istercesine sarıldı. Ben de ona sarılıyordum. Daha sıkı sarıldım. Bir damla yaş düştü gözlerimden Erkan'ın omuzuna.

"Şştt ağlama güzelim. O kaybetti. Oturup yas mı tutacaksın o ibne için." İbne demesi gülümsememe sebep olmuştu.

"İyi ki varsınız. O şerefsiz bile bana bu kadar değer vermedi." dedim gözyaşlarımı silerek. Beni teselli etti. Gözlerim yavaşça kapanmaya başlamıştı. Kendimi yatağa atıp bugün olanları unutmak için uykuya daldım.

2 gün sonra...

Bu sabah erken kalkmıştım. Okula yürüyerek gidicektim. 2 gün boyunca okula gitmemiştim zaten. Sude oruspusuyla Ege'yi görmek istemiyordum. Merdivenlerden sessizce inip evden çıktım. Yolda telefonla ilgilenirken sert bir şeye çarptım. Kafamı kaldırdığımda karşımda bir kas yığını gördüm.

"Önüne baksana kızım!! Benim gibi yakışıklıyı görmemek için kör olman lazım!!"

"Asıl sen önüne bak!! Sigara yakacağına önüne bak da bana çarpma!! Küstah özür dileyeceğine bir de bana kızıyorsun!!"

"Sende telefonla oynuyordun ben sana bir şey dedim mi?"

"Off be tamam bir çarpıştık diye suç benim oldu." diyip okula doğru yürümeye başladım.

GİZLİ MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin