Medya:Kızların sahilde giydikleri (ayakkabı kendiniz uydurabilirsiniz.)
Anıl'dan
"Getirdiniz mi?"
"Evet abi getirdik depoda ama şu anda baygın. Ayıltalım mı abi,ister misin?"
"Gerek yok ben ayıltıcam onu. Gökhan ile Erkan nerede?"
"Onlar da içeride onun başında bekliyorlar."
"Tamam söyle bizim düzeneği hazırlasınlar." dedikten sonra Onur'u gönderdim. Gel bakalım Ege bey oyun şimdi başlıyor! İçeride 2 tane buz dolu kova, 1 tane de eski içi kaynar su dolu küvet vardı. Ege'nin karşısındaki sandalyeyi ters çevirerek oturdum. Kollarımı da sırt dayama yerine koydum. Ardalar'a "Başlayın!!" komutunu verince Melih'le beraber buzlu kovaları Ege'nin üstüne attılar. Yerinden şıçrayarak çırpınmaya başladı. Elleri ve ayakları arkadan bağlıydı,kalkmayı denedi ama beceremedi.
"Yağız çöz ellerini ayaklarını!!" dedim. Ellerini ve ayaklarını çözmeye başladı. Ege buzlardan dolayı titriyordu. Deponun ısısı da düşüktü. Sıcağı sevmem. Yerimden kalkıp Ege'nin yanına gittim ve saçlarından tutup ayağa kaldırdım. Küvetin yanına eğilerek Ege'yi de eğdim.
"Hangi ellerinle Sanem'e dokundun?!" tıslarcasına konuşuyordum çünkü böyle bir ibne için sesimi yükseltemezdim. Cevap vermeyince kafasını küvette ki sıcak suya yakınlaştırdım. Biraz daha eğersem yüzü yanacaktı. Yüzünü yakmak eğlenceli bir durum ama şu anda istediğim bu değildi.
"Söylüyor musun yoksa yüzünü yakayım mı?". Ellerimden kurtulmaya çalışıyordu. Aptal!
"Tamam söyleyeceğim ama lütfen yüzümü bu sıcak sudan çek." diye ağlamaya başladı. Ulan erkekliğinden utan! Hem suçluydu hem de kendini daha fazla küçük düşünüyordu ağlayarak. Bana göre ağlamak 'küçük düşmek'ti.
"Ağlamayı kes lan!! Hangi parmaklarınla dokundun?! Hangi ellerle yaktın canını?!? Söyleee!!!!". Sağ elini kaldırıp "Bu elle." dedi.
"Hangi parmaklarla sıktın kolunu?!?!". 5 parmağını kaldırıp "Bu parmaklarla." dedi. Gösterdiği parmaklarını kaynar suya batırdım. Acıyla inlemeye başladı. Bu sefer elini de batırdım. Hem bileğinden sıkıyordum hem elini suya batırıyordum. Elini sudan çıkarttığım da kıpkırmızıydı.
"Seni bir daha Sanem'in yanında görürsem ne yaparım biliyor musun?". Olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Peki öğrenmek ister misin?". Yine olumsuz anlamda kafasını sallarken;
"Ah demek ne yapacağımı görmek istiyorsun öyle mi? Zevkle gösteririm." diyip parmaklarını tek tek arkaya doğru yatırarak bastırdım. Kemiklerinin kırılma sesi melodi gibi geliyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Ege'nin yaptığı tek şey tabii ki de bağırmaktı. Şu an erkek mi diye şüphe bile duyuyorum. Bağırmıyor resmen cırlıyordu. Bu ses ancak altıma yatan kızlardan çıkıyordu. Ege'yi Gökhan'a fırlatıp "Halledin!" dedim ve bizimkilerle dışarıya çıktık. Arabaya doğru ilerlerken Arda endişeliydi.
"Hayırdır ne bu endişe?" dedim. Çok fazla endişeli görmezdim onu ama bu seferki önemli bir şeydi galiba.
"Biz kızlara nasıl açıklayacağız bu durumu?" Arabaya binerken;
"Hangi durumu?" diye sordum.
"Mafya olduğumuzla ilgili olan durumu. Hiç birimiz açıklanmadı kimseye. Gizli duruyor daha. Ezgi, Sanem, Deniz, Sıla ve Demet... Sen Demet'e söyledin mi Erkan?"
"Hayır söylemedim ama şüphelenmeye başladı. Gömleklerde yada tişörtlerde ki kan lekelerinden şüpheleniyor. En kısa zamanda açıklamamız lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ MAFYA
Teen FictionHikayemiz düzenlenme aşamasındadır. Çok yakında başka bir kurguyla Wattpaddeyiz..